Özet
Bu makalede ilk olarak ensest kavramını tarihsel süreç bağlamında ele almaya çalışacağız. Daha sonra ensest kavramının toplumsal olarak nasıl algılandığına değineceğiz. Ve Pelin Esmer'in yazıp, yönettiği 2012 yapımı Gözetleme Kulesi filminde işlenen ensest konusuna, spesifik sahneler üzerinden değineceğiz. Filmdeki Seher karakteri üzerinden ensest ilişki sonucunda mağdur kalmış insanların psikolojilerinin nasıl bir hale büründüğünü işlemeye çalışacağız. Ve ensest konusunda ülkemizde toplumsal ve hukuki yaptırımların ne düzeyde olduğuna parmak basacağız.
Anahtar Kelimeler
ensest, aile kurumu, toplumsal kabul.
Abstract
In this article, we will first try to address the concept of incest in the context of the historical process. Then we will see how the concept of incest is perceived as socially. And we will talk about the incest story in the film Watch Tower of 2012, written and directed by Pelin Esmer, on specific stages. We will try to figure out how the psychologists of the victims of the incest relationship through the film on the Seher character become. And in terms of incest we will be able to point out the level of social and legal sanctions in our country.
Key Terms
incest, family institution, social acceptance
Giriş
Kaynaklarda ensestin tek ve kesin bir tanımını bulmak mümkün değildir. Tanım her disiplinde farklılık gösterir. Amerikan Sağlık, Eğitim ve Koruma Bölümü'nün 1980'deki tanımına göre; ensest aile içinde ana-baba figürüne, gücüne ve otoritesine sahip kişilerin çocuğu cinsel anlamda istismar etmesi olarak kabul edilmiştir. Son çalışmalarda üzerinde birleşilen tanıma göre ensest; birbiriyle evli olanlar dışındaki aile üyeleri arasında sözlü, sözsüz, fiziksel, görsel her türlü erotik davranıştır. (Justice ve Justice,1979).
Çocuk istismar ve ensest sadece 20. yüzyılın sorunu değil insanlık tarihi boyunca gözlenmiş bir sorundur. Babil dilindeki Hammurabi yazıtlarında babasından hamile kalan bir kız çocuğundan bahsedilmektedir. (Rutter M, Taylor T. 2002: 4. Bölüm) Ensest bazı istisnalar dışında binlerce yıllık bir tabudur. Sofokles‘in Kral Oedipus trajedisinde Oedipus‘un istemeden babasını öldürdüğü, annesiyle evlendiği ve gerçeği öğrenince gözlerini kör ederek kendini cezalandırdığı anlatılmaktadır. Peru, Mısır, Japonya‘da kraliyet ailelerinin saflığını korumak için enseste izin verdiğinden bahsedilmektedir. (Aysel A. 2007: 709-26) Moses kanunlarında ensest bir günah olarak tanımlanmaktadır. (Massachusetts: 2002:340-58) Eski Yunan mitolojisinde ise iki kardeş tanrı Zeus ile Hera ‘nın cinsel ilişkide bulunmaları çok doğal bir olay olarak anlatılmaktadır. Yine eski Mısır papirüslerinde iki kardeş tanrı olan İziz ile Osiris‘in aralarında çiftleşerek Horos‘u yarattıklarından bahsedilmektedir. Eski Yunanistan ve Roma‘ da yetişkinler ile çocuklar arasında gerçekleşen cinsel ilişkinin kabul edilebilir bir davranış olduğu bilinmektedir. ( Polat O. 2007:93–188 )
Tüm bu tanımlamalardan yola çıkarak ensestin tarih bir boyunca değişik uygarlıklarda görüldüğü ve bazı uygarlıklarda belirli nedenlerle normal karşılandığını görebiliriz. Ancak, tek tanrılı dinlerin, kutsal kitaplarının hepsinde ensest ilişki yasaklanmıştır. Yukarıdaki örneklerde, ensestin normal karşılandığı uygarlıkların hiç biri, dört kutsal kitaba mensup toplumlar değillerdir.
