Arjina -2-

in tr •  7 years ago  (edited)

Burada paylaştığım hikaye, birkaç gün önce paylaştığım Arjina hikayesinin devamı niteliğindedir. İlkini okumadıysanız başlamadan önce buraya uğramanızı rica edeceğim. Umarım keyif alırsınız.

Arjina kuşa dokunabilecek mesafedeydi. Kendisine odaklanmış yeşil gözleri adeta büyülenmişcesine izliyordu. Daha önce tecrübe etmediği hisler yaşıyordu. Düşünmesine engel oluyor gibiydi. Bedeninin kontrolü arzularına teslim oluyordu. Yüzüne vuran yeşil ışığın kaynağı olan gözler ise yavaşça kapandı. Ardından kuş, saygı belirtircesine başını eğdi. Başını geri kaldırmamıştı. Anlamlandırmaya çalışan Arjina bir süre izledi. Sanki ona dokunmasını istiyor gibiydi. Arjina'nın kalbi ise çok hızlı atıyordu. Korku duygusu geri gelmişti. Yine de elini yavaşça uzattı. Zaten bu esrarengiz ve bir o kadar güzel yaratığa dokunma isteği derinlerden geliyordu. Kendini alamayan Arjina, kuşun sırtına doğru sol elini uzattı ve dokundu. İnanılmaz derecede yumuşaktı. Fakat bu dokunuş ile birlikte Arjina’nın anlam veremediği bir şeyler tetiklendi. Işık huzmelerinden meydana gelen kuş daha çok parlamaya başladı. Halihazırda gözlerini kamaştıran bu yaratık giderek daha güçlü bir ışık yayıyordu. Arjina gözlerini açamıyor hatta kolu ile ışıktan korumaya çalışıyordu. Ona dokunmayı kesmişti ama ışık giderek şiddetleniyordu. Sonra aniden ışık yok oldu. Kalbi daha ne kadar hızlanabilirdi bilmiyordu ama korkusu giderek artıyordu. Önce kollarını indirdi sonra gözlerini açtı.

