Bilimkurgu Öyküsü - Karşılaşma - Bölüm 1

in mkb •  5 years ago 

image.png

Sandalyemi camın kenarına çekip oturmuş, dışarıda yağan yağmuru seyrediyordum. Rüzgâr yolun karşısındaki ağaçların dallarını eğilip büküyor, cama vuran damlalar birleşip incecik sütunlar oluşturarak aşağıya doğru süzülüyorlardı.

Ufukta, bir ucu denize kadar inen çatallı bir şimşek çaktı ve zaman durdu. Akşamdan itibaren ağır ağır demlenerek içtiğim şarap yüzünden kafam dumanlıydı, dolayısıyla ilk aşamada gördüğümün bir hayal olduğunu düşündüm. Ufukta çakan şimşek ucu denizin içine inmiş halde aynen duruyordu. Yağmur damlaları şimşeğin beyaz ışığı eşliğinde havada öylece asılı kalmıştı.

Bu tuhaf görüntü karşısında nedense paniğe kapılmadım. Böyle bir anı yıllar önce bir kez daha yaşamış gibiydim. Gerçi zihnim olup biteni anlamlandırmak için derhal harekete geçmiş ve kalbim hızla çarpmaya başlamıştı, ancak yüreğimin bir köşesinde dünyanın çok geçmeden eski haline döneceğine dair bir umut vardı. Bana öyle geliyordu ki birkaç saniye sonra havada asılı kalan yağmur damlaları aşağıya düşecek ve yağmur yine normal olarak yağmaya devam edecekti.

Dünyanın alışık olduğum düzene döneceğine dair umudum saniyeler ilerledikçe zayıfladı. Kolumu hunharca çimdiklememin doğal bir sonucu olarak canım yanmış ve çimdiklediğim yer morarmıştı. Böyle şeyler sadece filmlerde ve rüyalarda rastlanırdı, ama ben rüya görmediğimden o kadar emindim ki.

Oturduğum sandalyeden kalkıp etrafı kolaçan etmek üzere hareketlenirken gözüm televizyonun ekranına ilişti; ekranın üst köşesindeki saat 02:04’ü gösteriyordu. Neler olduğunu açıklayan bir habere erişmek umuduyla uydu alıcısının açma düğmesine bastım. Bu hareketim ne uydu alıcısında ne de televizyonun ekranında herhangi bir değişikliğe yol açmadı. Bedenimin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan cep telefonumu elime aldım. Şarjı dolu olduğu halde açılmadı. İşte o anda içimi büyük bir panik dalgası kapladı. Kendimi bir an önce evin dışına atmak için salonun kapısına doğru ilerledim, ancak ne yazık ki kapıdan geçemedim; açık olan kapının yerine görünmez bir minder konulmuş gibiydi. Salonun görünmez sınırından sekmekle kalmayıp bir de yere düşmüştüm. Bu beklenmedik kaza beni utandırmıştı. Düştüğüm yerden yavaşça kalkıp arkamı döndüğümde televizyonun karşısındaki kanepede 10-11 yaşlarında bir erkek çocuğunun uyumakta olduğunu gördüm. Dışarıdaki donuk manzarada da herhangi bir değişiklik olmamıştı.

Çocuğa yaklaşarak üzerine eğildim. Evimin salonunda bulunması dünyanın en normal şeyiymiş gibi huzur içinde uyuyordu. Çocuğun görüntüsünde beni rahatsız eden fazladan bir şey vardı. Derin nefesler alıp vererek çocuğun yüzüne yeniden baktım ve rahatsızlığımın kaynağını anladım: Kanepede yatan çocuk benim o çağlardaki halime benziyordu. Hatta içimden bir ses o çocuğun ben olduğumu söyledi. Çocuğu uyandırıp neler olduğunu sormayı düşündüm, ancak bunun doğru bir davranış olacağından emin değildim. Yanımdaki yüksek arkalıklı koltuğa oturup olanları düşünmeye başladım:

Özlem’in doğum günü partisinde bir şişe kırmızı şarabı tek başına içtikten sonra akşamın geç saatlerinde eve gelmiştim. Salonun kapısından girdiğim sırada dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı. Pencereden yağmuru seyrederken çakan bir şimşeğin ardından dünyada zaman durmuş ve o andan itibaren elektronik aletler çalışmaz olmuştu. Görünmez bir duvar salondan dışarı çıkmamı engellemişti ve karşımdaki kanepede 10-11 yaşlarında bana benzeyen bir erkek çocuğu yatıyordu. Başımı kaldırıp televizyonun saatine baktım. Ekrandaki 02:04 yazısının değişmemiş olmasına şaşırmadım çünkü salonun köşesindeki ayaklı lambadan yayılan ışınlar bile donmuş durumdaydı. İçine hapsolduğum bu mikro evrende hareket edebilen iki varlık vardı: Ben ve 11 yaşındaki halim.

Ne yapacağımı bilmez bir halde arkama yaslandım ve gözümün önünde bu sefer orta yaşlı bir adam belirmeye başladı. Bedeni bir yerlerden ışınlanmışçasına aşamalı olarak oluşmuştu. Sıkıntıyla kalkıp gerçek olup olmadığını anlamak için adamı ittim.

“Burada ne işim var, sen kimsin?” dedi orta yaşlı adam. Kendi sorusuna “Sen benim yirmili yaşlardaki halime benziyorsun” biçiminde yanıt verdi.

Acaba ölmüş müydüm, birileri tarafından sınava mı çekiliyordum, bu oyunu bana kim oynuyordu? Bunu kim tezgahlamışsa insanüstü güçlere sahip olduğu kesindi, ancak beni bu türden numaralarla sindiremeyeceğini bilmesi gerekirdi.

“Asıl siz kimsin, kanepede yatan çocuk kim?” diye sordum.

“Kanepedeki çocuk da bizden. Biri bize oyun oynuyor galiba. Adın Mehmet, değil mi?” diye cevap verdi.

Hâlâ sarhoştum, gecenin yorgunluğu üzerimdeydi ve olanlara anlam veremiyordum. Daha önce hiçbir insan evladına kısmet olmayan geçmişteki ve gelecekteki halleriyle konuşma fırsatı gelip beni mi bulmuştu yani? İçkiyi fazla kaçırdığım için salonda sızıp rüya görmeye başlamış olabilrdim. Adama “Şu anda emin olduğum tek şey ismimin Mehmet olduğu zaten” diye cevap verdim.

Görsel Kaynağı: https://unsplash.com/photos/OKlo0r3gBcQ

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  
Tebrikler! Yazınız Trproje discord sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @trproje hesabından oy almıştır.

Trproje küratör ve projelerin önerdikleri Türkçe yazıları desteklemeye devam ediyor.

Proje ekibi tarafından seçilen yazılar ayrıca edebiyat, gezi, trliste, hosgeldin ve C² küratörlerine oy için önerilmektedir.


Siz de beğendiğiniz yazıları oylama için önermek isterseniz Trproje discord sunucusuna buradan ulaşabilirsiniz.

Teşekkürler desteğiniz için


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır. @c-squared hesabı topluluk witness'ı olarak faaliyet göstermektedir. Projemizi desteklemek isterseniz bize buradan witness oyunuzu verebilirsiniz.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Teşekkürler desteğiniz için

You got a 90.81% upvote from @bdvoter courtesy of @bilimkurgu!

Delegate your SP to us at @bdvoter and earn daily 100% profit share for your delegation & rewards will be distributed automatically daily.

500 SP, 1000 SP, 2500 SP, 5000 SP, 10000 SP.

If you are from Bangladesh and looking for community support, Join BDCommunity Discord Server & If you want to support our service, please set your witness proxy to BDCommunity.

başlangıç çok iyiydi tıpkı bir kısa film izliyormuş hissine kapıldım 👌
keşke çekilse:)

Şimşek olayı benim de hoşuma gitti. Bir İspanyol filminde görmüştüm.