Ensest İlişki Biçimleri
Ensest ilişki genel olarak aralarında kan bağı bulunan kişilerin bir birleriyle girdikleri cinsel ilişki olarak tanımlanır. Bu kan bağı birinci derecede olabileceği gibi (anne, baba, abi, abla), ikinci derecede kan bağı olan kişiler arasında da gerçekleşebilir. (amca, dayı, hala, teyze vb.)
Ensest ilişki türünde üç farklı durumdan söz edilmektedir.
*Endogamik (endogamic-grup içi evlilik): Bu tür babalar, kendi cinsel ilişkisini aile üyeleriyle sınırlandırır ve ailenin dışındaki kadınlarla cinsel veya sosyal ilişkilere girmek istemez.
*Rastgele cinsel ilişkide bulunanlar (indiscriminately promiscuous): Bu tür babalar genellikle psikopattır (psychopathic).
*Çocuklara cinsel açıdan çekici görünenler (pedophiles): Bu tür babalar, psikoseksüel olarak gelişmesi gecikmiştir ve sosyal açıdan olgunlaşmamışlardır.1
Genellikle ensest aile sorunu olarak algılanmaktadır. Ensest davranışı; özellikle baba ile kızı, anne ile oğlu ve erkek kardeş ile kız kardeş arasındaki cinsel ilişkiyi içermektedir. Ancak ensest davranışıyla ilğili yasal ve kültürel düzenlemeler bazen bu üç örneğin üzerine geçmektedir. Örneğin, üveyler arasındaki ilişki de ensest olarak kabul edenler bulunmaktadır. Yetişkin akrabalar arasındaki ensest ilişki, en az yetişkin ile çocuğu arasındaki ensest ilişki kadar yasaklıdır.
Ensest İlişkinin Sosyal Boyutu
Ensent ilişki büyük bir sosyal sorun olarak ele alınabilir. Bana göre ensest toplumların riyakarlıklarının ve sorumsuzluklarının bir göstergesidir. Öyle ki, toplumların kendi oluşturdukları normlar bireyler üzerinde baskıya yol açmakta ve bu baskı sonucu gerek ensest olsun, gerek çeşitli cinsel istismarlar olsun açığa çıkmamamakta ve gizli kalmaktadır. Failler toplumsal bu baskının farkında olduklarından enseste veya cinsel istismarlara kalkışmada tereddüt etmemekte ve toplumun normlarına sığınarak bu eylemleri gerçekleştirmektedirler.
Eğer bu gibi durumlarda toplum, mağdurların yanında durursa ve faillere karşı bir tavır takınırsa, muhtemelen benzer olayların yaşanma oranlarında bir düşüş yaşanacaktır.
Gerek dini olarak ensestin yasak olması, gerek toplum ve bireyler açısından kabullenemez bir durum olmasından ötürü, yaşanan ensest olayları gizli kalmakta ve yapılan saha araştırmalarıda gerçekleri yansıtmakta yetersiz kalmatadır.
