Ezhel'in salam ve sosinden kurtulduysak sizi şöyle daha derin düşüncelere götürmek istiyorum. Önceki yazılarımda müziğin öyle boş beleş olarak yapılacak bir şey olmadığını anlatmaya çalıştım. Doğru yerde ve zamanda kullanılırsa duygular üzerinde nasıl etkili olduğunu eğer şuan önerdiğim müziği açtıysanız hissedeceksiniz. 5 dk önce ne yaptığınız umurunuzda değil. Arkadaki yağmur sesleri sanki kalp atışlarına arkadaşlık ediyor. Zil sesleri tırmandığın dağları anlatıyor. Gitar sözlerin olmuş beynini okuyor. İçinde kaybolduğunuz melodiler sanki beyninizin unuttuğu nöronları harekete geçiriyor. Hayal gücün ne kadar iyiyse seni o kadar uzaklara götürüyor.
En çok müziğin depresif halini seviyorum. Üzgün ruh hali, boşvermişlik, umursamazlık bunlar artık mutluluk kaynağın haline geliyor. Bunları kötü olarak göstermek saçmalık. İnsan her zaman böyle duygu hallerinde olabiliyor ama herkes kontrol edebiliyor mu? İşte müziğin bir etkisi de bu ruh hallerine kolayca girip çıkmana yardım ediyor. Müzik ruhun gıdasıdır klişe lafını herkes bilir. Filtreden geçmiş sağlıklı bir müzik gıdası ruhun kontrol edemediğimiz noktalarını uyarabildiğine inanıyorum.
"Aaaa Tufan, Secret alıyorum ben bu kitabı"
*Ulan eşşek kadar adam oldum hala bir şeyleri yanlış yazıyormuşum gibi geliyor. İmla ve yazım hatalarıyla gözlerinizi kör edebilirim. -de ayrı mı yoksa birleşik mi yazılıyor bilmiyorum. Yazı başlıklarıyla içerik arasında biraz fark var galiba dimi?