Selamlığın inşaatı için iki farklı fikir ortaya atılmıştır.
Birincisi Raşit Beg Cinolun Prelepniçe’deki cinayetinden ( 1875 ) iki yil sonra yapılışı, ve birkaç sırp bilgileri 1884 yılından bahseder. Selamlığın Raşit Beg’in yaptığı gerçeği 1873 seçeneğinin gerçek olduğuna işaret eder. Selamlığın yapılma eğilimi aslında Haremliğin yapımına dayanıyor. / Osmanlı tarihini iyi bilen birkaç tarihçinin bahsettiği harem değil/. Haremlik Raşit Beg’in evi idi ve sırp olan eşi Maria, namı diğer Beyaze’nin kaldığı, ve çocukları Mustafa,Hamdi, ve Malik ile yaşadıkları yapı. Raşit Priştina’da 1848 yılında Karadak bölgesindeki katoliklere yaptığı işkenceden ötürü intihar eden Malik Beg’in evlatlık oğlu idi. Bogomir Stankoviç Maria’nin çocukları Mustafa ve Malik olduğunu belirtir, Kadri Halimi ise oğullarının Malik ve Hamdi olduğunu yazar. Selamlık ise Mustafa Beg Cinol’undu, ve kendisi şehrin gerçek bir efendisi idi. Mustafa Beg Cinol’un Prilepniçe’de de konağı vardı, ve 1964 yılında Şaban Slakovtsi’ye satılır. Ondan sonra Şaban Kalauşlara satar, ve topraklar dışında Prilepniçe’de değirmeni de vardı, Boruthane olarak tanınan. Sırpların 25 günlük kuşatma süresince 1878 yılında Saat kulesi polis evi olarak kullanıldı, ve şehir halkının işkence gördüğü yer idi. Orada binbaşı Radomir Putnik, Rudnik bölge komutanıydı. Sveta Niketic, dr. Svetozar Atanasijeviç kendisi aslen Kumanovalı idi, Vasa Popoviç,Albay Luba Ivanoviç Şumadiya bölge komutanı. Şadırvanın önünde Radomir Putnik bir konuşma gerçekleştirdi, 21.ocak. 1878 yılında. Cinollar ve Saat Kulesi için Zariye Popoviç, “ Kosova Önunde “ kitabının 81. ve 82. sayfasında yazar. Yazısında Cinollar eskisi gibi güçlü ve parlak değiller. Onlar geçmişleriyle ve yaşlıların övgüleri ile yaşıyorlar, hiçbir şey çalışmazlar, her zaman kendi topraklarını satarak yaşamını sürdürürler,kendi çiftliklerinden satarak. Fazla uzun sürmez böyle devam ederler ise, Beg-fukara kalacaklar. Zariye Popoviç, Radomir Putnik ile sarayın her odasını birlikte ziyaret etmişler ve gezmişler. Saat Kulesi İslihatin da buluşma noktası idi 1907 yıllarında. Haremlik 1949 yılına kadar mevcuttu. Zeça Polisin ve profesör Bojoviç’in evinin bulunduğu yerde. Bu haremliği tüm detayları ile Belgratlı mimar olan İvan Zdravkoviç 1939 yılında yaptığı ziyaret sonrası anlatır. Haremlik oradaki aile ihtiyacını karşılayacak durumdaydı,orada Malik, Mustafa, Hamdi, sonra Rauf ve çocukları Galip, Beyaze, Ataullah büyüdüler. Uzun bir sure 1945li yıllardan sonra Rauf Beg’in konağı olarak tanınırdı. Malik sırp güçleri tarafından 1912 yılında vurulmuştur. Mustafa 1923 yılında vefat eder, Rauf ise 1943 yılında vefat eder.