Ensest ilişki yasak temeline dayandığı için kim tarafından uygulanırsa uygulansın bireylerde travma yaratacağı kesindir. Kişinin yasak ilişki yaşayarak toplumsal normların dışına çıkmasının toplum tarafından öğrenilmesi ve bu şekilde tiketlenmesi sosyal ilişki ağlarının zedelenmesine sebep olur. Özellikle günümüzde ensest ilişkiyi yaşayan kişiler toplum tarafından ayıplanıp kınanmaktadır ve bu ayıbı yaşamları sürecince üzerlerinde bir yük olarak taşımak zorunda kalmaktadırlar. Dolayısı ile bireylerin böyle bir etiketlenme ile yaşaması, sosyal çevrenin ona kötü gözle bakması, kendisini değersiz biri olarak algılamasına yol açar. Karşılaştığı kişi ya da kişiler tarafından ona belli bir mesafe üle yaklaşılır. Bu da toplumsal uzaklık durumunun yaşanmasına ve bireyin toplumdan izole olmasına sebep olduğu gibi onu yalnızlaştırır ve sonunda intihara kadar götürebilir. Böylece sosyal bağları kopan birinin ise depresyona girmesi ve psikolojik sorunlar yaşaması kaçınılmazdır. 3
Ensest İlişkinin Suç Olarak Düzenlenmesi Sorunu
Ceza hukukunda ensest ilişki genel olarak, evlenmeleri yasak olan yetişkinler arasındaki rızaya dayalı cinsel ilişki olarak tanımlanmaktadır. Ancak ensest ilişkinin ceza hukuku alanında suç olarak düzenlenmesi gereken bir eylem olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Bu soruya cevap bulabilmek için öncelikle ensest ilişkinin; bir hakkın kullanım şekli olup olmadığı, ensest ilişkiyle herhangi bir hukuksal yararın ihlal edip etmediği hususları tespit edilmelidir. Ensest ilişki sözkonusu olduğunda, cinsel özgürlük ve özel hayata saygı ile ahlak, ailenin korunması ve kamu sağlığı gibi hukuksal yararlar karşı karşıya gelmektedir. 4
Ensest İlişkinin Toplumsal ve Hukuksal Olarak Yasak Olması
Ensest ilişki yasağının çeşitli sebepleri vardır. Öncelikle ilişkiye girenler arasında kan bağı olması ve bu ilişkilerden doğacak çocukların sağlıksız olma ihtimalinin yüksek olması sebebi ile insan neslinin sağlıklı bir şekilde devamının önünde bir engel olarak görülmektedir. Ayrıca toplumsal olarak ensest ilişki hoş karşılanmamakta ve ensest ilişki yaşamış kişiler toplumdan dışlanmaktadır. Bu da bir nevi toplumsal bir yasak olarak alğılanabilir.
Ensest yasağının, nedenleri konusunda en tutarlı görüşleri ileri sürmüş bulunan Levi Strauss’un varsayımları üç grup içerisinde ele alınabilir:5
Ensest yasağı, doğal bir olaya ilişkin olarak geliştirilmiş sosyal bir düşüncedir: Yakın akrabalar arasındaki cinsel ilişkiler sonrasında bir kan birliği ortaya çıkmakta ve bunun yaratacağı olumsuz sonuçlardan korunabilmek amacıyla insanlık, ensest yasağı kuralını koymaktadır. Ancak insanların çok eski çağlarda bu tür bir sakıncayı bilemeyecekleri gerçeğini göz ardı ettiğinden bu sav, kendisine yöneltilebilecek eleştirilere
karşı dayanıklı değildir.Doğal zorunluluk: Ensest yasağı, insanın doğasında zaten var olan “yakın akraba ile cinsel ilişki tiksintisi”nin sosyal alana yansıtılmasını dile getirmektedir. Bu yaklaşımı savunanlar “kanın sesi” olduğu düşüncesiyle bu ilişkilere kendiliğinden zaten girilemeyeceğini savunmaktadırlar. Ancak bu kez de, yakın akraba olduklarını bilmeksizin (anne-oğul, baba-kız, kardeşler) evlenmiş olanların, bu sesi neden duymadıkları ve “dehşet”in neden yakın akrabalığın öğrenilmesinden sonra başladığı sorusu havada kalmaktadır.
