Alfa kurt

“Alpha” temelde “çocuk ve köpeği” hikâyelerinden birisi. Bu sefer köpek yerine bir kurt var ve hikâye yirmi bin yıl öncesini anlatıyor. İnsan ile köpekler arasındaki dostluğun kökenine dikkat çekiyor. Filimi izleyen insanlar sıcak ve tüylü bir evcil köpeğe gösterdikleri hisleri, kendilerine tereddütsüz saldırabilecek vahşi bir hayvana yansıtmak için hevesleniyorlar.
Neyse konumuza dönersek… filmdeki çocuk, Keda (Kodi Smit-McPhee) kabilesiyle birlikte bizon avına çıkıyor. Keda Tau’nun oğlu (Johannes Haukur Johannesson). Tau kabilesinin alfası. Keda’dan beklentisi çok büyük ama o hayvanları öldürmek konusunda problemleri olan duygusal bir delikanlı. Keda yaralı hayvanı öldüremeyince babası ona dersini verir. “Hayat güçlüler içindir. Sen onu kazanmalısın.”
Birçok etkileyici görsel öğeden oluşan av sahnesinde, Keda’nın tereddüt etmesi onun avına layık olmadığını gösterir. Netice itibariyle bizonla beraber uçurumdan aşağı düşüyor.
Ardından bir flash back ile bir hafta öncesi anlatılmaya başlanıyor. Keda’nın düşüşünü zirvenin bir parçası olarak düşünebiliriz ama aslında hikâyeyi harekete geçiren bir katalizör. Flashbackte Tau Keda’ya Alfa kurtlardan bahseder. Onların sürüye liderlik etmelerinden, diğer kurtlardan nasıl farklılaştıklarından… Ayrıca bazı kabile adetlerini, ritüellerini öğreniyoruz. Bunlar filmin ilerleyen sahnelerinde hikâyenin önemli bir parçasını oluşturacaktır. Yönetmen Albert Hughes ve editör Sandra Granovsky av sahnesini önemli noktalarını hatırlatacak şekilde keserek tekrar veriyor ve böylece Keda’nın ölümcül yaralanmasına geri dönüyoruz.
Tau’nun Keda’ya uçurumun kenarından ulaşması çok zor. Bu yüzden oğlunun yasını tutup devam etmekten başka çaresi yok. Gerçekten de, Keda’nın durumu umutsuz görünüyor. Her iki yönde de tırmanma çabası neredeyse kesin bir ölüm anlamına geliyor. Ama senaryo yazarı Daniele Sebastian Wiedenhaupt hem tahmin edilemez hem de kesinlikle acımasız bir çıkış yolu buluyor. “Alfa” da, inançla umutsuzluk arasında gidip geldiğiniz birçok sahne var. Ancak tempo o kadar hızlı ki bir sonraki tehlike gelmeden önce onu varlığını fark edemiyorsunuz.
Keda’nın hayvanları öldürmek konusundaki zafiyeti kurtla arkadaşlık kurması için ona yardım ediyor. Keda uçurumdan düşmesinden dolayı meydana gelen kırıklarını sabitlemeye çalışırken muhtemelen yaralı avını lezzetli bulmuş olan kurt sürüsü tarafından saldırıya uğruyor. Keda kaçarken sürünün Alfasını yaralamayı başarıyor. Ancak intikam almak yerine kurdun sağlığına dönmesi için çabalıyor. Böylece ikili yavaşça birbirine güvenmeye başlıyor. Keda gittikçe daha fazla kurda benzerken Alfa ise kurdumsu bir Rin Tin Tin olur.
“Alfa”nın en iyi özelliği kesinlikle çarpıcı olan görüntüleri. Görüntü yönetmeni Martin Gschlacht ve görsel efektler ekibi, tehlikeli olduğu kadar büyüleyici bir dünya yaratmış.