Saatler; 3 Kadın, 3 Yalnızlık

in thehours •  7 years ago  (edited)

Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yazar ve eleştirmenlerinden olan İngiliz, feminist yazar Viginia Woolf, dünya klasikleri arasına girmiş birçok kitap yazmıştır. Virginia Woolf, yaşadığı inanılmaz psikolojik rahatsızlıklar içerisinde hayatının her anını sorgularken ve yaşadığı hayata anlam veremezken, aynı zamanda o hayata katlanmak zorundadır. Woolf, içinde bulunduğu psikolojik rahatsızlıklardan kurtulamayınca eşi ve doktorunun baskılarıyla Londra'dan ayrılmak zorunda kalmış ve neredeyse hiç insan yüzü göremediği bir yerde iyileşmek için çabalamaktadır. Çok sevdiği Londra'nın hayat dolu, bir o kadar da yoğun ortamından rahatsızlığı yüzünden ayrılmak zorunda bırakılmış olsa da, kendisi için çok fedakarlık göstermiş eşi Leonard için Londra'ya ve insanlara uzak, sıkıcı bir yerdeki bu yaşamına katlanmaktadır. Her ne kadar dayanmaya çalışsa da çok sıkıntılar çekmektedir. Bunalımları, hayatın anlamsızlığı giderek artmaktadır. Yazarın, yazmaya çalışırken çektiği acılar, hayatında bir türlü anlam veremediği düşünceler, yaşam ve ölüm... Yine de bu büyük depresyonunun içinde, kendine, kendini anlamaya en çok yaklaştığı yere; yazmaya çekilir sık sık. İnsanlarla konuşamadığı bir dünyada, düşüncelerinin konuşmasına, eleştirmesine, yaşamasına ve ölmesine izin verir. Böyle geçmekte olan günlerden birinde, yeni bir kitaba başlamak için oturduğu koltuğunda, önündeki kağıda, 'Mrs Dalloway çiçekleri kendi alacağını söyledi.' cümlesini yazar ve böylece yeni kitabına başlamıştır. Mrs Dalloway ismini verdiği bu kitap için daha sonra; "Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde." diyecektir. Yaşamı da vermiştir, ölümü de ve eleştirmiştir de. Mrs. Dalloway bütün bu buhranların içerisinde ortaya çıkmış adeta bir şaheser olan bir roman. Kitap, romanın kahramanı Clarissa Dalloway'in bir gün içerisinde yaşadıklarını anlatmaktadır. 'Mrs Dalloway çiçekleri kendi alacağını söyledi.' cümlesiyle başlar. Akşam evinde vereceği parti için sabah erkenden hazırlıklara başlamıştır Clarissa Dalloway.

Virginia Woolf'tan yıllar sonra yaşamış bir yazar Michael Cunningham, Woolf'un bu kitabından esinlenerek yeni bir roman yazar; The Hours yani Saatler isminde. 2002 yılında ise bu roman, aynı isimle David Hare tarafından sinemaya uyarlanmış bir Stephen Daldry filmi olarak sinemalarda izleyicilerle buluşur. Virginia Woolf'un kendi kitabından ve hayatından yola çıkarak başka insanların da hayatlarına giren bu filmde, farklı yıllarda yaşamış 3 kadının iç içe geçmiş hayatlarını görüyoruz.

1941 günü Virginia Woolf (Nicole Kidman), kocası Leonard'a bir mektup bırakır. Sonrasında ise ceplerine doldurduğu taşlarla birlikte Ouse Nehri'ne doğru yürümesiyle başlar film.

O sırada başka bir kadının, Laura Bown'un (Julianne Moore) hayatını izlerken buluruz kendimizi. 1951 yılının Los Angeles'ında kocasıyla ve küçük oğluyla birlikte yaşamaktadır Laura Brown. Onun bir günün nasıl başladığını izlemeye başlarız. Derken bir anda elli yıl sonrasına götürür film bizi ve New York'ta Clarissa Vaughan’un (Meryl Streep) vereceği yemek daveti için hazırlığını izlerken buluruz kendimizi. Hayatından çıkaramadığı ve ölmek üzere olan eski sevgilisinin önemli bir başarısını kutlamak istemektedir, o sabah çiçekleri kendisi almak için evden çıkarken.

Roman roman içinde, hayat hayat içinde bir film The Hours. Üç farklı kadın, farklı zamanlarda, bir şekilde üçünü birbirlerine bağlayan aynı yalnızlığı yaşamaktadırlar. Her biri yaşadığı psikolojik rahatsızlıklarla baş etmeye çalışırken, katlanılması zor hayatlarında sorgulayıp durdukları bir yalnızlıkta sıkışıp kalmışlardır. Sürekli bir hayat-ölüm, gitme-kalma ve yaşama meydan okuma-yaşama dayanamama arasında kalmışlık vardır üç kadında da.

İki kitabın ve bir senaryonun birbirleriyle muhteşem uyarlanmasıyla ortaya çıkmış Saatler filmi; hayatı, ölümü, yalnızlığı, insan ilişkilerini, sevgiyi, çaresizliği, acıyı ve insan hayatının değerini adeta izleyenin yüzüne çarpmaktadır. Üç farklı kadının saatler arasına sıkışmış hayatlarını ve onların hayat mücadelesini izlerken bu film, aynı zamanda insana da hayatını sorgulatacak derecede etkileyici.

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Congratulations @aleladebicool! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 2 years!

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking

Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!