[image]
Haremlikte hazırlanan yemekler selamlığa götürülmüştür, ve misafirler selamlıkta karşılanmıştır. Şala asiretinden olan Binbaşı Hüsen Mila’nın konağı da aynı statüye sahipti.Selamlık ta birinci dünya savaşından önce Zolko’nun mülkü idi. Ve sırp devleti 1921 yılında ona ayırmıştır. Bu mülk ordu evinin spor sahasında bulunmaktadır, banya nehrinin ve alışveriş merkezinin sağındadır. Bu binanın önünde Hayro’nun hanı idi. Han üç katlı bir binaydı, çatısı kiremitliydi, ve bir bacası vardı. Binanın ölçüsü 7x7m idi, zemin katta at ahırıydı ve girişi banya nehri tarafındandı. Bina çingen tuğlasi dedikleri malzemeden inşa edilmişti, ve kerpiçhaneden alınmıştı. 2 metre yükseklikte yatay şekilde kirişler vardı ve destek olarak yapılmıştı. Üçüncü katın zeminine kadar üç sıra şeklinde bulunuyordu. İkinci katın ölçüleri aynıydı ve tek pencereleri vardi, bir yatak odası vardı ( yatakhane ) ve yüklük ve hamamcık ta bulunuyordu. Üçüncü kat ise çok göz alıcıydı,hem mimari anlamda hem de 2.5m sundruma çıkışı aşağıdan 4 dayak-tutma kolonu ayrı bir görüntü verdi. Böylelikle son kat 11.5 m genişlik kazandı. Ön sundurmalarda 120cm x 80cm büyüklüğünde iki pencere vardı.yan taraflarda da farklı büyüklüklerde birer pencere vardı. Bu sundurma odalarda zamanın önde gelenleri Binbaşı Hüseyin Paşa, Said Aga, Zaim Aga, Raşit Aga, Şevki Efendi, Süleyman Agazade. Binanın tavana kadar yüksekliği 9 metre idi, çatının yüksekliği 2 metre idi. Şehirdeki karışıklıklardan sonra 1878 yılında. 23 ocaktan 17 şubata kadar sırp ordusu komutanları Radomir Putnik ile şehirdelerdi,ve Berlin kongresine göre hala kesinleşmiş değildi Gilan şehri sırp krallığına mı kalacak Osmanlı Imparatorluğuna mı. patlama sesleri duyuluyordu ve sırplar Yeşilkoyün kararlarını kutluyordu,o karara göre şehir Sırbistan’a aittir. Gözetleme kulesi inşa ediliyordu tavandan uzunluğu 5 metre idi.
50 sırp ailenin ve Zariye Popoviç’in Vranye’ye doğru uzaklaşmalarında çerkezlerin o 25 günlük davranışlarından dolayı sırplardan nefret etmeleri etkilemiştir. Saat Kulesi kiremitlerle üstü kapatılmıştı. Mimar Jeremoviç’in 1922 yılında Gilan’ı ziyareti esnasında kulenin sadece bir saati olduğunu diğer belgelenmiş bilgi yok. Bellidir ki Banya nehrinin solunda bulunan hamam dışında başka herhangi bir yapı yoktu 1912 yılına kadar. 1911 yılında bu selamlıkta Malik , Sahit Aga’nın Ali’yi vurmuştur. Ikisi de kavgalı kişilerdi, ve şehirde yaptıkları yanlışlarla anılırlardı. Bunun için Milan Rakiç te yazar. 1913 yılında anonim bir fotoğrafçı tarafından fotoğraf çekilir. Ve o fotoğrafta saat kulesi görülür, daha doğrusu selamlık ve haremlik görülür. Birkaç sırp yazılı belgelere göre selamlık hemen yıkılmıştır çünkü o yerde saat kulesi yapılmadan önce Aziz Yovan kilisesi bulunuyordu. Hasan Kaleşi’nin yazılarinda Prizren Vilayeti ile ilgili iki minareli bir camisi olduğunu,160 dükkan, bunların 60 bezistan tarzı duvarlarla çevrili, bir şadırvan, iki hamam, biri yıkık, bir tekke, iki silah deposu, bir büyük saat kulesi, şehirde 11 çeşme, ve kilisede bir çeşme. 1314/1896/ vilayet salnamesinde saat kulesi geçmez, ama şehrin üç camisi bulunduğunu, bir sibiyan mektebi, bir rüştiye,iki iptadiye. Şemsettin Sami/ Sami Fraşeri. Türk Kamusta Geylan isminden bahseder. 4500 nüfuslu ve saat kulesinden bahseder. Şahsen bu şehirde bulunmamasına rağmen, şehrin 2 camisi, 1 kilisesi, 1 rüştiyesi, 2 iptaibesi olduğunu söyler. 1318/1900 yılı salnamesinde yukarıda belirtilen yapılardan bahsedilmez. Bu bina 1923 yılında sırp hükümeti tarafından yıkılır,mülk ise Pera Zolkuya kullanıma verilir. Oraya yakın Hamam ve Hayro’nun Hanı kalır, ve daha sonra her ikisi de yıkılır.