İnsanlar geçip gidiyordu sağından, solundan, önünden, arkasından... O ise, karşısında simit satan yaşlı adama bakıyordu sadece. Kırmızı önlüğünün ardını yukarı kaldırmıştı kamburu. Ara ara belki de istemsizce tebessüm ediyordu. Simit tezgahının önünde düşecek gibi birkaç adım atıyor, kuramadığı dengesine rağmen karşısına çıkanlara yol veren o oluyordu. Tezgahına doğru yürüyüp simitlerine baktığında inanılmaz bir ciddiyetle düşünmeye başlıyordu. Gözlerinden, pamuk beyazı saçlarından belliydi, yaşının hakkını verdiği. O uzaklaşınca simit tezgahının yan tarafında ayakkabı boyayan orta yaşlı adama takılıyordu Beha'nın gözleri. Gülüyordu simitçiye. Biri simit almaya yanaşsa istihfaf eden bakışlarla süzüyordu, poşeti açmaya çalışan titrek ellerin sahibini. Sebebini bulamıyordu, insanların aslında bu kadar eşitken birbirine kibir kusmasının. Simit tezgahının yan tarafına dayanmış âmâ sopasını görünce anladı, neden eşit olmadıklarını(!) Eşitlik, dünyada adaletsizliğin diğer adıydı. Simitçinin aslında hiç gülmediğini fark etti o an... Yay şeklini almış gözleri, yıllanmış yüz çizgileri onu tebessüm eder gibi gösteriyordu sadece. Kendini öldürmek istedi, bu ıstıraplı anları unutmak için. Ama öldüremedi. Onun yerine ayaklanıp iki günlük ekmek ve minibüs parasını simitçiye uzattı.
“Az önce düşürdün bunu amca. Buraya bırakıyorum.”
“Allah razı olsun oğlum, rast gelsin işin.”
“Eyvallah.”
Gözleri doldu, dönüp gidecekti ki o ince sesi yeniden duydu:
“Simit al bir tane.” “Benden.”
“Karnım tok, sağ olasın.”
Ailesinden böyle öğrenmişti. Paylaşılan şeyden karşılık beklenmezdi. Unutulması gerekirdi yapılır yapılmaz iyiliğin. O da unutup her iş çıkışı onun yanına iyilik yapmaya uğrayacaktı.
çok güzel yazı olmuş eline sağlık @geko099
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
beğendiğinize sevindm
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit