Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla …
Allah’u Teâlâ insanı yaratması ve ona bahsetmiş olduğu iki büyük güç …
Allah-u Teâlâ tanınmak için insanı yaratmıştır. Bu yaratık her açıdan ilginç bir varlıktır ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi konumundadır. Allah-u Teâlâ Buyuruyor ki: “Ben gizli bir hazineydim tanınmak istedim böylece tanınmak için varlık âlemini yarattım”. Allah’u Teâlâ kendi rahmetinden varlık âlemini yaratmıştır. Allah’u Teâlâ her şeyden münezzehtir ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
Allah-u Teâlâ yeryüzünde gökyüzünde ve bu ikisi arasında milyonlarca desek az olur hatta sayamayacağımız kadar mahlûkat yaratmıştır. Peki, bu mahlukatlara yaratılış şekillerine göre bakalım. Allah’ın yaratmış olduğu bu mahlûkatları üç kısımda inceleyebiliriz…
1- Sadece akıl sahibi olan mahlûkatlar. Yani Melekler.
2- Sadece şehvet sahibi mahlûkatlar. Yani Hayvanlar.
3- Hem aklı ve hem şehveti olan mahlûkatlar. Yani İnsanlar.
Bu konumuzu destekler nitelikte olan bir hadise işaret edelim hadis şöyle buyuruyor: “Allah’u Teâlâ meleklerin yaratılışında şehvetsiz olarak sadece aklı yerleştirmiştir. Hayvanlarda ise sadece akılsız şehveti yerleştirmiştir. Ama insana akıl ile şehveti ikisini bir arada vermiştir. Kim aklını şehvetine galip getirirse o, meleklerden üstün ve iyi olur ama kimin şehveti aklına galip gelirse o, hayvanlardan daha aşağı ve kötü olur.”
İşte burada insanın yaratılışı açıklığa kavuşuyor ve anlaşılıyor ki hepimiz bir insan zümresinde ve Allah’ın yeryüzünde ki halifesiyiz. Allah’u Teâlâ, insanın yaratılışını yani bedenini maddi yönünü ele aldıktan sonra onun manevi yani ruhi yönünü ele almış ve ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: “Ona ruhumdan üflediğim zaman ”.
Evet, bu bilgilere göre şunu anlıyoruz ki Allah’u Teâlâ İnsana iki ayrı güç bahşetmiş ve onu en güzel şekilde dizayn etmiştir. Maddi ve manevi güç olarak. İnsan Bu iki ayrı âleme sahip ilginç bir varlık ve mahlûktur. bu iki güç nedir ? Onun bedenii olan zahirii yanı, yani maddi olan âlemi. Diğer taraftan ise onun ruhi olan yanı, yani batınii yanı olan manevi olan âlemi. Bu iki âlem sürekli savaş halindedir ve kendilerini sağlama almak ve insanın vücüdünda kökleşmek ister. İnsan da bu iki ordunun savaş meydanı konumundadır.
Akıl askerleri mi ? cehalet askerleri mi ?
Bizim bu savaş meydanında kime zafer verdiğimiz çok önemlidir ki hayat boyu yolumuzu belirleyecek ve hedefe ilerlemede yol göstericimiz olacaktır. Bölece insanda bulunan bu iki gücüde tanımış olduk akıl gücü ve şehvet gücü.
Aklı kullanıp meleklerden üstün yüce ve azizi olmak mı? Şehvetin esiri olup aşağıların aşağısı alçak ve zelil olmak mı ?
İnşallah sizlerden gelen eğitici ve öğretici yorum ve beğeniler doğrultusunda Rabbimin izni ve inayeti ile bu ilahi yolda tercümelere ve daha da önemlisi kendi eğitim ve öğretim doğrultusundaki yorumlarıma ve bu tür yazılarıma devam edeceğim inşallah. Görüş ve önerileriniz her zaman benim için önemlidir.