Tarih Tekerrür Etmez Mi?

in bitcoin •  7 years ago  (edited)

Artık genç yetişkin birçok birey kripto paralara alışmaya ve yavaştan benimsemeye hazır görünse de kripto paraların birçoğunun balon olduğunu düşünen bir önceki nesil için durum çok farklı ve hatta korkutucu. Bunu kendimce iki tarafı da dinleyerek gördüm diyebilirim. Bu yazımda konuyu hem kuşaklar arası farklardan ele alarak hem de şahsi görüşlerimle harmanlayarak betimlemeye çalışacağım.
Ben evvelinde doğuda hizmet etmiş bu sene itibariyle mesleğine batıda devam eden biriyim. Birçok arkadaşım eski görev yerimden olduğu için kendileriyle biraz da kripto paralar vasıtasıyla iletişimi koparmadık yalnız yeni görev yerimde birçoğu orta yaşlı olan meslektaşımla çalışıyorum. Bu sebepten iki tarafla da konuya yaklaşımları açısından uzun sohbetler etmişliğim vardır. Hâl öyle olunca bir önceki kuşağın uyarılarıyla yeni yetmelerin (ki ben de onlardanım) hayalleri arasında kalmış olan ben için deli gibi araştırmaların da önü açılmış oldu. Yaptığım birçok araştırmada her kesimi dinlemeye çalıştım diyebilirim.
Blockchain tabanlı ve IOTA gibi yeni nesil blockchain dedikleri (ki uzaktan yakından alakası yok, Bkz:Tangle, https://eksisozluk.com/entry/72893601 ) coinler balon mu yoksa geleceğin ödeme yöntemlerini ya da en azından öncüllerini elimizde mi tutuyoruz? Eğer gelecekte var olacaklarsa emtia gibi mi işlev görecekler yoksa fiat paraların yerini mi alacaklar?
Bu sorulara cevap bulabilmek adına en azından günümüz ekonomik düzenini az çok bilmek gerekli diye düşünüyorum.
Kapitalist ekonomik model insanların belli saatler karşılığı verdikleri sıradan veya özel insan emeği karşılığı belli ücretler alarak yaşamlarını idame ettirdikleri bir sistem üzerine kuruludur. Yani özetle emek verir para alırsınız ve hayatınıza devam edersiniz. Bu üretim ve hizmet dâhil tüm sektörler için geçerlidir. Peki, sorunun cevabı bu kadar basitse insanlar belli bir emek vermeden coinler alarak kolay parayı nasıl kazanabiliyor diyebilirsiniz. Ama kapitalist ekonomi genellikle finans tabanlı farklı mecralara da kapı açar. Çünkü insanların sürekli sınıf atlamaya çalıştıkları bir sistemdir kapitalizm. Bu da bence pandoranın kutusundaki son kötülük olan umuttur aslında. Şans oyunları, borsalar, fonlar vs. aracılığıyla paranızı riske ederek girebileceğiniz mecralardır bunlar. Ki baktığınızda ucuz web site reklamlarından hatırlayacağınız yine arka planına umudu alan "Şu işle kolayca bilmem ne kadar kazandım" reklamları gibidirler aslında. Her kolay kazancın bir riski de muhakkak vardır. Faize yatırılan paranın da risksiz olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bankaların batması da bir risktir ve her an batabilir. Devletler de sadece paranızın belli kısmını size garanti ederler. O sınırdan yüksek tüm paralar soğuk su karşılığı hayalleriniz ve emeklerinizle takas edilir. Yani özetle elinizi atacağınız her kolay görünen kazanç kapısı aslında kendince risk taşır ve vaat ettiği kazanç arttıkça bu riskler de büyürler. Temel kural risk ile kazancın orantılı oluşudur.
Dünya ekonomi pastasından herkes belli dilimlerde paylar alır. Kimileri büyük kimileri ise küçük paylar alırlar. Kapitalist ekonomi modeli de o pastadan pay alanların paylarını daha da büyütmesi üzerine kuruludur aslında. Herkes ya da her marka kesinlikle daha da büyümelidir. Hatta Türkiye dâhil birçok ülkede hem vergi kaçırmalarının önüne geçmek (dolayısıyla kendi pastasını büyütmek) hem de pastanın büyüyüp büyümediğini kontrol etmek adına mükelleflerini denetler. Örneğin Türkiye'de 3 yıl üst üste kâr etmeyen ve dolayısıyla az vergi veren ya da hiç vermeyen (KDV ve Stopaj vb. dışında) şirketlerden iflas açıklamaları istenir.
Önceki yüzyıllarda pastanın büyümesi gibi bir durum bu kadar önemli değildi ve yok denecek kadar azdı. Varsa bile bu durum borç alıp verme üzerine değil daha çok nüfus artışı gibi doğal ve zaman alan durumlar üzerinden oluyordu. Daha çok temel ihtiyaçların (ekmek ve su gibi) veya evvelinden kabul görmüş ihtiyaçların karşılanması durumuyla pasta büyürdü. Ve pastanın büyümesi insanların daha çok tüketmesi üzerine değil, üremesi ve yeni insanların nüfusa eklenmesi ile gerçekleşiyordu. Yani tüketim artıyordu evet ama insanlar eskisine oranla çok tüketmiyor (hatta belki daha az tüketiyor) ama daha çok insan tüketim yapıyordu. Fordizme kadar sürecek bir durumdu bu. Ne kadar doğru bilmiyorum ama dinlediğim hikâyelerden okuduğum kadarıyla bu durum özellikle Osmanlı esnafınca içselleştirilmiş görünüyor. Şu klasik “benden bulgur aldın pirinci de benden alma komşu dükkândan al” muhabbeti de bu durumu özetler aslında. Agresif bir satış sistemi yoktur. Çünkü pasta büyümeyecektir ve eğer bulguru aldığınız dükkândan pirinci de alırsanız o dükkânın sahibi komşusunun pastadaki diliminden yemiş olur ve bu da dînen kul hakkıdır. En azından ben durumu böyle okuyorum.
Velhâsıl günümüz ekonomik modelinde ise pastayı büyütmek adına piyasalarda borç almaya ve borç verenler tarafından bu borçların kazanılınca yerine konacağı üzerine iyimser bir plan vardır. Pasta üreten fırın da büyümelidir ekmek üreten de. Ama Fransızlar bize ikisinin bir arada tüketilemeyeceğini göstermişlerdir. İşin şakası bir yana pastanın büyümediği bir senaryoda ikisinden biri batmalıdır. İnsana mantıklı gelen şey hangisi daha acil ve önemli bir ihtiyaca hizmet ediyorsa onun üretime devam edip görece az ehemmiyet arz edenin batmasıdır. Fırıncılar örneğinde bu pasta üreten fırındır bence ama işte tam burada modern dünyanın başka bir sektörü yardıma koşar: Reklamcılık! Ve der ki pastaya da ihtiyacımız var ekmeğe de. Üretim çok fazlalaşınca tüketim de olmalıdır ve reklamcılık medya aracılığıyla tüketim toplumları yaratır. Ortalama bir ailede yetişen her birey de bu akıma kapılır. Daha çok şey tüketmek ister her şey tastamam olsa bile daha iyisini tüketmek ister. Çoğu zaman tastamam da olmaz ama hep bir açık ve bir ihtiyaç vardır. İşte bu ekonomi modeli birkaç kuşaktır (Fordizmden beri) tüketim toplumları yaratmıştır. Bunda avcı toplayıcı beyinlerimiz de çok yardımcı olmuştur ama bu başka bir yazının konusu. Çok tüketmek istiyorsan çok da kazanmalısın değil mi? Evet öyle ama çoğu kişinin böyle bir şansı olmaz. Bu yüzden de ara sıra kuşaklara umut vaat eden kolay kazanç kapıları türer çoğu da bir noktada patlar. Çünkü kapitalizm herkesin zengin olduğu değil bazılarının çok zengin olduğu bir modeldir. Benim bu konuda yaptığım birçok araştırma her kuşağın en az bir balonu olduğunu gösteriyor. Ortalama her 10 yılda bir kez en azından yöresel bazda belli balonlar çıkar ve patlar. Dersler çıkarılıp yola devam edilir veya hayatlar söner.
