Aslında hepimizin normal hayatta kullandığı ama Şu sıralar fazlaca popüler olduğundan dolayı sıkça karşılaştığımız, kullandığımız ve dilimize pelesenk olmuş durumda olan “farkındalık” kelimesi. Bir çok konuda duymaya başladığımız farkındalık kelimesi benim en çok ; kendinin ve başkalarının farkında ol, kendini tanı, bir farkındalık yarat gibi bir kaç şekilde karşıma çıktı. Özellikle izlediğim Ted konuşmalarında da sıkça rastladığım bu farkındalık kelimesi ve farkında olma durumu artık benim de bu durumla ilgili çokça düşünmeme neden oldu. Neydi bu kendini fark etme durumu, ben kimdim kendimi tanıyor muydum , kendimin farkında mıydım, neler yapıyordum ve bir farkındalık yaratmış mıydım . Düşünüp durduğum bu soruların daha en başında bocalayıp durdum. Ben kimdim ve kendimin farkında mıydım?
Öncelikle kendime doğru çıktığım yolda sürekli kendimi etiketlediğimi farkettim. Şunu mu yapsam? duygusalım ben yapamam, merak ettiğim bir şey mi var, çekingenim ben soramam,bu hayalim mi gerçekleştiremem elime yüzüme bulaştırırım çünkü bilmediğim her konuda endişeliyimdir stresim önümde dağ gibi dikilir,çok stresliyimdir yapamam. Sonucunda hepsi tek bir şeye bağlanıyor; ben yapamam. Özellikle de bu durum ilk kez çalışmaya başladığım yerde kırmızı koyu çizgilerle kendini gösterdi . İşte yepyeni bir ortam ve hiç anlamadığım bir iş olması dolayısıyla da içinde bolca çekingenlik ve bilgisizlik bulunduran bu sürecin başında, kendimi sanki tüm dünyada herkes yapabilirken ben yapamazmışım gibi hisseden etiketlerimle beraber bu yola çıktığımda kendimin ve etiketlerimin farkında olmam çok uzun sürmedi, bilakis yüzüme tokat gibi çarptı.
İlk günlerdi müdürüm (aynı zamanda da abim ) Yabancı ortaklar gelecek dışarı yemeğe çıkacağız bu yüzden erken çıkacağız bugün dedi. Benim verdiğim ilk tepki:
-Ben gelmiyim ben konuşamam.Tamam o kadar da kötü değil belki ingilizcem hem belki almanca da biliyorlarsa konuşurum yok hayır ben gelmiyim abi almanca bilmiyorlarsa ingilizcem artık kötü...
-Geliceksin böyle böyle öğrenirsin.
-Abi cidden ben gerilmiyim boşuna gelmiyim.
-Geliyorsun ben anlamam. saat 16:00 de hazır ol.
Saatin tik takları 16.00 a doğru yaklaştıkça içimde süzülen soğuk ama yakan cinsten bir şeyin içimde dolaştığını hissettim. Aslında çok ısrar etsem tamam gelme diyeceğini biliyordum ama bu kez cesaretli olmalıyım dedim kendime. Ne kadar içimdeki stresi susturamasam da saat 16.00da çıktım .
Gün tuhaf bir şekilde o kadar rahat geçti ki, önce Hava alanından aldık misafirimizi sonra yemeğe geçtik ve ben bu süre içinde dahi Ortakla konuşurken, almancasının olup olmadığını sorduğumda, yalnızca 5 tane kelime bildiğini söyleyip bunları sayarken ve hatta çok kötü bir telaffuzla sayarken, kendisine takılıp onu güldürdüm.
Ben daha konuşamam edemem derken bazen herhangi bir arkadaşıma dahi yapamayacağım bu konuşmayı bir yabancıyla yapmış olmuştum. Bu yüzden kendimi ‘yapamayan, edemeyen, konuşamayan ‘ biri olarak etiketlemeden önce , evet yapamayabilirim ya da daha öncesinde de yapamamış olabilirim ama şu anda yapamayacağımı bilemeyiz diyerek temkinler vermem gerektiğini öğrendim. Çünkü yapmam dediği zaman hissettiğim şey elimi kolumu bağlıyorlar , ağzımı kapatıyorlar gibiydi ve bu şekilde ne yapabilirdim ki ?
...
Yine bir gün iş yerinde masa başında bana bir şeyler öğretmesi için yanında durduğum mesai arkadaşıma , şu kısmı sen yapar mısın en başta öğrenemediysem öğrenemiyorum yapamıyorum o kısmı dedim. Kendisiyse neden? Nasıl yani? Hayır sen yapabilirsin dedi. 1haftadır her gün ısrarla öğreten sabırlı mesai arkadaşıma ısrarla hayır yapamam diyip durdum. Sonra yine bilgisayarda o kısmı yaparken dur dedim, biraz daha bakmalıyım. Ve ne ilginçtir ki kendini ‘en başta öğrenemediyse öğrenemez’ diye etiketlediğim ben, bu kez başarabildiğimi farkettim. Kendimin bana göre kötü yanları vardı, ben bu kötü yanlarım içinde sıkışıp kayboluyordum ama şimdi gördüğümse evet farkındayım stresimin her konuda beni ele geçirmeye çalıştığının ama en azından bunu kabul edip karşısında neler yapmam gerekiyor, neye çabalamalıyım diye düşünmem gerektiğinin de , kendimin neler yaptığını gözlemlediğimde farkında oldum.
Bu ve bunun gibi bir çok etiketi kendime yapıştırmamış gibi, bir de insanların günlük hayatta bana yapıştırdıkları vardı. Kimisi beni çok tanıdığını iddaa ederek yapıştırırdı bu etiketleri , üstelik etikete de son derece karşıdırlar, kimisi ise beni hiç tanımadan yapıştırırken etiketi üstüme, beni tanıdıktan sonra ise öylesin sanmıştım ama değilmişsin diye bir kaç etiketi üstümden çektikleri de olmuştu.
Daha çok küçükken ailemizin bizi yönlendirdiği zamanlardan başlayan bu etiket meselesi, etrafımızı adeta bir sarmaşık gibi sarmıştı. Bunun da farkında olmuştum , kendimin farkında olarak aslında...
Yani önce kendime bakış açımı değiştirip, kırmadan ve şefkatle kendimin farkında olmuş, sonrasındaysa en azından etrafımdaki insanların neden etiket yapıştırmakta bu kadar usta olduklarının farkına varmıştım.
Bu farkındalık konusunda farkında olma durumunu anlamıştım da , nasıl bir fark yaratabilirim sorumu ise şu an buraya yazarak sizin için az da olsa bir farkındalık yaratabileceğimi düşünerek yazmaya karar verdim.
Popüler kavramlardan kaçınan ben bu kez kaçınmamanın verdiği farkındalık ve huzurla buradayım. Bu yüzden artık FARKINDAYIM, ETİKETLE!
✅ @hanedark, I gave you an upvote on your post! Please give me a follow and I will give you a follow in return and possible future votes!
Thank you in advance!
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit