İş Kanunun 2. maddesinde “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye…” işçi denir. Bu maddeden de anlaşılacağı üzere bir kişinin işçi olabilmesi için işçi ile işveren arasında bir sözleşmenin olması ve çalışan kişinin gerçek kişi olması gerekmektedir. İşçi sıfatının kazanılması iş sözleşmesinin varlığına dayandığından, tarafların (işçi- işveren) serbest iradeleri ile kabul edilmiş bir sözleşme ilişkisinin bulunması zorunludur. Örneğin ceza evlerinde yapılan çalışmalar tarafların özgür iradeleri yerine kamu hukuku yükümlülüğüne dayandığından ne bir sözleşmenin varlığından nede işçi niteliğinden söz edilebilir.
Deniz İş Kanunu’nun 2/b. maddesine göre: “Bir hizmet aktine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere gemiadamı”denir. Gemiadamı bu kanun maddesinde sayılan kişilerden ibaret değildir. Deniz İş Kanunun 2/b. maddesinde diğer kimselerden söz edildiğine göre gemide çalışan aşçı, garson, temizlikçi vb. kişilerde bu kanun kapsamında işçi sayılmaktadırlar.
Basın İş Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasın da “Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir.” Gazete, dergi ve ajansta iş sözleşmesi ile çalışan fikir ve sanat işlerinde çalışanlara gazeteci denir ve bu kişiler Basın İş kanunu kapsamında işçi niteliği taşırlar. Gazete, dergi ve ajansta fikir ve sanat işlerinde çalışmayanlar İş Kanunu kapsamında işçi sayılırlar.
Çırak ve Stajyer işçi sayılır mı
Bir ülkede sanayileşmenin gerçekleşebilmesi için vasıflı ve eğitilmiş işgücüne ihtiyaç vardır. Bu temel amacı yerine getirebilmek için çıraklık kurumuna ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamdan 1986 tarihinde 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu çıkarılmıştır.
Mesleki Eğitim Kanunu’nun 3. maddesinde “ "Çırak", çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişiyi…” ifade etmektedir. İş sözleşmesinde tarafların karşılıklı borçları iş görme ve ücret ödeme olduğu halde çıraklık sözleşmesinin esaslı unsuru bir meslek ve sanatının öğretilmesidir. Görüldüğü üzere çıraklık sözleşmesinden farklı unsurlar içermektedir. Bu sebeple hukukumuza göre çıraklar işçi niteliği taşımazlar.
Stajyer öğrenciler bir meslek hakkında kurumsal anlamda bilgiye sahip ancak pratik anlamda işyerindeki uygulamaları izleyerek mesleki bilgilerini geliştiren kişiye denir. İşyerinde staj yapan stajyer öğrencilerle ücret karşılığında belirli bir işi görmek üzere sözleşme kurulamadığından işçi sayılmazlar. Bazı durumlarda stajyer öğrencilere ücret ödenmektedir. Ancak bu sözleşmeden doğan bir borç olmadığından stajyerler iş kanunu kapsamında işçi niteliği taşımamaktadırlar.