Peki, kriptolar bu işin neresinde? Kripto paralar diye anılan blockchain teknolojisi ürünleri internete çağ atlatan veri dizilim biçimleridir özetle. İnternet gibi her şeyin kopyalanabildiği bir mecrada kopyalanması günümüz teknolojisiyle mümkün olmayan verilerden ibaret bir dizilim. Kullanım alanları olarak oldukça geniş diyebiliriz. Örneğin kimlik, ehliyet ve pasaport gibi kişiye özel olması gereken belge ve bilgileri de blockchain ile dijital ortama aktarabilir ve hizmetlerinizi hızlandırabilirsiniz. Bu teknolojiyi kullanarak çıkan ilk ürün bitcoin. Satoshi Nakamoto denen bir vatandaş bu veri dizilimlerinin parasal bir karşılığı olabileceğini dile getiren ilk kişi. Özetle kolayca transfer edilebilen, kopyalanamayan, birilerinin parasal karşılığı olduğunu düşündüğü bir veri dizilimi. Sanal oluşu ilk bakışta durumu size çok aptalca gösterebilir ama bundan birkaç yüzyıl önce kâğıt para ile pazara çıksaydınız ve alışveriş yapmaya çalışsaydınız dönemin insanları da size elinizdeki kâğıdın dağlar yaprak gibi savrulsa bile para olmayacağını söylerdi. Onlar için para kıymetli metallerden ibaretti. Neyse konumuza dönelim bu veri dizilimleri ilk çıkaran vatandaşın amacı finansal sisteme çağ atlatmak. Gerçi ilk çıktığında Deep Web’in parasıydı ya şimdi para yatıran herkes bu paranın asıl amacının finansal sistemi geliştirmek ya da değiştirmek olduğunu düşünüyor. Çıkışı için seçtiği tarih de tam komploluk: Mortgage krizinin ABD’de patladığı sıralar.
Bunu kapitalist sistemin kendisini yenilemek ve her krizde yaptığı güncelleme gibi görenler de var liberal politikaların bir çıktısı olarak görenler de. Bazıları işi daha da ileri götürüp bitcoine (veya altcoinlere) “sömürgeci” devletlerin ekonomik modellerini yıkacak bir paraların gerillası muamelesi yapıyor. Özetle herkesin bitcoinle ilgili bir fikri oluşmaya başladı ve öyle ya da böyle bazı insanların umutlarını bağladıkları bir sanal varlık olma yolunda hızla ilerliyor bitcoin.
Bu arada bitcoine rakip olup onu tahtından etmek istercesine çekişmeye giren birçok para sayesinde adeta bir Games of Kripto izliyoruz tüm dünya olarak. Bazı kriptolar çok farklı alanlarda misyon edinip kendi kulvarında en iyi olabilmeyi amaçlıyor bazıları sadece proje olarak kalıyor ve geliştirici takımlarının tek ve nihai amacı fon getirileri. O yüzden tam kurtlar sofrası diyebileceğimiz 7/24 işlem gören bir global borsa kripto paralar. Hâl öyle olunca beraberinde çok fazla umutla birçok insan bu işe öyle delicesine giriyor ki bu işten deli komisyon alan büyük borsaların birçoğu üye alımını durdurmak zorunda kaldı. Hatta bu bile yetmedi borsa sitelerinin açılmış hesapları karaborsaya düştü. Yani anlayacağınız çığ gibi büyüyen yeni bir sektör oluşmakta.
Dünya pastasının büyümesi için birileri borç almalı ve o borçları ödeyebilmeli demiştik. Bu rönesans ile başlayan bir süreç aslında. Rönesans’ı finanse edenler de yine bankerlerdi (Bkz: Medici, https://eksisozluk.com/medici--62919 ). Finans sektörü de inovasyon barındıran teknolojik ürünlere yatırım yapmayı çok seviyor çünkü insanlara yeni bir ihtiyaç yaratıyorsunuz ve bu ihtiyacı gidermek adına insanlar size para ödüyor. Dünyada oluşan bütün balonlarda batmayan hatta en çok kazanan sektör her zaman finans olmuştur. İnsanlar sahip oldukları para yerine bankerlere ya da bankalara gider borç alırlar. Bankalar da yatırımlar batsa bile parasını alır. Her balonda durum bu olmuştur. Yüksek ihtimalle de bundan sonra da böyle olacaktır.
Lafı daha da uzatmadan gelelim coinlere. Her çeşidi her türlüsü var dedik. 1300 küsür altcoin var ve sayı hızla büyüyor. Hatta akche diye bi türk tokeni de çıktı (Waves tabanlı). Blockhain teknolojisi inanılmaz potansiyel vaat eden bir teknoloji ve bundan birkaç yıl sonra da hayatımızda yerini alacağına kesin gözüyle bakmama rağmen Bitcoin dâhil olmak üzere ciddi bir balona doğru gidiyoruz. Bunu da şöyle bir örnekle açıklamak isterim: Bir çiftçi olduğunuzu hayal edin. Yeni bir çilek tohumu çıkmış. İnanılmaz mutasyonlara uğramış ve hiçbir hastalığa yakalanmadan hatta su bile vermeden meyve alabiliyorsunuz. Siz de her mantıklı insan gibi bu tohumu alır ekersiniz ve satıp paranızı alırsınız. Ama düşünün ki aynı özelliklere sahip bir muz tohumu çıkmış onda da hastalık yok ve ona da su vermiyorsunuz. Ve bu da yetmezmiş gibi envaitürlü aynı özelliklere sahip meyve tohumları piyasaya saçılmış. Bu tohumların her birinin gelecekte yiyeceğiniz meyveler olması ihtimali var ve hatta kesin. Birkaç yıl içinde tüm çiftçiler bu az emek sarf ettiren ama güzel üretim yaptıran tohumları kullanacak. Aksini söylemek aptalca olur. Ama düşünün ki tek özelliği ilk çıkan tohum olmak olan çilek tohumunun fiyatı 20 bin Amerikan doları, diğer tohumlar 0,01 dolardan başlıyor yüzlerce dolara kadar çıkabiliyor. Sizce çilek tohumu biraz fahiş fiyattan satılmıyor mudur? Ya da kaç ay boyunca bu tohum bu fiyatlarda seyredecektir? Ya da yatırım yapıp söylemeye çekindiğiniz “balon” kelimesi çilek tohumuna cuk oturmaz mı?
Bence olacak olan şu: 2000’li yıllarda oluşan internet balonu gibi yalnız arkasına ürün ya da hizmet alan ürünler (2000lerde siteydi şimdi coin) biraz da şansları yaver giderse hayatta kalacaklar. Balon ilk patladığında tüm coinlerin fiyatı dipleri görecek ve alttan toplayan asıl para babası yatırımcılar sayesinde destekli çıkan, hayata dair belli amaçlar güden ve kartlarını iyi oynayan geliştirici ekiplere sahip tüm coinler kazanacak. Örneğin 2000'lerin internet krizinde amazon.com çıktı ve yatırımcısına çok güzel paralar kazandırdı ama dot com balonu ilk patladığında amazonun hisseleri de inanılmaz düşmüştü. Bu piyasada da durum bu olacaktır diye tahmin ediyorum. Örneğin XRP diye bir coin var. 100 küsür banka ile anlaşma imzaladı ve transaction (yani transfer) 2 saniye gibi bir sürede gerçekleşiyor. Ayrıca kestiği ücret de sabit 0.0004 XRP. Trilyon tane XRP de gönderseniz kestiği ücret sabit 0.0004. Amacı swift sisteminin yerini almak ve para göndermeleri SMS atar gibi hızlı hâle getirmek. Türkiye'den anlaştığı bir banka bile var: Akbank. Şimdi düşünün ki yurtdışına para çıkışı yapacaksınız, A bankası 100 ₺ ücretle 3 günde klasik swift sistemiyle paranızı gönderiyor. B bankası XRP ile Ripple Netten 2 saniyede 0.8 ₺ ile paranızı gönderiyor. Para göndermek için hangi bankayı seçersiniz? Kuşkusuz B bankası. Hâl böyle olunca birçok banka da rekabet edebilmek adına bu sisteme ya da benzerlerine geçecek ve baktığınızda kripto paralar finans sisteminin bir aracı haline gelecekler. Bir başka örnek ICX denen bir coin. Yeni çıkış yaptı ve üzerinde Ethereum gibi akıllı kontratlar yapılmasına müsait. Amacı Güney Kore’de sigorta şirketleri, hastaneler, enstitüler vb. birçok kurumla anlaşmalar imzalayıp ödeme sistemini geliştirmek ve para akışını hızlandırmak. Biraz bilim kurgu gibi olacak ama örneğin bir rahatsızlığınız sonucu hastaneye gittiniz ve hastaneye girdiğiniz andan itibaren yüz tanıma sistemi yüzünüzü tanıdı ve sigorta şirketinize haber verdi. Sigorta şirketiniz de poliçenizin kapsamında olan tedavileri hastaneye bildirdi. Hastanedeki doktorunuz da size poliçenizin el verdiği tedavilerin yeterli gelmediğini 10 ICX’lik bir ödeme sonucu tedavinizi yapabileceğinizi bildirdi. Siz de kabul ettiniz ve bir tablet bilgisayar geldi parmağınızı dokundurdunuz ve ödemenin tedavinin bitiminde hastanenin hesabına geçeceğini bildiren akıllı kontrata imzanızı attınız. Tedavi bitti, hastane parasını aldı ve herkes mutlu.
