Ufak bir hikaye

in tr •  7 years ago 

camping-pension-au-an.jpg
Source

satırarası.png

Merhaba arkadaşlar;

Bugün sizlere alelacele, üstün körü 3 dakika düşünüp 10 dakika da yazdığım küçük bir hikayeyi paylaşacağım. Önce bu küçük hikayenin hikayesini anlatayım :))

Yurt dışında oturan arkadaşlarımızdan biri ingilizce kursuna başlamış. Kurstaki hocaları bir hikaye yazmalarını istemiş, tabi ingilizce olarak. Konu olarak ta hafta sonu arkadaşlarınızla birlikte gittiğiniz her hangi bir yer ve yaşadığınız ilginç olaylar diye de eklemiş. Bunun üzerine benden yazı istenince bende bu berbat yazıyı kendisine gönderdim.
Sonuç ne oldu bilmiyorum.

satırarası.png

yildirim-carpti-yuzlerce-geyik-oldu_e5699.jpg
Source

satırarası.png

Üç günlük Avusturya kaçamağı

Geçen yaz arkadaşlarla birlikte Avusturya’nın uçsuz bucaksız ormanlarında kamp yapmak ve geyiklerle selfi çekmek için yola çıktık. Uzun süren yolculuğun ardından ormanın kenarında bulunan gölün yanındaki düzlüğe çadırımızı kurduk. O kadar yorgunduk ki, dinlenme ihtiyacı bile duymadan bir an evvel geyiklerle karşılaşmak istiyorduk. Geldiğimiz bölge hakkında o kadar çok bilgi almıştık ki, sanki buraya ilk kez gelmiyor, adeta burada yaşıyor gibiydik. Dünya üzerinde doğallığını kaybetmemiş, neresi var deseler, hiç düşünmeden direk burayı gösterebilirdik.

satırarası.png

2017042017044919_t1820p8epbj9crttaagvt975321.jpg

Source

satırarası.png

Ormanda geçen keyifli yürüyüşümüz arasında zaman zaman yabani meyvelerden tatmayı da ihmal etmiyorduk tabi. Sonra yüksek ve bir o kadar da geniş dalları bulunan, sanki gökyüzüne merdiven olarak oraya konulmuş bir ağaçla karşılaştık. Ağaçta bulunan odundan yapılmış, yaklaşık yarım metre çapında bir kutu dikkatimizi çekti. Arı kovanı olduğunu düşündük ama etrafta uçuşan arı yoktu. Kendi hayal dünyamızda onun ne olabileceğini tartışırken, 3 arkadaş kutuya ulaşmak için yarış yapmaya karar verdik. Hepimiz ağacın bir köşesinden tırmanmaya başladık. En hızlı çıkan ben olduğum için, arkamdakileri göremiyordum. Sonra büyük bir çığlık duyarak olduğum yerde dona kaldım. Aşağıya baktığımda arkadaşlarımdan Ömer ağaçtan düşmüş ve yerde bulunan 1 metrelik çalılar karnına saplanmıştı. Diğer arkadaşım Şenol’la birlikte hızlıca aşağıya inmeye çalışırken nereden geldiği belli olmayan uzun bir mızrak baldırımdan vücuduma girdi. Kanın sıcaklığını hissetmeye başlamıştım ve bu aynı zamanda baş dönmesi ve kendimden geçme ile sonuçlandı. Gözlerimi açtığımda bir mağaradaydım ve etrafımda cinsel organlarının dışında her tarafı açık olan renkli renkli takılar ve tüylerle donatılmış bir sürü insan vardı. Filmlerde görmüş olduğumuz insan yiyen yamyamlar aklıma geldi. Gözlerim arkadaşlarımı aradı. Ben etrafıma bakarken, kulağıma iğrenç sesler geliyordu. Sanki mağaranın yan odasında arkadaşımı parçalıyorlardı.

Tüm bunlar içinde ben soğuk soğuk ecel terleri dökerken Ömer’in dürtmesi ve hadi yeter dinlendiğimiz, ormana gidelim sözü ile uyandım.
Sizce ormana gittim mi?

satırarası.png

See you...

satırarası.png

follow_fakire1sadaka.gif

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!