Ensest yasağının yalnızca sosyal kaynaklı olduğu düşüncesi: Bir sosyal
kurum olarak ensest yasağı iki değişik görünümde karşımıza çıkmaktadır:
İlk olarak, aralarında kan bağı bulunan yakın akrabalarla cinsel ilişki ve evlenmesinin yasak olmasıdır. İkinci olarak da belirli bir biyolojik ölçüt üzerine kurulmuş olan bu yasaklama, akrabalık yaklaşımının tümüyle yokmuş gibi göründüğü çok daha kapsamlı bir sistemin yansımasıdır. Çünkü, bir çok toplumda dış evlilik (exogamie) kuralı, yakın akrabalara olduğu kadar, birbirleriyle hiçbir akrabalık ilişkisi bulunmayanlara da uygulanmaktadır. Bu tür ensest yasağı, birbirlerine belirli bazı terimlerle hitap edenler arasında geçerli görünmekte, örneğin, aralarında hiçbir akrabalık bulunmamakla birlikte, sosyal ilişkilerinde birbirlerine “ anne, baba, kızım, oğlum, kardeşim” demekte olanlar dış evlilik kuralları doğrultusunda birbirleriyle evlenememektedirler. Acaba amaçlanan kan bağı olsun ya da olmasın, yakın çevredekilerle evlenmenin yasaklanması aracılığıyla, daha çok dışa mı açılmak ve toplumsallaşmanın daha mı geliştirilmesidir?
Bu soruya yanıt olarak değişik toplum yapılarında değişik cevaplar elde edebilir bana göre. Bazı toplumlar miras bölünmesin, kanımıza değişik kan karışmasın diye akraba evliliği normal karşılanmakta. Bazı toplumlarda ise bırakın akraba evliliğini, kişinin yakın çevresi ile evlenmesi bile hoş karşılanmaya bilir.
Türkiye'de Ensest
Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre kadınların %7'si 15 yaşından önce cinsel istismara maruz kalmaktadır. Saldırganların %30'u yakın akrabadır. ( Jansen vd. 2009:64-65) Saldırganlar genellikle mağdurun direncini ortadan kaldırmak için ödüllendirme ya da tehdit yollarını kullanmaktadırlar.
Fiziksel tehditlerin yanında olayın ortaya çıkmasının kendisi ve ailesi üzerinde oluşturacağı toplumsal baskı da çocukların sessiz kalmalarına neden olmaktadır. Mağdur dolaylı ya da doğrudan tacizi dışa vurduğunda olayın açığa çıkması için yardım istediği kişilerin tavrı önem taşımaktadır. Ensestin ortaya çıkmasını güçleştiren diğer durum ise aile bireylerinin mağdura ihtiyacı olan desteği verememesi ya da bu desteğin gecikmesidir. Aile bireyleri olayı hiç fark etmeyebilirler ya da mağdurun söylediklerine inanmayabilirler. Mağdura inansalar ya da olaya şahit olsalar bile ensesti açığa çıkaramayabilir ya da gizli tutabilirler.
Yaygın namus anlayışının kız ve erkek çocuklar ve aileleri üzerinde yarattığı baskı, bazı durumlarda aileler ensesti fark etseler de harekete geçmelerine engel olmaktadır. Toplumun gözünde ensest, cinsel saldırının ötesinde mağdur ve ailesinin namusunun kirlenmesi olarak algılanmaktadır.
Gözetleme Kulesi Filmi ve Ensest Konusu
Makalemizde buraya kadar ensestin tarihsel boyutuna, ensestin hangi türlerde karşımıza çıkabileceği, hukuksal ve toplumsal olarak ensentin nasıl alğılandına dair bir çok konuya değindir. Şimdi tüm anlattıklarımız çerçevesinde Pelin Esmer'in yönetmenliği yaptığı ''Gözetleme Kulesi'' filminde anlatılan ensest konusu ele alacağız.
Filmin konusundan kısaca bahsedecek olursak, ana karakterlerden biri olan Seher üniversiteyi kazanmış ancak maddi imkansızlıklardan dolayı bir ev tutamamış ve kazandığı üniversitenin bulunduğu ilde yaşayan dayısının yanında yaşamak zorunda kalmıştır. Bu süreçte dayısı tarafından cinsel saldıraya maruz kalmış ve sonrasında dayısından hamile kalmıştır. Ve durumu geç fark ettiği için, dayısından olan çocuğu doğurmak zorunda kalmıştır Seher. Bu durumu sadece Seher ve dayısı bilmektedir. Bu durumun duyulmadan halledilmesi gerekmekte ve taraflar hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam edebilmelilerdir.
Seher çocugunu gözlerden uzak bir yerde doğurabilmek için, okulunu yarıda bırakıp, daha önce dayısının çalıştığı bir otobüs firmasında hostes olarak çalışmaya ve bu sayede kimsenin haberi olmadan karnındaki çocuğu doğurup ondan kurtulmanın bir yoluna bakaçaktır. Seher'in planlarını diğer ana karakter olan Nihat alt üst eder. Bir şekilde Seher ile yolları kesişir ve Seher doğum yaptıktan sonra bebeği ücra bir yere bırakırken görür ve o bebeği orada belki de ölüme terk edemez Nihat ve o bebeği oradan kurtarır. Annesinin hiç düşünmeden çocugunu terk edebilmesi işte ensest ilişkinin insan psikolojisini ne kadar yıprattığının bir göstergesidir. Çünkü Seher'in bitirmesi gereken bir okulu ve geleceğe dair planları vardır. Bu yasak ilişkiden olan bebek ise Seher'in bütün hayatının sonlanması demektir belki de.
Şimdi filmdeki bir kaç Sahne üzerinden yukarıda ensest ile ilğili değindiğimiz konulara bakalım.
Filmin bir sahnesinden Seher iş yerinden izin alarak ailesini ziyaret etmeye ve belki de bir çıkış yolu olarak ailesine sığınmayı düşünür. Eve vardığında annesi Seher'i pekte hoş karşılamaz ve onu yarğılamaya başlar hiç bir şeyi bilmeden. Seher ailesi eğer biraz maddi katkı sağlarsa kız arkadaşlarıyla eve çıkmak istediğini söyler annesine. Annesi de: Kızım , dayının yanında ne güzel kalıyordun, adam sana evini sofrasını açtı, dayın sana kol kanat gerdi, dört tane kız bir başına eve giren çıkan belli değil, dayının evinde daha güvenli bir yer mi bulacaksın der. Annesinin bu sözlerinden sonra Seher dayanamaz ve annesinin suratına düştüğü durumu haykırır. Annesi önce inanamaz, kabullenemez ve susar. O sıra eve babası gelir. Seher'in evde olduğunu anlar, ve annesine sorar, niye gelmiş bu, tabi Seher'in annesi babasına bu durumdan bahsedemez, böyle bir ihtimal bence imkansızdır. Çünkü kızını hamile bırakan kendi öz kardeşidir. Ve babası bunu öğrenirse, olacaklardan korkak ve Seher'in annesi daha öncede bahsettiğimiz gibi ''susar''. Hiç kimseye bir şey diyemez, hiç kimseye bir şey anlatamaz. Çünkü çevresinin bunu bilmesi hem kendi gelecek hayatları açısından, hem de aile namusuna sürülecek lekenin ömür boyu ailesinin yakasını bırakmayacağını bilir ve ''susar''.
Seher hostes olarak çalışmaya başladığında çevresindekilerden hamile olduğunu saklıyor ve kimseye yaşadığı olaydan bahsetmiyor. Bir süre sonra hamileliği ilerleyince, kusmaya başlıyor, çevresindekiler ne olduğunu sorunca yediğim bir şey dokunmuş olabilir diyor. Genelde bol kıyafetler giyerek karnının şişkinliğini saklamaya çalışıyor. Zamanla otobüste çalışamaz hale geliyor ve patronundan kendisine daha rahat bir iş vermesini istiyor. Doğum zamanı geldiğinde kimseden yardım isteyemiyor ve çocugu tek başına kendi imkanlarıyla doğurmak zorunda kalıyor. Ve doğumdan sonra hiç düşünmeden çocuktan kurtulup kendi hayatına devam etmek istiyor. Yukarıda da değindiğim gibi Seher'in planlarını olaya şahit olan Nihat bozuyor. Onu kendi kaldığı kulubeye görürüyor ve gidip çocuguda alıp getiyor Seher'e. Ancak Seher Nihat'a neden hayatına karıştığını soruyor ve onu yargılıyor. Ve Seher çocugu kabullenmek istemiyor. Ama Nihat zorla çocuğu Seher'e emzirtiyor.
