Bu gün sizlere; bir futbolcu kariyerinin nasıl çöküşe geçip nasıl yok olduğundan bahsedeceğim. Arda Turan İstanbul/ Esenler-Bayrampaşa bölgesinde doğdu ve fakir bir çocuk olarak mahallesinde top oynamaya başladı. Arda, hep hayalini kurduğu Galatasaray altyapısıyla futbola gerçek anlamda adım atmış oldu. Alt yapıda oynarken Galatasaray A takım antrenmanlarını izledi. En önemlisi Rumen'lerin Maradona'sı Hagi'nin antrenmanda attığı inanılmaz gollerde yerinde duramadı çok sevindi.
Bir gün oda sarı kırmızılı forma altında büyük başarılar kazanmanın hayalini kurup, daha çok çalıştı çabaladı. İlerleyen yıllarda Galatasaray U21 takımına kadar yükselen Arda, artık kendini kanıtlamalı Galatasaray A takımına yükselmeliydi.
A takıma alındığında ise yeterince forma şansı bulamadı . Bunun üzerine Manisaspor'a kiralandı.
Manisa'da başarılı futbol sergiledikten sonra tekrar Galatasaray'a dönen Arda, artık daha çok forma şansı bulup oynamaya başladı. Oynadıkça güveni yerine geldi ve Milli takımla beraber katıldığı Euro 2008 turnuvasında A milli takımın en iyi oyuncularından biri olarak lanse edildi.
Bu başarılardan Arda'nın sonra Galatasaray kariyeri durağanlaştı ve kötüleşmeye başladı. Bu kötü gidişatta Arda'nın özel hayatı da ön plandaydı. Futbolundan çok özel hayatıyla gündeme gelen arda Fatih Terim'le sezona başlayan Galatasaray'ı bırakıp 12 milyon euro gibi bir rakama İspanyol kulüp Athletico Madrid'e transfer oldu.
Arda ilk zamanlar Athletico Madrid'te çok forma şansı bulamadı. Herkes bunu Arda'nın adaptasyon sürecine bağlıyordu. Gerçekten de öyle oldu Arda takıma alıştı ve takımının uefa avrupa ligini kazandığı 2012 yılında önemli performans gösterdi.
ilerleyen dönemlerde Arda Athletico Madrid ile başta ispanya La Liga Şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi'nde yarı final oynama başarısı gösterdi. Fakat final maçında sakatlığından dolayı forma şansı bulamadı. Takımca elde edilen bu başarıların ardından 2015 yılında 44 milyon Euro'ya Barcelona'ya transfer oldu. Arda'nın bu transferi ülkemizde bazı çevrelerce büyük bir futbol olayı olarak yorumlandı ancak Arda Turan 6 ay barça forması giyemedi; Bunun nedeni Barcelona'nın fifa tarafından 6 ay transfer yasağına çarptırılmasıydı.
İşte buraya kadar Arda için istenen her şey çok olumlu ilerliyordu. Arda el üstünde tutuluyor, ülkemizde ki yorumcu, sanatçı, magazin figürleri vb. gibi çeşitli çevrelerce dünyanın en iyi oyuncuları arasında gösteriliyordu. Üstelik daha Arda Barcelona formasıyla henüz sahaya adım bile atmamışken. Hal böyleyken o gün geldi çattı; Arda barça formasıyla maçlara çıktı. Bazı maçlarda hatrick bile yaptı. (Celtic-Barcelona)
İşte o yorumcu, magazin figürü, sanatçı dediğimiz çevreler iyice Arda'nın egosunu şişirdiler çünkü Arda barçada gol atıyordu. Onlara göre Arda dünya yıldızıydı. Üstelik bu kadar kısa bir sürede Arda'yı Pavel Nedvěd, Andriy Shevchenko, Kaká, Steven Gerrard vb. kariyerli futbolcularla kıyaslanır hale getirdiler. Arda onların kazandığı başarının yarısına ulaşmamışken. Durum böyle olunca Arda ''ben oldum'' ''ben dünya starıyım'' ''benden büyük yok'' triplerine girdi. Bu egosunu milli takıma yansıtmayı da ihmal etmiyordu. Ardanın asıl çöküşü milli takımın euro 2016 ya katılmak üzere Fransa'ya gitmesiyle oldu. Gazetelerde sürmanşet Arda-Terim krizi Arda prim, maaş derdine düştü. Terim'i kızdırdı! gibi haberler yapıldı ve nitekim milli takım turnuvadan başarısızlıkla ayrıldı.