Mağara gibi bir yapının içerisindeydi. Tüm bedeni titriyordu. Yoğun ışıkta uzun süre kaldığından şu an görmekte oldukça zorlanıyordu. Kuşa yaklaşırken belki de öleceğini düşünmüştü ama gözlerini başka yerde açmak herhangi bir şekilde beklediği bir durum değildi. Hala rüyada olabileceği ihtimalini çabucak eledi. Gözlerinin acısına varana kadar her şey fazlasıyla gerçekçiydi. Kendini toparlamaya çalışan genç kadın sağ elindeki kılıcına baktı. Her seferinde ona güven verirdi. Babası kılıcı yanında taşımaz aksine saklardı. O kadar güzel bir kılıç zaten saklanmalıydı. Kılıç başta bir hançer olarak yapılmış gibi görünüyordu. Kılıcın balçak kısmından gövdesinin yarısına kadar gümüşten bir hançeri andırıyor sonra çelik eklentisi ile bir kılıca dönüşüyordu. Üzerinde çeşitli işlemeler ve balçağın ortasında sembol. Bu sembol köşeleri içi dolu küçük daireler ile vurgulanmış bir üçgendi. Arjina'nın yakın zamanda kılıçta fark ettiği bir şey daha vardı. Ölümünden birkaç sene önce babasından yalvararak almıştı. Babasından kısa süreliğine izin alabilen Arjina, kılıcın kabzasının ona hiç rahat gelmediğini hatırlıyordu. Fakat şimdi sanki eline göre tasarlanmış gibiydi. Nedenini anlamasa da şu an kılıcın varlığı ona güven veriyordu. Belki de babasının bir şekilde yanında kaldığına inanıyordu. Bu hissin etkisiyle biraz toparlayan genç kadın çevresini inceledi. Neler olduğunu ve nerede olduğunu anlamaya çalışmak yapabileceği tek şeydi. Duvarların yüzeyindeki girinti ve çıkıntıların doğal bir görüntüsü vardı. Sol tarafındaki duvarın üzerinde bulunan ve içerisinden ateş yükselen küçük oyuklar dikkat çekiyordu. Sık aralıklarla yerleştirilmişti ve önünde uzanan yolu görebilmek için yeterince ışık sunuyordu. Fakat sağ taraf tamamen karanlıktı. Bu yer; her nere ise kullanılıyor olduğu belliydi. Duvarların aksine yürüdüğü zemin fazlasıyla düzgündü. Pürüzsüz sayılabilecek zemin, bu yerin doğal mağara havasını bozuyordu. Arjina'nın gözü oyuklardaki ateşe takıldı. Dikkatle bakmasına rağmen kaynağını görememişti. Yağ lambası değildi. Bildiği kadarıyla sadece hayvan yağı yakılarak bu denli bir ateşe süreklilik kazandırılabilirdi. Dikkatle inceleyen Arjina, ateşin çıktığı oyukta aslında bir delik olmadığını fark etti. Emin olmak için duvarı el yordamıyla yoklayıp küçük bir taş parçası çıkardı. Oyuğa doğru fırlattı. Tam olarak istediği yere atabilmesine rağmen taş geri sekti. Gördükleri konusunda haklıydı. Oyuğun herhangi bağlantısı yoktu. Duvarın üzerinde ateş yanıyordu ve herhangi bir kaynağı yoktu. Neler olduğunu anlamak isteyen Arjina kılıcının uç kısmını ateşin üzerine tuttu. Sonra kılıcın ucuna yakın bir noktaya dokundu. Kılıç ısınmamıştı. Bu kez derin bir nefes aldı. Yavaşça elini ateşe uzattı. Henüz dokunmamıştı ama yine de sıcaklığını hissetmeliydi. Ateşe dokundu ve hala bir şey hissetmiyordu. Elini ateşin içinde gezdirmek garip hissettirmişti ama sıcaklık hissetmiyordu. Merakı giderek artan Arjina eliyle duvarı tuttu ve ayak parmaklarının ucuna yükselip ateşe doğru üfledi. Ateş gelen havanın etkisiyle savruldu. Kafası iyice karışmıştı. Ne ile karşı karşıya olduğunu bilmemek çaresizlik hissi uyandırıyordu. Düşünceler onu ele geçirmiş gibi hissediyordu ama aslında hiçbir şey düşünemiyordu. Yere oturdu. Tekrar kafasını toparlamaya çalıştı. Sağ tarafını göremiyordu. Oraya doğru yöneldi. Yavaş adımlarına eli rehberlik ediyordu. Birkaç adım sonra sol tarafındakine benzer bir duvar olduğunu fark etti. Arkası da duvardı. Gözlerini açtığı noktaya dönüp oturdu. Yürüyüp ilerlemek tek seçenek gibiydi fakat yapmak istemiyordu. Delirmek üzere olduğunu düşündü. Daha önce görmediği bu yere nasıl gelmişti? Sonuca bağlayamadığı düşünceler kafasında dönerken Arjina’nın hemen yanında olan ateş yükselmeye başladı. Genç kadının dikkatini çeker çekmez onun solundaki ateş de yükseldi. Sırayla bir sonraki biraz daha yükseliyor bu şekilde her bir ateş bir sağındakinden biraz daha uzun oluyordu. Ateşin anlatmak istediği şey çok zor değildi. Bu yer Arjina'nın devam etmesini istiyordu. İyi bir fikir olmadığından neredeyse emin olan genç kadının çok seçeneği yoktu. Yürümeye başladı.

Ateşlerin rehberliği Ajina'yı daha dar bir koridora sokmuştu. En azından artık sağ tarafını da görebiliyordu. Bir süre daha yürüyen genç kadının karşısına iki heykel çıkmıştı. Tam bu noktada koridor genişlemiş bu iki devasa taş bloğa alan sağlamıştı. Heykel hizasında yanan ateş de nispeten daha büyüktü. Arjina bir süre heykelleri izledi. Eskimiş görüntüleri, ustaca yapılmış oluşunu gizleyemiyordu. Surat ifadeleri ise pek misafirperver değildi. Heykeller; ellerini bel hizasında birleştirmiş, kılıç bir tutan insan figüründen oluşmuştu. Tuttukları kılıçlar ise yere saplanmış gibiydi. Arjina pek anlam veremese de üzerinde çok düşünmedi. Zaten anlam veremediği o kadar çok şey vardı ki. Taştan yapılmış ve yere saplanmış gibi görünen kılıçların üzerinde yukarından aşağıya dizilmiş semboller vardı. Semboller heykelde kılıcın balçak kısmında başlıyor ve gövdesinden ucuna doğru ilerliyordu. Aşağı doğru duran kılıçta en üstteki sembol Arjina'nın kılıcındakiyle aynıydı. Kılıcın üzerindeki yeri de heykeldekiyle bire bir uyuşuyordu. Üçgen, şeklin dayanıklılığı ve zayıf noktası olmaması sebebiyle Nusirna'da güç sembolü olarak bilinirdi. Heykeldeki kılıçta beş adet sembol vardı. Diğer semboller Arjina'nın kılıcında yoktu. Buraya onu ateşlerin getirdiğini hatırladı ve devam etmesi için bir yol olduğunu düşündü. Heykellere yaklaştı. Tüm bunların bir amacı olmalıydı. Hiç umudu olmamasına rağmen itmeyi denedi. Kılıcını yere bıraktı ve tüm gücüyle itti. Beklediği sonucu almıştı ama denemese rahatsız hissederdi. Çevresine bakındı. Yapabileceği başka bir şey göremiyordu. Heykellerin çevresindeki boşluklar bir insanın geçebilmesi için oldukça dardı. Arkası da görünmüyordu. Sadece karanlıktı. Kılıcının üzerindeki sembolü heykelde gördüğü sembole yaklaştırmayı denedi. Bu da heykeli itmek gibi, sadece kendisini aptal hissetmesine sebep olmuştu. Arjina geri dönmeyi düşündü. Nasıl buraya geldiği hakkında bir fikri yoktu. Yine de geri dönmek için aklına gelen en iyi seçeneğin geldiği nokta olduğuna kendini inandırdı. Arkasını dönüp birkaç adım atmıştı ki, buraya kadar ona rehberlik eden ateş, genç kadınla aynı fikirde değildi. Bir anda ortalık karardı. Arjina’nın görebildiği tek şey az önce arkasında bıraktığı heykellerin bulunduğu yerden gelen ince bir ışıktı. Bir anda öfkesi tüm düşüncelerinin önüne geçti.

-Ne istiyorsunuz benden!

Haykırışıyla birlikte Arjina kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Çaresizlik hissi korkunçtu. Ne düşüneceğini bilmiyordu. Neredeydi? Neden buradaydı? Hiçbir fikri yoktu. Oturduğu yerde ağlamak bir şeyi değiştirmese de buna ihtiyacı vardı. Birkaç dakika sonra gözyaşlarını silmeye bile tenezzül etmeden ayağa kalktı. Sanki bir şeyleri fark etmiş gibi heykellere doğru yürüyordu. Arjina’nın ilerlemesiyle ateş, tekrar mağara benzeri yeri aydınlatmaya başladı. Arjina elindeki tek ipucu olan sembole odaklanmıştı. Bir üçgendi ve düşününce ortamda üç adet kılıç vardı. Heykellere yaklaştı ve zemini yokladı. Heykellerin taşıdıkları kılıçların gerçekten yere saplanıp saplanmadığından emin olamadı. Ayağa kalktı ve heykellere sırtını dönüp tahmini olarak birkaç adım attı. Tekrar eğilip çok net göremediği zemini eliyle yoklamaya başladı. Ağlamakla gülmek arası bir tepki veren Arjina aradığını bulmuştu. Pürüzsüz zeminde küçük bir yarık vardı. Artık sembolü tamamlayabilecekti. Tekrar ayağa kalktı. İki eliyle kılıcı kavrayan Arjina, heykellere sırtını döndü ve kılıcı zemindeki yarığa sapladı. Ne yaptığını biliyordu ama sonuçları hakkında hiçbir fikri yoktu. Bir anda kılıcın bir adım kadar önünde parlak bir nokta görüldü. Kızgın demirden damlayan bir parça ateş gibiydi. Sonra o nokta ilerlemeye başladı. Arjina'nın çevresini saran bir daire çiziyordu. Şaşkınlıkla çevresine bakan genç kadın heykellerin çevresinde de aynı şeklin oluştuğunu gördü. Durup ne olacağını bekledi. Üç tane daire tamamlanmıştı. Ardından bu daireler de birbirleriyle aynı şekilde bağlanarak üçgeni oluşturdu. Kılıcın üzerindeki sembol artık zemindeydi. Bir üçgen ve uçlarında yer alan daireler. Arjina başardığını biliyordu fakat ne başardığını bilmemek hala korkutucuydu. Ayağa kalktı heykellere doğru yürüdü. Bu sırada sembolü oluşturan çizgilere basmamaya özen gösteriyordu. Heykellere dokundu. Hala bir hareket yoktu. Sembol tamamlanmıştı fakat hala önünde ilerlemesini engelleyen heykeller duruyordu. Bu kadar şey olduktan sonra ilerleme katedememesi sinirlenmesine sebep olmuştu. Çaresizce tekrar etrafına bakındı. Bir şeyleri eksik yaptığı çok açıktı ve sorunun bulanabileceği çok fazla alan yoktu. Heykelleri inceliyordu. Zemindeki çizgilere dokunamazdı. Erimiş demir gibiydi. Duvardan yükselen ateşlerin aksine, çizgilere yaklaşınca sıcak olduğunu hissedebiliyordu. Heykelin tuttuğu kılıca dokundu. Yere çizilen sembolün parlaklığı sayesinde zemini öncekinden daha net görebiliyordu. Kılıç gerçekten yere saplanmıştı. Aynı bilgiyi bu kez farklı yorumlayarak sorunu ikinci kez çözdü. Heykellerin hareket etmesi için onu zemine sabitleyen kılıçtan kurtulması gerekiyordu. Tekrar kılıcına yöneldi ve heykellere sırtını döndü. İki eliyle kavradığı kılıcını heykellerin gösterdiği gibi bel hizasında tutup zeminden çıkardı. Son detayı fark ettiği için gülümsedi. Sonra zeminde küçük sarsıntılar ve büyük bir ses ile heykeller, yere sapladıkları kılıçları kaldırmaya başladı. Arjina heykellerin bu hareketini şaşkınlıkla izlerken, kılıçların yerden çıkan kısmında bir sembol daha görmüştü. Bu kez gördüğü sembol tanıdık gelmişti. Artık düşünecek daha çok şeyi olan Arjina heykellerin ona yol açıp açmayacağına bakıyordu. Heykeller kılıçlarını kaldırdıktan sonra bir süre geriye doğru sürüklenmiş. Sonra yanlara doğru açılmıştı. Arjina’nın bilinmezliğe yaptığı yolculuk sürüyordu…

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununa göre tüm hakları bana aittir.

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Bu akşam benden bir soru gelsin o zaman:

En sevdiğiniz kitap türü nedir? Polisiye, fantastik, aşk, korku, biyografi vs. ?

Benim fantastik :) Bakalım belki ilerleyen aylarda bir fantastik kitap yazarı olabilirim:)

Hmmm, merkala bekliyor olacağım o zaman. Kitap olarak?

  ·  7 years ago (edited)

Biz bayanlar genelde macera türü ve aşk romanları.

Hiç sevemedim şu romanları nedense :)

En son kürk mantolu madonna ile Zülfü Livaneli mutluluk okudum bayadır kitap okuyamıyorum.

O kitaplar da aşk türü mü oluyor, aşk deyince benim aklıma wattpad romanları geliyor nedense :)

Kürk mantolu madonna ve onun resmine aşık olan adam sonra gerçekten onun kalbini kazanıyor. Güzel ama sonu hazin biten bir kitaptı. Okumayan yoktur herhalde :)

wattpad romanlarını d&r da en çok satanlar ve edebiyat kısmında görmek acı verici gerçekten:(

Fantastik ve bilim kurgu hem okurum hem yazarım.Bi ara kitabım çıkacaktı.Ama o kadar iyi olmadığımı düşünüp vazgeçtim.

Keşke devam etseydiniz diyeceğim ama artık Steemit'de bekliyoruz tamamını mümkünse :)

agatha christie😎
polisiye ama yabancı yazarlardan:)
bir de korku gerilim:)

Senden beklediğim cevap buydu :)
Jean Christophe Grange okudun mu, polisiye-gerilim?

:))
aslında ismini çok duydum tivitirda ama okumak kısmet olmadı.

O zaman tavsiye ediyorum, Siyah Kan kitabı benim en sevdiğim kitaptır ve okuyanlarla konuştuklarımın çoğu da benimle hemfikir bu konuda, onu en sona bırak diğerlerinden başla :)

bu tavsiyenize uyacağım kitapyurdu sepetime +1 kitap olacak:)

aslında öyle gerilim kitapları okudum ki bir filmden daha etkileyen beni..
mesela "dean koontz" gerilimi öyle bir hissettirir ki anlatılmaz yaşanır:)

siz okudunuz mu onu veya en çok kimi okursunuz:)

Ben korku değil de korkuya göre gerilim seviyorum daha çok ama asıl sevdiğim tarz benim de fantastik. Hayal etmeyi daha çok seviyorum :)

Korku türünde Tess Geritsen Cerrah serisini okudum ama 1 sene içinde yeni kitap çıkardı mı takip etmedim.

Aslında her türden okurum ayırt etmeden ama sıralamam fantastik, polisiye, gerilim ve klasikler olurdu.

ben fantastik de seviyorum ama daha çok film olarak..
harry potter ve narnia hobbit en sevdiklerimden:)
bir de çocuk kitaplarını hâlâ okurum😊

Stephen King göz adlı eserini korkuyla okuduğum bir kitabı.

bir de "kemik torbası" vardı onun belki de 1günde bitirmiştim kocaman kitabını:)

Adındn belli çok korkunç bir kitaba benziyor. Ben de kızım sayesinde okumuştum göz kitabını

Dizisini tavsiye ederim Kemik Torbasının, çok iyiydi.

dizisini hiç duymamıştım netten bakayım.

Bag of Bones mini dizi sanırım 2 uzun bölümdü ;)

Kara Kule serisini okudum Stephen King'in sadece ama her uyarlanan filmini izlemişimdir :)

Ben de çocukların tavsiyesiyle okuyorum. İlk önce onlar okuyor sonra bana öneriyorlar.

Ellerinize sağlık , bu postunuzdan sonra ilk partı merak edip onu da okudum.Steemit te yaptiginiza nadiren rastlıyoruz ,postlarinizin devamını dört gözle bekliyorum.Ayrıca Fringe seven birinin postunu nasıl okumadan durabilirim :)

Hocam gerçekten çok keyiflendim yorumunuzu okurken :) Açık konuşmak gerekirse yazdığım kitaptan bazı kısımları attım ve çok devam etmeyi düşünmüyorum. Yayın evinden haber bekliyorum. Fakat bu yorumdan sonra bir bölüm daha atarım :)

tebrik ederim doctor, bir anlık olaylar romanda gerçekten anlatanın ustalığıyla sayfalarca yazıya dökülüyor ve bunu beyaz perde tüm teknolojisine rağmen yaşanan duyguları aktaramıyor. anlamak ancak okumakla o hissi içinde yaşamakla oluyor. bu özgün eseri yayınlanmadan bu platformda bizlerle paylaştığın için önce sana buna gereken değeri verip günün yazısı olarak ödüle layık gören trliste ekibine ayrıca teşekkür ederim. umarım yazın tamamlanır ve destekleyenler sayesinde daha başarılı eserlere imza atarsın. Başarılar.

Başta emin olamamıştım ama iyi ki paylaşmışım. Her yorum çok değerli. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim

ava getup.png

You got a 2.17% upvote from @getup


Want to promote your posts too? Send at least 0.010 STEEM DOLLAR or STEEM (max 0.055) to @getup with the post link as the memo and receive a upvote! More profits? Delegate some SteemPower to @getup - Daily Reward (STEEM DOLLAR)
1 SP, 5 SP, 10 SP, 100 SP, 500 SP, custom amount

► ► For Resteem to over 2000 follower + Upvote from @getup ◄ ◄
send 0.056 SBD with the post link as the memo.



U5ds6MjTfaESpQgTn2mRPWnvno7KYVF.gif

Harika bir yazı.Emekleriniza sağlık.

Çok teşekkür ederim. Yorum bırakacak kadar beğenmeniz çok ayrı mutluluk verici :)

This post has received a 0.45 % upvote from @drotto thanks to: @doctorbishop.

İlk hikayeyi okumamıştım ama ardarda okumak daha keyifli olacak.