Bir başka örnek Ethereum. O da akıllı kontratlara izin veren bir altyapıya sahip. Ethereum ağını kullanan bir pizzacı var. Cep telefonunuz üzerinden pizza siparişi verdiniz. Size pizzayı bir drone ulaştırdı ve drone sizi yüzünüzden tanıdı ve pizzayı teslim aldığınızı algıladı. Para hiçbir uğraş gerektirmeden pizzacıya ulaşacak.
Verilen örnekler size uçuk gelebilir ama 20 yıl evvel birileri size bugün telefondan yaptığınız işlemleri yapabileceğiniz bir cihaz olacağını ve bu cihazı herkesin kullanacağını, adının da akıllı telefon olacağını söyleseydi eminim benzer tepkiler verirdiniz. Ayrıca şunu düşünün pizzacı örneğinde pizzacı bankanın sistemini kullanmayacağı için sadece Ethereum ağına ufak miktar transfer komisyonu ödeyecek ya da bankalar ethereum ağını kendisine entegre edecek ve maliyeti düşürecek. Kurye kullanılmadığı için pizzacı fazladan eleman çalıştıramayacak ve pizzalar 30 dakikayı aşmadan hedefe ulaşacak. Sizce böyle avantajları olan teknolojilerin gelecekte olmayacağını söylemek aptalca olmaz mı?
Özetle sayın yatırımcı paranızı yatırmaya yer arıyorsanız arkasına ürün ya da hizmet almış coinleri değerlendirin. Arkasındaki teknoloji ve bunun hayata dair gerçekleştirebilecekleri üzerine düşünün. Geliştirici takımı teknolojileri el verse bile bunu yapabilecek atılganlıkta mı iyi değerlendirin. Şurası bir gerçek ki potansiyeli olan ve gerçek hayatta bir karşılığı olan projelere para yatırırsanız uzun vadede kazanmasanız bile en fazla “ayakları yere basan bir yatırıma para yatırdım şansım yokmuş“ dersiniz. Diğer türlü gelecek vaat etmeyen ve hayatta hiçbir kullanım alanı olmayan ya da olamayacak olan coinlere yatırımla kendinizi çok kötü yerlerde görür ve suçlarsınız. Şunu da unutmayın hiçbir suyun derinliği 2 ayakla ölçülmez. Tüm olanaklarınızı tek bir yere bağlamayın ve daha da önemlisi anlamadığınız hiçbir şeye yatırım yapmayın.
Yukarıda bahsi geçen tüm kripto paralar örnek olarak seçilmiştir. Hiçbiri tavsiye niteliği taşımamaktadır. Yazıdakilerin hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Sadece içimden geçenleri harmanlayarak yazdığım bir yazıdır. Eleştiri ve görüşlerinize her zaman açığım. Yazımı okuma zahmetine katlandığınız için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın!

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Congratulations @desperkatrina! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 1 year!

Click here to view your Board

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Congratulations @desperkatrina! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 2 years!

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking

Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!