Bu olaylar üzerine Fatih Terim Arda,Caner,Gökhan,Burak ve Selçuk gibi bazı oyuncuları milli takım kadrosuna dahil etmedi. Bu Terim'in burada patron benim mesajıydı aslında. Birkaç maçtan sonra Arda'nında Barcelona'da bir iki gol atması ve kamu oyu baskısı üzerine dünya kupası elemelerindeki aday kadroya Arda'yı da aldı ancak eleme gruplarındaki bir maçta uçağın içinde bulunan Bilal meşe adlı gazeteciye Arda ilk önce ağır hakaretler ve fiziki saldırılarda bulununca ipler koptu . Arda Terim tarafından kadrodan çıkarıldı ve kesik yedi. Basın toplantısında konuşan Arda milli takımı bıraktığını açıkladı. Ardanın egosu bir türlü inmiyordu. Bilal Meşe'den ve Türk halkından özür bile dilemeyen Arda yaptığı bu hareketlerine rağmen özellikle yandaş medya tarafından hala destekleniyordu.
Türk futbol severlerin gözünde Arda antipatik bir futbolcu haline geldi. Arda'nın bazı Türk futbol severleri için antipatik bir isim haline gelmesinin en önemli sebeplerinde biride Tükiye'de yapılacak olan 16 nisan 2017 yılındaki sistem değişikliği referandumunda tarafını belli edip siyasete malzeme vermesiydi. Arda yayınladığı videoda; ''Güçlü bir Türkiye için ben evet diyorum Acun abi sende evet diyor musun?'' şeklindeki sözleri oldu. Arda'nın siyasete de bulaşıp görüşünü açıkça belli etmesi Türkiye de referandumda hayır oyu kullanacak vatandaşların tepkisini çekti. Arda çok büyük eleştirilere maruz kaldı. Olaylar böyle gelişirken Barcelona'da da yeni gelen teknik direktör Ernesto Valverde'den de kesik yiyen Arda'nın kariyeri bir balon gibi sönmeye başladı. Artık barça kariyerinin bittiğini düşünen Arda Barcelona'dan ayrılarak Başakşehir'e kiralandı. Bu sırada da Arda herkese adamlık dersi veriyor ama fiiliyatta kendisi adam gibi davranmıyor; ''dağları ben yarattım'' edasıyla hiç bir hatasını kabul etmiyordu. Arda Başakşehir'e gelmeden önce adı aslında eski kulübü olan Galatasaray'la da anılısa da GS taraftarının çoğunluğu bu transfere karşı çıkmıştı. Arda Başakşehir'le anlaşmıştı.
Başakşehir'e geldikten sonrada bir varlık gösteremedi. Takımın iç ahengini bozduğu görüşü futbol camiası tarafından dillendiriliyordu. Son olarak Arda Başakşehir-Sivasspor maçında 90+2 de hakemin kendisine yapılan faulü vermediği gerekçesiyle yardımcı hakeme fiziki temasta bulunarak hakemi itti. Kırmızı kartla oyundan atıldı.Arda aradan günler geçmesine rağmen; ''yaptığı hareketlerden dolayı pişmanım özür diliyorum.'' açıklaması yapmadı.
TFF Arda'ya 16 maç men cezası verdi. Sonuç olarak Arda'nın geldiği nokta futbol hayatının bitmesiyle sonuçlanacak gibi görünüyor. Arda'nın kendi kendini bu hale getirdiği görüşleri hakim; ama bence Arda hiç bir zaman birinci sınıf bir futbolcu olmadı, olamadı. Sadece şakşakçıları tarafından egosu şişirildi ve ben oldum dedi çalışmadı, azmetmedi işte bu düşünce kariyerini bitirdi. Ronaldo 34 yaşına rağmen hala antrenmandan sonra ekstra Bir buçuk saat çalışırken, sen nasıl olursun da böyle bir ego patlaması yaşarsın gerçekten garip! Son sözüm; Artık bir an önce kendini toparlaması veya Türk futbolundan elini eteğini çekmesi dileğiyle...
Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!