Misyonunu tamamlaşmış şirin eşyalar

Merhaba millet ! Bu yazımda geçmiş günlerde popüler olan, fakat günümüzde eski şöhretini bir hayli kaybetmiş eşyalardan bahsedeceğim. Eşyalar diye sınırlandırmak istemiyorum ama genel olarak böyle diyelim. Yani bu bir söz olabildiği gibi aynı zamanda bir alışkanlıkta olabilir ! Şimdiden uyarayım...

Walkman - Voltman (!)

---

Nereden başlayayım ? Kaseti kalemle sarmak mı ? Cepte panasonic pille gezmek mi ? Bilemedim... Valla söylerken bile içim bir tuhaf oldu. Şimdi yüzüne pek bakmıyoruz tabi ama zamanında bu cihazlar bayağı bir işlemişti hayatımıza.

Ekstra FISTIK !

---

Kontörlü modemimiz canımız, ciğerimiz. İlk fıstık internetimi aldığımda yaşım bayağı küçüktü, internet cafe kültürünün yaygın olduğu yıllar, Ultima Online isimli oyuna sarmışım ve deliler gibi cafede sabahtan akşama kadar bu oyun karşısındayım. Ama o beklenen tarih gelmişti ve annemle beraber yazlığa gitmem gerekiyordu. Gitmemek için kırk takla atsam da ertesi gün Çanakkale'de buldum kendimi. Ama bu sefer fıstık benimleydi... Sağ olsun bayağı işimi gördü

1 milyona 15 saat esktra internet !

Disket

---

İlk okul ve orta okul hayatımız boyunca bizi yalnız bırakmadığın için teşekkürler. Ve her sene aynı şeyi yapıyorduk, hiç bir gelişme yoktu. Bilgisayardan bir word dosyası hazırlanır ve daha sonra bu diskete kaydedilir. Disketin üstünde de boktan bir etiket adın soy adın sınıfın falan yazıyor ey gidi... Disketin evrimi de çok tuhaf ilerledi bende, kısa zamanda tüm disketleri piyasadan silen şey flash bellek oldu, ardından flash bellekler de çok uzun sürmedi. Tabi kendim için söylüyorum bunu yoksa hala flash bellek kullanan bolca insan vardır eminim. Benim için son durum Facebook oldu, aktarmak istediğim fotoğrafı, videoyu falan bilgisayara kaydedebilmek için, telefondan kendime mesaj olarak atıyorum... Son 3 yıldır falan koskoca Facebook, gözümde 1 adet kıçı kırık diskete dönüşmüş vaziyette.

Telefon Defteri

---

Aslında ev telefonu da kullanmayı uzunca bir yıl önce bıraktık biz ama bunu genellemek istemedim. O yüzden telefon rehberi diyorum. Ev telefonunun yanında duran, gelişi güzel yazılmış telefon numaralarının olduğu kutsal defter. Kandillerde bayramlarda piyasaya çıkardı genelde. Alfabetik ve estetik sayfa dizaynı ile kolayca göz boyama özelliği olan bu rehberler genelde hiç alfabetik olarak kullanılmazdı. Çünkü telefon ile görüşme yapılırken, karşı tarafın söylediği numarayı "Dur bir dakika, söyle yazıyorum ?" dedikten sonra, rehberde karşımıza hangi sayfa çıkarsa numarayı yamuk yumuk hepimiz o sayfaya yazdık. Ve kısa bir süre sonra bu defterler de misyonunu tamamladı diye düşünüyorum.

TELETEXT

---

İşte geldik en bombasına, TELETEXT ! Abi bu gerçekten dijital anlamda varlığını uzunca süre devam ettirmiş güzide şeylerden bir tanesidir. Hani öyle saçma bir ara yüzü vardı ki, sanırsın @emrebeyler kodlamış. En sevdiğim teletext TRT 1'in teletext'i idi. Her kanalın kendisine özgü teletextleri vardı. Son dakika depremleri ve lig puan durumu tarzında ciddi mevzuları TRT 1'in teletextinden bakardık. Erotik saçma sapan muhabbetler ve tuhaf teletext oyunlarına ise Show TV üzerinden ulaşırdık. TRT 1 teletextinin o mavi ve beyaz satırları gözümün önüne geldi şuan...

Bonus

ÇEKECEK

---

Çekecekte uzun yıllardır hayatımızda ama hiç değerini kaybetmedi maşallah, hatta bazen yanımda taşıdığım bile oluyor. Halı saha yaparken olmazsa olmazımdır. Çünkü çekecek yoksa, işaret parmağı ve orta parmağının derisinden vazgeçmen gerekiyor, üzgünüm...

---

Yani mesele, bu yazıdan şunu çıkarıyoruz sevgili KALVAS takipçileri;

Ne olursan ol işlevselliğini koru. Bakın çekeceğe, üstüne koyabileceğiniz bir update var mı ? Yok. Tek işlevi ayakkabıyı rahatça giymenizi sağlıyor. Dahası olamaz, hem tabanlık hem çekecek tarzında bir şey icat edilirse, belki unutulabilir bizim kereta da ama şimdilik unutulacak gibi değil. Fıstık internetmiş, disketmiş falan bunların hepsi updatelendi, ve hepimiz onları unuttuk...