Dün gece sabaha karşı, arka fonda sesi gelsin diye açtığım bir film aslında. Ama ilk 10 dakikada dikkatimi çekip arkamı döndürmeyi başardı. Filmi bitirdim.
Senaryo konu vs çok basit. Artık itici hale gelircesine anlayışlı kızımız Deniz'e esas oğlan Ahmet, bütün romantik komedilerin tadı tuzu baharatı olan alengirli bir evlenme teklifi yapar. Filmin bundan sonrası sonuna kadar aynı gidiyor. Kıskanç, yalnız, kardeşini çok seven abla bütün film boyunca onları ayırmaya çalışır.
Deniz bir reklam şirketinde çalışıyor. Şirketin duvarlarında motivasyon konuşmaları, koridorlarında patenle kayan insanlar, yere oturmuş kreatif bir şey üretmeye çalışanlar... Türkiye'de öyle bir şirket, öyle çalışma şartları yok. Bir kaç filmde daha gördüm bunu. Sanıyorum bu bir tek bana itici gelmiyor. Ahmet de şantiyede çalışıyor, ve ona bağlı çalışan iki kişiyi gün içi ablasının peşine falan takıyor. Türkiye şartlarından uzak bir film yani. Deniz bütün film boyunca, fikrinin güzelliğini ve doğallığı sevdiğini ispatlamaya çalışırken binbir türlü hain planlar içinde olan Görümcesi Yeliz'e karşı kendini korumaya çalıştı.
Gupse Özay oyunculuğuyla senaryosunu kurtarmış. Yapmaya çalıştığı kötülüklere rağmen karakteri en başından beri bana sevdirmeyi ancak onunki gibi bir oyunculuk ve karizma başarabilirdi. Bir ara Gupse Özay filmi çekiyormuş, diğerleri de misafir olarak katılmışlar gibi bile geldi. Yine de genel olarak, göze batan kötü bir oyunculuk yoktu.
Filmin senaryosu olmamasına rağmen, eğlenceli yazılmış diyaloglar arasına orta sıklıkla güzel esprileri Gupse Özay'ın mimikleriyle birleşince film kolay aktı. Sonuna doğru barışma, doğallaşma çabaları, pişmanlıklar itiraflar vs girince ağlatmayı ve serotonin salgılatmayı başarıyor. Filmin bir kısmında Demet Akbağ'ın önceden bildiğimiz Feriştah karakteriyle görümceye fal bakmaya gelmesi hoşluk olmuş. Filmin sonunda kötü diyebileceğim karakter kalmaması bence olumlu.
Puanlamayı film görümce üzerinden yürüdüğü için Gupse Özay ön planda tutarak yaptım. Bazı şeyler samimi gelmediği için bana itici gelse de, sanıyorum son paragrafta bahsettiğim duygu durumlarını yaşattığı için amacına ulaşmış, başarılı sayıyorum.
Senaryo (4/10)
Oyunculuk (8/10)
Serotonin salgılatma (8/10)
Zamanın akması, filme motivasyon (9/10)
Vicdan burkma, ağlatma (8/10)
Overall (6/10)
Ben şuradan izledim. Takılma, zorlanma olmadı. https://bit.ly/2INMD5a