CROWD MACHINE

1997-1998 yıllarında Eric Raymond tarafından desteklenen açık kaynak kodlu yazılım konseptinin yerleşmesinden günümüze kadar olan süreçte aynı zamanda Blockchain devrimi ile birlikte dAPPs dediğimiz merkezi olmayan uygulamalar ekosistemi de giderek büyüyor. Bu büyümeye rağmen bazı hususlar bu büyümeyi oldukça yavaşlatıyor.

Peki büyümeyi yavaşlatan ve Crowd Machine’nin doğmasını sağlayan problemler neler?

1. dApps ve akıllı sözleşme yaratmanın oldukça karışık, vakit alan bir iş olması ve kullanılan kodlarda uzmanlık gerektirmesi.

2. dApps’ları sunuculara dağıtmanın oldukça pahalı olması,

3. Pazarda bulunan mevcut dApps’ların kendi blockchainleri ile kısıtlı olması ve diğer zincirlerle birlikte çalışabilirliğe izin vermemesi.

Crowd Machine ekibi birkaç fikirle sorunları çözmeyi ümit ediyor. Öncelikle uygulamaların runtime yani çalışma maliyetlerini düşürmeyi hedefliyor,

Proje temel olarak crowd computer adı verilen ağ sayesinde kullanıcılara fayda sağlamayı hedefliyor. Bu super computer ise bizim desktoplarımızdan, laptolarımızdan, telefonlarımızdan oluşan dev bir ağ, bir nevi cihazlarımızı dApps’ların çalışması için kiraya verebiliyoruz bu ekosistemde. Bu projenin en temel amaçları yeni bir dApp ya da akıllı sözleşme oluşturmak için zaman ve maliyet kayıplarını engellemek.

Crowd App Studio adını verdikleri bu protokol geliştirmeyi amaçlıyorlar kod yazmadan blockchain tabanlı uygulamalar ve akıllı sözleşmeler geliştirmesine izin veriyor. Eğer bu amaçlarına ulaşırlarsa Crowd Machine Blockchain’in kitlelere yayılması için öncü olacak bir proje çünkü herkes kolayca dApps ve smart contract’lar oluşturabilecek.

Projenin önemli bir diğer özelliği ise Crowd Share adı verilen uygulama geliştirmek için gereken kod kütüphaneleri bu kütüphane aynı zamanda geliştirilebilir, üyeler buraya kaynak kodları ekleyecek ve bu kodlar kullanıldığında ödül kazanabilecekler.

Tokenlarını özetle Crowd Machine dünyasının yönetmede kullanılıyor, kah ağın bir parçası olduğunuzda, kah dApps’ları dağıttığınızda, kah crowd share kütüphanelerine katkıda bulunduğunuz zaman ekosistem sizi ödüllendiriyor.

Aslında GitHub benzeri bir yapı, "Java Virtual Machine" benzeri "Crowd Virtual Machines" (CVM) ile tamamen blockchain uygulamalarını geliştirmek için ideal bir platform.

Bu arada Crowd Machine’nin en önemli yanı Blockchain agnostik bir proje olması yani Bitcoin, Ethereum hatta Ripple ağlarını daha dApps ve akıllı sözleşmelere dahil edebiliyorsunuz, böylece diğer blok zincirleri ile birlikte çalışılabilirlik özelliği sağlıyor.

Proje kurucuları zaten aynı işi yapan Metavine adında bir şirkete sahip ve bu alanda bir müşteri portföyleri var ve bu projenin avantajlı yanı, ekip bu alanda oldukça tecrübeli ve kod gerektirmeyen bir platform yaratmada oldukça hırslılar.

Ancak marketing tarafında biraz zayıflar böyle bir proje yoğun marketing aktivitesine ihtiyaç duymakta, proje kullanıcıları işlem gücü olarak kullanıyor belki bu bir handikap olarak oluşturabilir.

#Polymath ile partnerliklerini önemli buluyorum çünkü polymath Security Token Offering (STO) standardını oluşturan ve Amerikan regülasyonlarına biraz daha uyumlu bir konsept.

Ayrıca oyun şirketi Game Loot Project ile de bir partnerlikleri var.

Sonuç olarak biraz daha Blockchain ekosistemine değer katan ve uzun soluklu her daim göz önünde bulundurulması gereken bir proje diye düşünüyorum.

Not: Yatırım tavsiyesinden ziyade araştırma tavsiyesidir.