Filmde Seher'in dayısının sadece adı geçiyor. Onun suretini filmde hiç görmüyoruz. Yönetmenin belki de böyle bir yola başvurmasının sebebi bu gibi durumlarda göz önünde olan kişilerin sadece mağdurlar olması ve olayın asıl sorumlularının göz onunda bulunmasına bir gönderme olabilir bence. Sonuçta bu gibi durumlarda en büyük mağduriyeri bu gibi eylemlere maruz kalan kişiler yaşıyor. Olayın bütün sorumluluğu olayın mağduru olan kişilerin omuzlarına yükleniyor.
Filmin son sahnesinde adeta Seher bütün kinini, öfkesini Nihat'ın suratına kusuyor. Seher çocuğu bırakıp Nihat'ın yanında oradan kaçıp gitmek istiyor. Nihat arkasından koşup Seher'i durdurmaya çalışıyor. Ve o sahnede aralarında geçen diyaloglar Seher'in ve Seher'in durumunda olan mağdurların nasıl bir ruh halinde olduklarının çok iyi örneği bence.
Nihat Seher'e ''sende hiç vicdan yok mu? O bebeğin suçu ne? Ömrüne sürer bunun vicdanı ömürüne, madem istemiyordun bu çocuğu doğurmasaydın'' diyor. Seher: '' Gittim ben doktora çok geç dedi''. Nihat: '' Sen geç kaldın bende kurtarıp getirdim''. Seher: ''Sen kim oluyorsun da onun yaşamasına karar veriyorsun, kimsin sen''. Nihat: '' Çocugu orada bırakıp suçuna ortak mı olsaydım''. Seher: '' Ben onun yüzüne bile bakamazken sen onu bana emzirttin. Neden yaptın bunu bana neden. Kime baba diyecek bu çocuk sana mı''? Nihat bu ana kadar Seher'in dayısından hamile kaldığından haberi yoktur. Seher en son dayanamaz ve: '' Sen mi söyleyeceksin onun asıl babasının kim olduğunu, senin baban annenin dayısımı diyeceksin, istersen al götür babasına yeğeninden yadigar dersin, ya yarın öbür gün o büyüyünce baban kim diye soranlara annemin daysımı diyecek ''. Bu sözlerden sonra Nihat durur arkasına dönüp bakamaz ve ''susar''. Seher bu durum üzerine: '' Neden sustun öğrendin işte. Anam öğrendi ne oldu sustu. Sen de sus''.
Bu sahne aslında Seher'in düştüğü durumu bize çok iyş anlatmaktadır. Seher'in neden kimseden yardım istemek istemediği, neden bu durumu kimseye anlatamadığı, ki anlatsa bile insanların bu gibi durumlarda sustuklarını, hiç bir tepki veremediklerini görüyoruz.
Sonuç
Ensest ilişkinin tarihte bir çok toplumda belli şekillerde görüldüğü anlattık. Bazı topluluklarda normal hatta olağan karşılanırken, bazı topluluklarda ise gerek dini sebeplerden gerek toplumların sağlıklı bir şekilde devamı için tamamen yasaklanmıştır.
Ensest ilişkinin çeşitlerinden bahsettik ve bazı toplumların ensesti sadece aralarında kan bağı olan kişiler arasındaki ilişki olarak değil, yakın çevrelerindeki kan bağı olmayan kişiler arasındaki ilişkiler ve üvey anne, baba, çocukları arasındaki ilişkileri de kapsadığını gördük.
Bu tarz ilişkilerin, toplumsal olarak nasıl alğılandığını, ve bu yasakçı ve kabul edilemez alğılamadan dolayı, ensest ilişkilerin kolay kolay açığa çıkamadığını ve madurların kimseden yardım isteyemediklerini gördük. Ensest ilişki sonucu, mağdurlar tamamen yalnızlaşıyor ve bir çıkış yolu bulamayıp çok büyük psikolojik tahribatlar yaşıyorlar.
