Behfort Geçitleri Muharebesi Bölüm 2 - Gergaronun Fethi

in tr •  7 years ago  (edited)

Image__409218_1509903639.png

Şehirden içeri girdik Kuzeyli Gestard bizleri karşıladı. Hayatta olduğumuza şükreder gibiydi. Karım Neals ve oğlum Nelgos'u gördüm sonrasında ve bana gelip koşarak sarıldılar. Sanki Melges'in lütfü bize onların sayesinde yetişmişti. İçimde anlam veremediğim bir huzurla doluydum. Hemen yanıma gelen Batılı Hilberg toplanmamız gerektiğini söyledi. Çok şükür ki şehirden her şey görünüyordu. Biring'in ne kadar güçlü bir orduyla bizlere saldırdığı da belli olmuştu. Hilberg şükür ki Melges'in lütfü yanınızdaydı. Yoksa verilen kayıplar dahada artacaktı dedi. Başımla onayladım ve toplantı için büyük salona geçtik.

Büyük salonda dostlarımız ile şerrin ne kadar kudretli bir hal aldığını gördüğümüzü konuştuk. Bu şerrin yardım alınamadan engellenemeyeceğini hepimiz onaylanıyordu. Kuzeyden İthasdal'dan orduların yaklaşık 1 hafta içerisinden gelmesini beklediğini söyledi Gestard. Daha erken gelmelerinin imkanı da yoktu. Beklemek zorundaydık. Hilberg ise batının daha uzun sürede gelebileceğini söyledi. Hepimizin toplanması gerekliydi zira zafer başka türlü kazanılamazdı. Şehri sonuna kadar savunmalıydık. Fakat bu çok zor gibi duruyordu. Ordular ve yiyecek stokları en az 2 hafta içerisinde şehirde toplanabilirdi. Bu çok uzun bir süreydi ve Biring'in geçitlerde o kadar uzun süre kalacağını düşünmüyorduk. En kısa sürede üzerimize saldıracak ve yıkımı hızlı olacaktı. Beklemek ise tek çareydi. Şehri kuşatma için hazırlamaya koyulduk.

Şehir son sürat kuşatmaya karşı hazırlanmaya başlamıştı. Durumun ne kadar zor olduğunun farkındaydım. Fakat ordumun cesareti kırılmaya yüz tutmuştu. Vazgeçmememiz gerekiyordu.

Sonunda Guinnas ile yan yana gelebilmiştik. Onu bir kenara çekip şunları söyledim. 'Dostum, ne yazık ki elem bir dönemdeyiz. Senden ricam şehirdeki kadın, yaşlı ve çocukları alıp güneydeki kalemize götürmen burada işlerin yolunda gitmemesi halinde hepsinin canı tehlike altında olacak. Atamın soyundan bir kişinin daha bu kaleyi savunurken ölmesi bizleri güçsüz kılar. Sen tüm kadın, yaşlı ve çocukları alıp yarın yola koyul. Gecenin gizeminde çık yola ve seni batı hudutlarına kadar ordumuzun bir kısmı korusun. Oradan sonrasında zaten dostlarımız olan batılı kadim savaşçılar size güneye kadar eşlik edecekler. Hepsine haber verildi. Tez zamanda yola koyul. İşler yolunda gittiği taktirde haberler sana gelecektir. Halkımı o vakit ordum eşliğinde geri göndereceksin.' Guinnas bu durumdan rahatsızdı. Zira şehirde kalıp kanının son damlasına kadar bu şehri savunabilirdi. Fakat düşmanımız ülkemizin kalesi için gelmiyordu sadece tüm insan nüfusunu yok etmek için geliyordu. Böyle bir durumun yaşanması bizler için felaket olacaktı. Zor ve güçlükle de olsa Guinnas teklifimi kabul etti ve iki gün sonra yola koyulacağını söyledi.

