Platon’un öğrencisi olan Aristoteles, bir diğer önemli sistem filozofudur. Aristoteles’in düşüncelerinin anlaşılması için ona iki açıdan bakılabilir. Birincisi, eserlerinde kendinden önceki filozofların düşüncelerine yer vermesi ve onların ele aldığı problemleri ayrıntılı olarak inceleyerek kendi çözüm yollarını göstermesidir. Bu yönüyle ilk felsefe tarihçisi olarak da kabul edilen Aristoteles, problemlere sistematik açıdan yaklaşmış ve öğretici bir dil kullanmıştır. İkincisi ise yapmış olduğu çalışmalarıyla felsefenin dışında birçok alana (bilim, sanat vb.) katkısı ve günümüze etkisidir.
Özellikle 2-15. yüzyıl arasında Hristiyan ve Müslüman coğrafyalarındaki felsefelerin temelinde Aristoteles’in etkisi açık olarak görülür. Onun fizik ve mantık alanındaki çalışmaları, bu dönemin düşünce dünyasının şekillenmesinde rol oynamıştır. İslam filozofları tarafından “ilk öğretmen” olarak da isimlendirilen Aristoteles’in eserleri Arapçaya çevrilmiş ve eserleri üzerinde yapılan çalışmalarla bilim ve felsefe alanında önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Aristoteles'in Varlık Anlayışı
Aristoteles, varlıkların görünüşlerinin sürekli değiştiğini belirtir. Değişime uğrayan şeyin yani maddelerin değişim süresince özlerini koruduğunu düşünür. “Gerçek varlık nedir?” sorusuna hocası Platon’un görüşlerini eleştirerek cevap verir. Platon, gerçek varlığı fenomenlerden ayrı olarak düşünmüştür. Ona göre gerçek varlık, kendisinin adlandırdığı idealar dünyasındadır ve fenomenler, onların birer kopyasıdır. Aristoteles ise gerçek varlığın ayrı bir dünyada olmadığını düşünür ve Platon’un aksine onların maddelerin özünde olduğunu ileri sürer. Aristoteles’e göre varlıkların değişim içinde olması onların öz ya da tözlerinin değişmesini gerektirmez. Varlıkların özünün korunarak başka başka varlıklara dönüştüğünü savunur. Aristoteles, değişim problemini madde ile form arasında kurduğu ilişkiyle ele alır. Ona göre duyularla fark edilen her şey, form (biçim) kazanmış maddelerdir. Her madde, bir maddenin veya birden fazla maddenin birleşmesi sonucunda oluşmuş bir formdur. Aynı zamanda kendinden oluşan başka bir formun da maddesidir. Aristoteles’e göre doğadaki her varlığın bir nedeni vardır. O, herhangi bir şeyin varlığını ve dünyadaki işlevini dört neden görüşüyle açıklar.
- Maddi Neden: Bir şeyin hangi maddeden yapıldığını gösteren ve değişimden bağımsız olan nedendir. Örneğin alçıdan yapılmış bir vazonun maddi nedeni alçıdır.
- Formel Neden: Bir şeyin biçimsel nedenidir. Alçının vazo görünüşünü alması formel nedendir.
- Fail Neden: Hareket ettirici neden olarak da bilinen fail neden, maddenin biçim kazanmasını sağlayan nedendir. Alçının vazoya dönüşmesini sağlayan sanatçı, fail nedendir.
- Ereksel Neden: Bir maddenin biçim kazanmasındaki amacını gösteren nedendir. Vazonun bir demet çiçek için biçim almasının nedeni ereksel nedendir.
Aristoteles'in Bilgi Anlayışı
Aristoteles felsefesinin sistematiğini onun bilgi anlayışı oluşturur. O, “Bütün insanlar doğal olarak bilmek isterler.” der. Herhangi bir şeyin bilinmesini idealar kuramı görüşüyle açıklayan Platon’dan farklı olarak Aristoteles, bilmenin duyular ve akıl yürütme yoluyla gerçekleştiğini düşünür. Aristoteles’e göre bilinen şey, duyuları etkileyen form almış maddelerdir. İnsan, potansiyel olarak maddeleri algılar ve akıl yoluyla onların ne olduğunu anlar. Bir şeyin bilinmesi, onun nedenlerinin bilinmesidir. Bilgi; ona göre doğru tümel önermelerle tikel önermeler arasında akıl yürütmeyle kurulur, ilgili olduğu nesneyle aynıdır ve onun nedenlerinin bilgisidir. Aristoteles’e göre bir nesneyi bir kavramla ilişkilendirerek onun ne olduğu söylenir. “Bu, bir masadır.”- dendiğinde karşılaşılan nesne, masa kavramıyla tanımlanmış olur. Nesne, bir varlığın bilgisine yönelik bu tanımla ve o varlığa ait kategoriler aracılığıyla olanaklıdır. Dolayısıyla varlığın bilgisinin ona ait olan kategorilerle bilinebileceğini belirtir.
Aristoteles'in Değer Anlayışı
Aristoteles’in ahlak hakkındaki görüşleri “Nikomakhos’a Etik” adlı eserinde geçer. Nikomakhos, Aristoteles’in oğludur ve bu eseri, Aristoteles’in ölümünden sonra oğlunun yayımlattığı söylenir. Aristoteles, her eylemin iyiyi arzuladığını söyler ve bu iyinin ne olduğunu sorgular. Her yapılan eylemin bir amacı olduğunu ve bunun iyi ile ilgili olduğunu belirtir. Ona göre insan bu iyi ile mutlu olur. Mutluluk, en güzel ve en hoşa gidendir. Mutluluk, “Ruhun amacıdır.” ve bu amaca uygun davranış, erdeme uygun olan davranıştır.
Dolayısıyla Aristoteles’e göre erdemin araştırılması gerekir ve bu erdemler, insan ruhunun erdemleridir. İnsan huyunun bir özelliği olarak erdemi görür. Aristoteles’e göre iki tür erdem vardır: düşünce ve karakter. Düşünce erdemi eğitimle, karakter erdemi de alışkanlıkla elde edilir. Karakter erdemleri doğuştan kazanılan değil çevreyle olan etkileşimlerle oluşturulan erdemlerdir. Aristoteles, insan eylemlerindeki aşırılık veya eksikliğin iyi olmadığını ve insanı mutsuz ettiğini belirtir. Ona göre erdemli olmak bu iki uç arasında orta yolu bulmaktır. Erdemlilik; eylemlerin aşırılığı ya da eksikliği nedeniyle bozulur. Kişi, kendi iradesiyle orta yolu bulur. İnsanın erdemli olması buna bağlıdır. Aristoteles’in görüşü günümüzde “altın orta” olarak da bilinir.
“Nikomakhos’a Etik” eseri aynı zamanda onun siyaset ile ilgili görüşlerine de zemin teşkil eder. Mutluluğun yaşanması için doğru ortamın toplumsal yaşam olduğunu ileri sürer. Sosyal olmayan insanların mutlu olmadığını belirtir. Aristoteles, “İnsan, doğası gereği siyasi bir hayvandır.” sözüyle bunu anlatmak ister. Mutluluğun sırrı, toplumsal ve siyasal düzen içindedir. Devlet, yapacağı düzenlemelerle bireylerin mutluluğunu sağlayabilir. Aristoteles’in iyi ve erdem üzerinden şekillenen ahlaki davranışlarının açıklanması, çağdaş dünyada toplumun bir üyesi olarak sorumluluklarının farkına varılması ve insana fayda sağlaması açısından önemlidir.