Nazım Hikmet Ve Piraye Aşkı

in nazim •  4 years ago  (edited)

Nazım Hikmet Ran ya da bilinen adıyla Nazım Hikmet 1902 yılında doğdu. Türk şair ve yazardır. Yaşamı boyunca komünist, romantik, aykırı veya Vatan aşığı gibi sıfatlarla tanındı. Hayatının çoğunu ne yazık ki hapishanelerde veya sürgünde geçirdi. Ünü sadece Türkiye'de değil Dünya'ya ulaşmış çok önemli bir şairdir. Düşünceleri yüzünden Türkiye'de Ankara, Bursa, Çankırı gibi illerde yıllarca hapis yattıktan sonra 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Rusya'ya gitmiş ve orada vefat etmiştir. Mezarı halen Moskova'dadır. 2009 yılında Türkiye Bakanlar Kurulu kararı ile tekrar Türk vatandaşlığına alındı.

Kimdir Bu Piraye?

Piraye Hanım Nazım'ın kız kardeşi Samiye Hanımın arkadaşıydı ve evliydi. O zamanlar 24 yaşındaydı ve devamı yurt dışına gidip gelen kocasının yolunu bekleyen iki çocuklu bir kadındı. Bazı kaynaklara göre kızıl saçlı, beyaz tenli olduğu yazılıdır. Nazım ise ilk eşi Nüzhet hanımdan yeni ayrılmış genç bir şairdi ve ailesinin yanına gelmişti.

İlk burada görüştüler ve tanıştıkları söylenir. Nazım görür görmez vurulmuş Piraye'ye. En az iki sene peşinden koşturuyor Piraye Nazım’ı ama sonunda Piraye kocasından ayrıldıktan sonra evlenirler. Bu sıralarda da Nazım’ın hapishane maceraları başlıyor. Düşüncelerinden dolayı tutuklanıp hapse atılıyor hatta idam cezası ile yargılanıyor. Bir buçuk sene kadar sonra karara varılıyor ve Nazım’a 1 sene daha hapis cezası veriliyor.

Böylece Nazım 2,5 sene yatıyor. Bu zaman zarfında hapishaneden devamlı mektuplar yazıyor Piraye’ye. Nihayet Nazım hapisten çıkar ve bir film stüdyosunda yazılar yazmaya başlar. Piraye de eşinden ayrılmak üzeredir artık, Nazım Hikmet ve Piraye İstanbul’da gizli gizli yaşarlar.

Ancak bu yine uzun sürmez. 1938 yılında Nazım’a komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle bir daha dava açılır. Bu sefer Nazım öyle kolay kurtulamaz ve 15 sene hapis cezası alır. Karar Yargıtay’da da onaylanır. Nazım Hikmet yine hapse atılır.

Bir Türlü Tam Olarak Birleşemediler

Maalesef ki bir türlü gerçek bir birliktelik yaşayamadılar. Aslında evlendiler mutlu yaşadılar bir süre ve aşkları hep tazeliğini korudu ama bir türlü tam anlamıyla beraber olamadılar desek yalan olmaz.

Bunların nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;

Öncelikle belki de en büyük nedeni Nazım’ın dışarıda olmasından çok hapishanelerde oluşu.
Nazım Hikmet’in başka aşklara kapılması.
Piraye’nin çok gururlu bir kadın olması.

Bütün bunlar elbette sadece sebeplerdi. Hiçbirisi de aşılamaz değildi ama kim bilir belki de hepsi üst üste gelince bu aşk hikayesi sadece şiirlerde kaldı.

Nazım Hikmet’in Aşk Maceraları

Nazım Hikmet hapishanede kendisini ziyarete gelen dayısının kızı Münevver’e gönlünü kaptırınca Piraye’ye bir mektup yazıp ilişkilerini bitirir, onu bir anlamda terk eder ve Münevver’e açılır. Ancak Münevver Nazım’ın daha 15 sene içeride yatacağını anlayınca bu ilişki de başlamadan biter.

Nazım hem eski aşkı biricik Piraye’sini kırmış hem de Münevver Hanım’la birleşememiştir. Hapishanedeyken Piraye’ye pişman olduğunu belirten mektuplar yazar ancak gururlu Piraye bu mektuplara cevap bile vermez. Nihayet Nazım artık onsuz olamayacağını ve intihar bile edebileceğini ona cevap vermeyen Piraye’nin oğlu vasıtasıyla iletir. Bunun üzerine Piraye 15 sene sonra Nazım’a hapishanede ziyaretine gelir. Ancak bazı şeyler değişmiş, bazı şeyleri düzeltmek için çok geç kalınmıştır.

Nazım Hikmet açlık grevine başlamıştı ve evlenmek istediği tek kadının Münevver olduğunu söylüyordu artık. Bunun üzerine Piraye bir daha dönmemek üzere halen mahkûm olan Nazım’ın yattığı hapishane odasını terk edecek ve bu ikili bir daha hiç görüşmeyeceklerdi. Nazım Hikmet ve Piraye aşkı aşırı çalkantılı olarak oluşmaya çalışmış ancak bir türlü başlayamadan bitmiştir. Piraye bir daha Nazım’ın adını anmaz.

Kaynak: https://www.mektup.gen.tr/nazim-hikmetin-pirayeden-af-diledigi-mektup/

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!