Hesborn'un yaraları iyileşmeye dönmüştü. Yaralı tüm askerlerde onlarla beraber güneye gidecekti. Tam iki gündür Hesborn gözlerini açsın diye bekliyordu Guinnas. Komutanı sonunda gözlerini açmıştı ve şafak vaktinde yola çıkacaklarını bizlere bildirdi. Melgort ve ben batı sınırına kadar onlara eşlik edecektik küçük bir orduyla beraber şehirde Hilberg ve Gestard kalacaktı. İthasdal'dan haberciler gelmişti bu süreçte ve ordunun 4 gün içerisinde şehre ulaşacağını bildirmişlerdi. Düşmanımız ise geçitlerde bekliyordu. Her gece daha çok meşale yanıyordu geçitlerde ve ordumuzda korku yükseliyordu.

Biring'in bu kadar orduya nasıl ulaştığını anlayamamıştım. Ordusunun sayısı bir anda bu kadar yükselmesi anlamsız geliyordu. Fakat doğu yolunu ve geçitlerini tekrar onarılsa da Gerthga'nın ordusundan destek alıp böyle kudretli bir ordu kurmuş olabilirdi. Hemen gözcülerimiz doğu gözcüsüne doğru yola çıktı. İgston'un geçitleri büyük babam zamanında yıkılmış ve onarılamaz bir halde bırakılmıştı. O yollar artık kullanılmayacak durumdaydı. Yıllardır hiçbir türlü onarılmayan ve yardım alamadıkları o yolları yapmaya çalışsalar dahi 100 yılı aşkın süre gerekirdi. O kadar süre geçmemişti ve bu kadar kısa sürede onarmaları imkansızdı. Yıllardır kullanılmayan doğu yolu ise artık tamamen otlarla gizlenmiş olmalıydı. Zaten lanetlidir ve orada yönünü kaybetmek bile şükredilecek bir durum olarak tanımlanır. Lakin gözcü raporlarını beklemek zorundaydık. Eğer gerçekten de tamir etmeyi başardılarsa ve ya yeni yollar buldularsa büyük ihtimalle bu tüm kuzeyin Gerthga hükmüne gireceğini ve yaşayan tek bir insanoğlunun kalmayacağı anlamına geliyordu.

Gözcülerin raporları beklenmeden Guinnas tüm kadın, yaşlı ve çocukları alıp yanında yaralı askerler ile yola çıktı. Şükür ki düşmanımız böyle bir hamleyi beklemiyordu ve kolayca görünmeden şehirden uzaklaştık. Batı sınırına gelene kadar sabah vakti çoktan geçmişti. Guinnas ile vedalaştık. Karım ve oğlumda onunla birlikte güneye gidenler arasındaydı. Onlara da sarıldım ve batıdaki dostlarımızın güvencesi altına bırakarak onları kuzeyden uğurladık. Melgort ile şehre dönme vaktiydi. Hızlı bir şekilde at sürerek öğlen olmadan şerre ulaştık. Artık düşmanın üstümüze gelmesini beklemekten başka çaremiz kalmamıştı. Zira saldırmayı deneyebilecek kadar gücümüz yoktu.

Bu elem ve kederin içerisinde beklememiz her geçen gün artan korkumuzla beraber sürdü. Zira sayı her geçen gün artıyor ve dostlarımızın ise bize yetişme süresi kısalıyordu. Şehrimiz ise kuşatmaya artık tamamen hazırdı.