Tebrik ederim trliste için ;)

Çok teşekkür ederim. Keyif alırsınız umarım :)

Umarım öyle olacak, bu arada içeriğinizde bir resim ve paragraf kullanmayı tercih etseniz göze daha çok hitap eder gibi. ;)

Diğer postlarda dikkat ediyorum da bu metin için açıkçası beni tatmin eden bir şey bulamadım ve hayal gücüne bırakmayı tercih ettim. @trliste sağ olsun insanlara görsel olmamasına rağmen okuması için bir gerekçe verdi.

Haklısınız ama yine de thumbnail önemli, insanlar öncelikle içerik resmine bakıyor. Tabi bazen dediğiniz durumlarla karşılaşabiliyoruz. Zor olabiliyor resim seçmek :)

You got a 23.08% upvote from @peace-bot courtesy of @doctorbishop!

Help spread the peace. Want to promote your posts too? Send a minimum of .02 SBD or STEEM to @peace-bot with link in the memo for an upvote on your post. You can also delegate to the bot for daily passive earnings. If you would like to delegate to the Peace Bot you can do so by clicking on the following links:
50SP 100SP 250SP 500SP 1000SP 5000SP

Learn more!

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by doctorbishop from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Sürekliyici bir içerik olmuş en azından benim açımdan öyle. Tebrikler listeye seçildiğiniz için...

Çok teşekkür ederim. Diğer yorumlarda bahsettim. Bir bölüm daha yazacağım ama kitabın çıkması benim için daha değerli şu an. Çok ilerlemeyi düşünmüyorum.

Tebrikler! Paylaşımınız TRListe kurallarına uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini aldı!

Günün seçilen yazılarına buradan ulaşabilir, trliste curation traile nasıl katılacağınızı buradan öğrenebilirsiniz.

Eğer, bizimle iletişime geçmek isterseniz Steemit Türkiye Discord Kanalından bizlere ulaşabilirsiniz.

👍

trliste için de tebrik ediyorum böyle orjinal hikâyelere pek az rastlıyoruz:)

Çok teşekkür ederim. Bu kadar insanın keyif alması benim için de heyecan verici geeçekten:)

Aynen kitap yazan bir yazarımızın olması Türk platformu adına çok güzel.

evet belki de daha çok kişi kitap yazacak buradaki yazılarıyla:)

Steemitin ve tr tagının gelişmesi için kaliteli yazılara ihtiyaç var. Ve gitgide kaliteli içerikler artuyor. Sevindirici bir gelişme

Tebrik ederim. Çom emek vererek yazmışsınız, anlatım ve içerik çok güzel fırsat bulabilirsem ilk bölümü de okumaya çalışacağım

Teşekkür ediyorum. Uzun zamandır yazdığım hikayenin bir kısmı zaten. Bakalım bu tarz içeriklere devam etme niyetindeyim :)

Devam etmelisiniz bence:) kitap okumaya çok zamanım olduğunu söyleyemem, en azından buradan okuyarak bu eksikliği gidermiş olurum.

Great post! You've earned a 16.67% upvote from @dolphinbot

Mağara gibi bir yapı falan diyince gerçekten de kendimi orada hissettim. Bahsettiğiniz yoğun ışık sanki benim yüzüme vuruyordu. Oldukça etkileyici bir uslupla yazmışsınız. Kuş tasavvurum hep sevimli bir hayvan olduğu için korkunç olmadı pek hayalimde ama ölmeden önce gördüğü son şey bir kuş olsa insanın sanki o kuşun hayali de ruhuna eşlik eder. Rüya gibi hissettiriyor yazınız. Kılıç babasının verdiği bir hediye olunca, babamın hediye ettiği çakıyı hatırladım. :) İnsan nasıl da özdeşleştiriyor okuduklarıyla kendi dünyasını.
Başarılar dilerim.

Görsel eklemek istememe sebebim buydu. Sizi bir şey görmeye zorlamak istemedim. Metinin içine girebilmek çok daha değerli. Size de babanıza da selamlar :)

Neden benim aklıma Dark Souls geliyor bunu okuduğum zaman :D

Hay sen çok yaşa bende hangi oyundu diyorum.Evet benimde aklıma gelmedi değil.

Ne olduğunu bilmiyorum açıkçası:)

DARK SOULS Dünyanın en güzel oyunlarından birisidir :) Tabii bilgisayar oyunları oynamayı sevenlere :)

Oyunlarla hiç aram yok ama içerikle benzettiğinize göre merak ettim :)