Bugün Onur Ünlü, yönetmenliğiyle Türkiye’de ciddi bir ses getirirken, denediği sinema teması ve işleyişiyle de Türkiye’de henüz olmayan şeyleri deniyor.
Sinema, iyi bir yaratıcılıkla, sıkı bir özgünlüğü birleştirip görsel bir şölen yaratmak olarak anlaşılabilir. Fakat bunu yaparken aslında bu yaratıcılığı bilimsel ve klasik anlamıyla değil, saçmalıklara kayacak zeka ile açıklamak daha doğru olur. İçinde neden yaşadığımızı tam olarak anlayamadığımız ve bir şekilde bir yerlerde sürekli tıkanıp kaldığımız, bir şeyler görünce isyan ettiğimiz, belirli bir yerden sonra en başa döndüğümüz bir seyirde ilerliyor hayat. Hayatın bu tekdüzeliğinden sıyrılmak için ise farklı yollar arıyoruz. Hayatın tekdüzeliğini fark etmeden tekdüze bir yaşam süren milyonlarca insan var. Fakat hayatın bu durumunu gördükten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Tüm bu enteresan hayatla mücadele ederken önümüze çıkan farklı yollar oluşuyor. İlk yol hiç şüphesiz karamsarlık olsa gerek. Yetersizliklerimizin gözümüze daha da battığı, istediğimiz hayatı yaşayamadığımız, aslında bir hayat amacı da koyamadığımız bir yaşamda ilk akla gelen karamsar, üzgün ve sürekli durgun bir hayat yaşama isteğidir. Fakat bu hayat tarzının, içten içe bizi emen, kemiren, yetmeyip çevremize de bunu yansıtan ve git gide yalnızlaştığımız bir tarz olduğunu herkes yavaş yavaş anlıyor.
Peki hayatın bu saçmalığı karşısında ne yapmalı?
Absürt sinema, kurulmuş para ve sistemler düzenine karşı mizahi bir çıkış sergiliyor. Paranın anlamını, çalışmanın zorluğunu, ahlakımızı ve ikili ilişkilerimizdeki çıkmazlarımızı ironik bir dille anlatarak insanların duygularına dokunuyor.Onur Ünlü ise bunu Türkiye’de ilk yapanlardan, filmlerinde katil bir polis, boksör bir imam gibi normal hayatta karşımıza çıkmayan, saçma diyip geçebileceğimiz tüm bu saçmalıklardan güzel bir mizahi unsur çıkartarak hayatımıza buruk bir neşe katıyor. Hayat da bu buruk neşeden ibaret değil midir diye sorabiliriz kendimize. Bundan ibaret olsun ya da olmasın, her an içinde bulunduğumuz sosyal gerçekliğe farklı bir bakış getirerek hiç değilse birkaç saatliğine rahatlamamıza, içinde yaşadığımız ve oldukça ciddiye aldığımız düzene gülmemizi sağlıyor aslında absürt sinema.