Gözcülerimizin bir kısmı şehre geri dönmeyi başardılar. Korktuğumuz haber ise bizlere geldi. Düşman doğudaki geçitleri onarmayı başaramamıştı. Fakat onların yerini alacak büyük bir geçit yapmayı başarmıştı. Uçurumun tam ortasında her iki taraftan da çalışılarak yapılan ve birleştirilen büyük bir köprü yapılmıştı. Fakat bu köprünün yapımını nasıl başardıkları konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Zira aralarında ne büyük bir üstad vardı nede işinin ehli bir usta. Gerthga ise dünyaya gönderildiğinde yer altının tüm zenginliklerini en iyi işleyen mahir kudret olarak gönderilmişti. Fakat yaratıcıya karşı gelip tüm dünyaya hükmetme arzusu onu karanlığa itmişti. Biring'de onun gibiydi dünyanın derinliklerindeki her şeyi çok iyi bilirdi. Gölgelere ve karanlığa aşıladığı ve sevgisi oradan gelirdi. Fakat yer üstündeki ağaçlardan böyle kudretli bir ağaç yapmak onların harcı değildi. Bu kudrete ilk insanların kudreti yeterdi. Kadim zamanlardan bir kişinin devrimizde yaşaması imkansızdı. Zira o zamanlardan bu yana ölümsüz Megnes, Nihros, Gerthga ve gölgelerde var olan Biring kalmıştı. Diğer hiçbir kimse ölümü yenemezdi. Bilenen ölümsüzler bunlardır ve bunları yenmenin tek yolu kadim lisanda Nihros'un lütfü ile zincire vurulup Megnes zindanlarına atılmalarıdır.

Geçitlerin yanında yapılan bu yeni köprü doğudan Kara ormana orduların geçmesini sağlıyordu fakat Kara ormana doğudan girip yolunu kaybetmeden bulabilecek ve ya yol üzerindeki türlü engelleri aşabilecek bir kudrette yoktur. Zira kadim zamanlarda anlatılan hikayelere göre Megnes bile Kara ormana doğudan girip kendi yaptığı güzelliğin içerisinde kaybolmuştur. Bunu nasıl başarabildikleri de aklımıza karıştırmıştı. Zira artık yaratıcının Biring'e yardım ettiğini bile düşünür olmuştum. Fakat böyle bir durumun olması imkansızdı. Biring kadim zamanların ilk insanlarından birini diriltmiş olabilir miydi ? Çünkü ilk insanlar dünya üzerinde kadim lisana ve kudrete sahiplerdi. Onların maharetleri ve kudretleri bizlerden çok daha fazladır. Onlar bu dünyadaki tüm kaleler ve şehirlerin yapımının en kadim ustalarıdır. Zira ilk insanlar içerisinde dahi uyumsuzluk vardı. Gerthga karanlığa büründüğü zamanlarda onunla giden ve yaratıcıya baş kaldıranlar olmuştu. Bunların hepsinin öldürüldüğü biliniyordu. En ünlüleri ise Fiolsing'dir. Kötülüğün üstadı ve ustasıdır. Gerthga'nın Doğudaki ve Kuzeydeki bir çok kalesinin yapımında yer almıştır. Fakat asırlar önce verilen Kadim Savaş'ta öldüğü söylenirdi. Onun kudreti dünyanın ilk zamanlarında Gerthga daha karanlığa geçmeden önce bilinirdi. O Megnes'in evinin yapıcısıdır. Zira ölmüş olduğu biliniyor. Aklım çok karışık. Umarım Biring ve Gerthga'nın kudreti bizim tahmin sınırlarımızı aşmamıştır.

Zira bu karanlık düşüncelerin içerisindeyken Gestard odadan içeri girdi. Kuzeydeki ordunun çok kısa sürede şehirde olacağını söyledi. Fakat düşmanında harekete geçtiğini ve üzerimize doğru yürümeye başladığını bildirdi. Sanırım çağımızın en büyük çatışmalarından birinin yaşanmasına çok az kalmıştı.

Hikayeme;
https://www.wattpad.com/511877613-gergaronun-fethi-behfort-ge%C3%A7itleri-muharebesi
https://www.papiroom.net/535251535148_behfort-gecitleri-muharebesi-bolum-2-gergaronun-fethi

bu adresler üzerinden de destek verebilirsiniz.

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!