ÇANAKKALE BİZİM
Soğuk çok soğuk gece... Deniz rüzgarları altında toprak soluklanıyor. Kan alıyor ... Kızıl olmuş deniz hala coşkun.. Dalgalar şahlanmış. Zaman gelecekten korkarak yürüyor. Gün ağarıyor gün batımıyor. Çanakkale bizim.
Ufukta küçük bir köy var düşman postallarının çiğneyemediği temiz ter temiz bir toprak var...Bir ihtiyar dua ediyor. Oğullarını torunun kardeşlerini verdiği umudum canım namusun dediği Çanakkale için Çanakkale’ye mevziye gitmek için...
Karlı yollarda bir kağnı arabası . Arkasında bir köy kadını. Sıcak yüreğinde soğuk savaşı ağırlamış. Kağnısında çocuğu yerine battaniyelere sarılı top mermileri cepheye götürmek için çocuğunu bırakmış... Cephe uzak ölüm yakın ve Çanakkale bizim ve geçilmez.
Düşman dört bir yandan saldırmış.
Temiz dudaklar yudum yudum içerken şehitlik şerbetini ölüm getiren bombaları atıyor düşman her yerden . Düştüğü yere ölüm saçan kara tabutlar toprağı delik deşik ediyor. Çanakkale hala bizim.
Silah sesleri kan kol bacak... Kıyamet kopuyor... Çanakkale mahşer gün uyuyor düşman uyanık iki yakalı Çanakkale birbirine hasret. Kan dolmuş yüreğine Çanakkale’nin yine de bizim kalacak...
Silahların ucuna yürek takıldı mı dünya gelse ne fayda. Çanakkale’de bir millet var var olma mücadelesi veriyor. Ve Çanakkale taşıyla toprağıyla mücadeleye devam ediyor.
Nusret Mayın Gemisi yırta yırta boğazın sularını ilerliyo. Çanakkale bu kez açıyor sularını Nusret’in önünde... Çanakkale bir kedi uysallığıyla saklıyor mayınları. Çanakkale bizim kalıyor.
Seyid Onbaşı kaldırırken bombayı Uyvar önünde Türk kadar güçlüydü. Değil bombayı üzerinde bulunduğu Çanakkale toprağını kaldırması gerekse bunu da yapardı. Kaldırır atırdı Çanakkale bizim kalsın diye.
Elazığlı Ahmet Yemenli Ali Trabzonlu Hasan Manisalı Orhan ve bir çok aslan. Anadolu’dan Afrika’dan Irak’tan. Her şeyini almış canını almış da gelmiş. Çanakkale bizim kalsın diye.
Ve Anafarta’nın dünyaya ışık saçan sarı çiçeği. Ölmeyi emreden kumandan...O ki ölümü mavi gözleriyle korkutan kumandan. Attığı her adımda Çanakkale titriyor... Mustafa Kemal Paşa “ÇANAKKALE BİZİM” diyor...
Yabancı bir asker esir düşmüş titriyor... Osmanlı’yı barbar demişler. Onu barbar sanıyor. Vurulmuş bacağından Çanakkale toprağında. Geliyor Türk askeri. O geldikçe beriki titriyor. Türk askeri gelir gelmez vuruluyor bir anda. Gömleğini yırtıyor Türk askeri koyuyor Anzak’ın yarasına. Anzak şaşkın. Asker kendi yarasına da toprak basıyor. Onca yıldır barbar bildiği Türk askeri hak ettiği değeri buluyor. Ve Anzak da anlıyor gerçek kahramanın kim olduğunu.
Bir kısmı anıtlara alınmış öbür kısmı toprağa taşmış askerler artık yok. Deniz dalgalarıyla geçmişi alıp kıyıya ümitleri vuruyor. Varsın deniz kızıl olmasın yere bomba düşmesin.. . Yer gök gerçekelri unutmayarak susmuyor haykırıyor. Tarihe sığmayan kahramanlar. Onlar kanlarının bedelini destanlaşan kahramanlıklarını tarihten zafer olarak aldılar...
ÇANAKKALE... O BİZE AİT VE EBEDİYEN DE ÖYLE KALACAK...