Dünya Yuvarlak Mı?steemCreated with Sketch.

in steempress •  6 years ago 

Kaynak

Kur'an'da yapılan ilmi hatalardan birisi de, dünyanın yuvarlak olmadığının ima edilmesi ve güneşin balçık içinde batmasıdır. Kehf suresinden ayetlere bakalım: 18/83. Sana Zulkarneyni sorarlar, "Onu size anlatacağım" de. 18/84. Dogrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik. 18/85. O da bir yol tuttu. 18/86. Nihayetinde güneşin battığı yere erişince onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. "Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik. 18/87-88. "Haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemis bir azaba uğratır; fakat inanıp faydalı iş işleyene, mükafat olarak güzel şeyler vardır. Ona emrimizden kolay olanı söyleriz" diye konuştu. 18/89. Sonra yeniden bir yol tuttu. 18/90. Nihayetinde güneşin doğduğu yere erişince, güneşi, kendilerini giysi, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir ulus üzerine doğuyor buldu. Görülüyor ki, Kurana göre insan dünya üzerinde yürüyerek güneşin battığı yere erişebiliyor ve güneşin kara balçıklı bir suda battığını görüyor." Bu ifadeden Muhammed'in dünyayı tepsi gibi düz sandığı anlaşılıyor. Dünyanın yuvarlak olduğunu bilseydi, kişinin dönüp dolaşıp yola çıktığı noktaya geleceğini söylerdi. Ayrı olarak, güneşin batma yerinin de, günümüz astronomi bilgisine göre yanlış verildiği görülüyor.

???

Ayette geçen ve "Kara bir balçık" diye çeviri edilen "aynin hamietin"tamlaması değişik iki okunuşa göre "siyah balçıklı göze, sıcak göze" manalarına gelir. Her iki kıraat da güneşin batışı sırasında ummanda olan manzarayı tasvir eder. Ummanda, güneşin battığı yerde ya siyah balçıklı bir göze veya buharlaşmakta olan bir sıcak su gözesi görünümü olmaktadır. Bu iki anlamı birleştire­rek, "güneşi siyah balçıklı bir sıcak su gözesine batıyor gibi gördü" şeklinde bir anlam vermek de olasıdır.

Yüce Allah, Zülkarneyn'i yeryüzünde güç, kuvvet, ilim, irfan ve her türlü maddî ve manevî olanağa sahip bir öncü kıldı. Bu olanaklar sayesinde dilediğini el­de edebiliyor ve dilediğini yapabiliyordu. O bu olanakları Allah yolunda kullan­mak üzere cihad ve fütuhata çıktı. Tefsirlerde nakledildiğine göre Zülkarneyn, ba­tıda Atlas Ummanı'na veya Karadeniz'e kadar gitti. Orada güneşin deniz ufkun­da batışını izledi. Güneş, sislerle kaplı deniz ufkunda, sanki balçıklı bir su göze­sine veya sıcak su gözesine gömülür gibi batıyordu. Kur'an burada coğrafî ve kozmografik bilgi vermemiş, bakanın ufukta gördüğünü betimlemiştir.

Tefsircilerin kanınına göre Zülkarneyn'in sahilde karşılaştığı kavim inkarcı bir topluluk idi. O yüzden Allah Teâlâ onu, bu kavmi cezalandırmak veya eğitmek ve böylelikle iyilikle yola getirmek arasında serbest bıraktı.

Zülkarneyn batıda işlerini bitirdikten sonra doğunun yolunu tuttu. Ne­ticede, muhtemelen Afrika'nın veya Asya'nın doğu kıyılarına, Hint Ummanı'ııa, yahut Hazar denizine erişti. Âyetlerin akışından anlaşıldığına göre burada mede­nî hayat gelişmemişti. Zülkameyn'in karşılaştığı insanlar, medeniyetten uzak ol­duklarından, güneşin sıcağına ve yağmura karşı savunmak için ne giysi dikip giy­mesini biliyorlardı ne de barınabilecekleri haneleri vardı, topraklarında güneşe karşı savunabilecek nebat örtüsü de bulunmuyordu.

Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere dünyanın düz olduğu gibi bir ifade olmadığı gibi böyle bir anlam da çıkarılamamaktadır. Aksine Kur'an-ı Kerim'de dünyanı yuvarlak olduğu dile getirilmiştir.

"Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatı (yapısı)dır (bu). Kuşkusuz O, işlediklerinizden haberdardır." (Neml, 27/88)

Neml suresindeki ayette Dünya'nın yalnızca döndüğü değil, dönüş istikameti de vurgulanmaktadır. 3.500-4.000 metre yükseklikteki ana bulut kümelerinin hareket istikameti her zaman batıdan doğuya doğrudur. Hava vaziyeti tahminleri için çoğunlukla batıdaki vaziyete bakılmasının sebebi de budur.

Bulut kümelerinin batıdan doğuya doğru sürüklenmesinin asıl sebebi Dünya’nın dönüş istikametidir. Son zamanlarda bilindiği gibi, Dünyamız da batıdan doğuya doğru dönmektedir. Bilimin yakın tarihlerde belirlediği bu ilmi gerçek, Kur'an’da asırlar öncesinden -Dünya'nın bir düzlem olduğu, bir öküzün başının üstünde sabit durduğu sanılan 14.yy.da haber verilmiştir.

Dünyanın yuvarlak olduğunu haber veren diğer ayetler:

“Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin kuturlarından geçmeye gücünüz yetiyorsa haydi çıkın. Çıkamazsınız, ancak bir olanak ile çıkabilirsiniz.”(Rahman, 55/33)

Ayetteki ‘kuturlar’ tabiri bilindiği gibi çaplar demektir. Çap, yuvarlak bir şekil olduğuna göre, hem göklerin, hem dünyanın yuvarlak olduğu anlaşılır.

Einstein’e göre, kainatta her şey, kainata tabi olarak globaldir. Ondan yedi yüz yıl önce yaşamış olan Muhyiddin ibn Arabî ise, Fütuhat'ın birinci cildinde aynen şöyle der: “Allah, kemal sahibidir. Kainatta kendi kemal sıfatını göstermiş, gökleri mükemmel yaratmıştır.” Mükemmel şekil küredir. Onun için Allah kainatı küreler şeklinde yaratmıştır.

“Bundan sonra arzı yapıp tertip etti, ondan suyunu ve otlağını çıkardı.” (Nâziât, 79/31-31)

“Allah geceyi gündüze dolar, gündüzü de geceye dolar.”(Zümer, 39/5)

Ayetlerindeki ‘daha’ fiili yapıp tertip etmek’ mananına geldiği gibi ‘deve kuşunun yumurtlama yeri, udhiyye, uhuvve, yuvarlak taş ve ceviz atmak’ mananına gelen 'dahu’ mastarıyla da ilgilidir. Arapça’da bir fiilin iki fark manaya gelebilmesi özelliğinden yararlanılarak, Dünya’nın yuvarlak olduğu anlatılmaktadır. Ayrı olarak ikinci ayette “dolamak” diye tercüme edilen Arapça ‘tekvir’ kelimesi, yuvarlak şekilde sarmak manasına gelir. Bu ayette de, gece ve gündüzün oluşmasına, Dünya’nın yuvarlak olması ve dönmesinin neden olduğu kastedilmektedir.

“Gece de bir alamettir onlara. Ondan gündüzü soyar çıkarırız.”(Yâsîn, 36/37)

“Soyup çıkarmak” fiilinin Arapça’sı olan ’sehl’ kelimesinin “yuvarlak bir şeyi soymak”tır. Türkçe’de de hayvanların ciltlerinin soyulduğu yere ’salhane’ (selhhane) denir.

“Onlar hiç bilmedikleri bir vakitte aniden kıyametin gelmesini mi gözlüyorlar?” (Zuhruf, 43/66)

Kur’an-ı Kerim, kıyametin ansızın, bir anda kopacağını, bu ayetle ifade ederken, A’raf suresinin 97. ve 98. ayetleri şöyle demektedir:

“Kasabaların halkı, geceleri uyurken onlara gelecek baskınımızdan güvende midirler? Yahut kasabaların halkı, kuşluk zamanı eğlenirken,
baskınımızın kendilerine gelmesinden güvende midirler?”

Kıyamet aniden gelecek ve geldiği vakit Dünya’nın bir tarafında gündüz, öbür tarafında gece olacaktır. Bu da küre şeklinden başka bir şey değildir.



Posted from my blog with SteemPress : https://yershovanata.000webhostapp.com/2018/12/dunya-yuvarlak-mi
Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Congratulations @defterdar! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You made your First Vote

Click here to view your Board of Honor
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by defterdar from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.