Hukuksal olarakta pek fazla bir yaptırımın olmadığını, zaten olayların çoğunun toplumsal baskı yüzünden açığa çıkamamasından dolayı adli mercilere de yansımadığı söyleyebiliriz.
Kavramsal ve teorik olarak ensest konusu işledikten sonra Gözetleme Kulesi filmi üzerinde bu kavramların ve teorilerin izlerini aramaya başladık. Ve çok çarpıcı benzerlikler olduğunu gördük. Seher'in düştüğü durumda nasıl çaresiz kaldığını, kimseye yaşadığı olayı anlatamadığını ve bahsettiği kişilerin ise susarak arkasına arkasına bile dönüp bakmadığına şahit olduk bu filmde.
Ensest ilişkiye maruz kalan kişiler genelde ailede otorite sahibi olan kişilerin saldırılarına maruz kalıyor. Seher'de okumak için dayısının evinde kaldığından bir nevi okula devam edebilmesi için dayısına muhtaç.Ve dayısıda otoritesinden faydalanarak Seher'den faydalanıyor.
Bu ilişki sonucu dünyaya gelen çocuklar, bir nevi istenmeyen, kabul edilemez, yaşamaya hakkı olmayan bir çocuk olarak alğılanır. Onların hiç bir suçu yokken, yargılanırlar, suçlanırlar ve çoğu zaman yaşamalarına izinde verilmez. Gözetleme Kulesi filminde de, Seher doğum yaptıktan sonra çocuktan kurtulmak için onu ücra bir yerde belki de ölüme terk ediyor. Ve arkasına dönüp bakmıyor bile, hiç vicdan azabı da çekmiyor belki de. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, kendi geleceği için kendi çocugunu feda edebiliyor.
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Toplumsal olarak yasak atfedilen ensest ilişki, yapılan anket çalışmalarında tamamen ortaya çıkarılamaz. Verilen oranlardan daha fazla ensest ilişki mağdurlarının olduğunu düşünüyorum. Toplumsal olarak bir muhalefet yaratmadan ve hukuksal olarak radikal yaptırımlar uygulanmadığı sürece bu sorun büyüyerek devam edecektir ve enseste maruz kalan kişiler hayatları boyunca bunun kabul edilemez yükünü boyunlarında taşımak zorunda kalacaklardır. Hiç kimsenin başka birine böyle bir şey yaşatmaya hakkı olmamalı.
KAYNAKLAR
JUSTICE, B. ve JUSTICE R. (2002) 1979 The Broken Taboo: Sex in the Family, New York: Human Sciences Press. Glaser D. Child sexual abuse. In: Rutter M, Taylor T (eds). Child and Adolescent Psychiatry. 4th ed. Massachusetts: Blackwell Publishing Company, 340–58.
AYSEV A., TANER Y. (2007) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları. 1.baskı. İstanbul: Golden Print, 709–26
POLAT O. (2007) Tüm Boyutlarıyla Çocuk İstismarı 1: Tanımlar. 1. baskı. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 93–188.
BARAN Görgün, A. / ERBAYDAR, N. P. “Yasak Cinsel İlişki:Ensest”, www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/.../ensest08012009.doc.
CAN, C. (2002) Toplumsal İnsanın Evrensel Doğası ve Cinsel Suçlar, Ankara
SANCAR, T. Y. / YAŞAR, T. N (2009) “Ensest, “Genel Ahlâk” ve Alman Anayasa Mahkemesinin Kararı”, TBBD
JANSEN, H.,/ YÜKSEL, İ. / ÇAĞATAY, P. (2009) “Bölüm 4. Kadına Yönelik Şiddetin Yaygınlığı”, iç. Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet (T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü), Ankara: Elma Teknik Basım Matbaacılık, 64-65