Herkese merhaba arkadaşlar 'HİTLER HÜKÜMDARLIĞI' serimin bugün sizlere dokuzuncu bölümünü yazacağım. Umarım keyifli bir okuma yaşarsınız.
İsterseniz hemen kaldığımız yerden devam edelim :)
I. Dünya Savaşı
1914'te Bismarck'ın mirası bütünüyle terk edildi. Şansölye Bethmann Hollweg, Rusya'ya doğuya doğru geri çekilme ve Rus olmayan halklar üzerindeki boyunduruğunu kaldırma çağrısı yaptı. O yaz Merkezi Güçler'in orduları gerçekten de Rusları geriye itti ve Almanlar Varşova'ya yürüdü. Polonya sorunu ansızın salt teorik bir sorun olmaktan çıktı.
Rus Polonya'sı, Merkezi Güçlerin işgal orduları arasında bölündü. Güney kesiminde Avusturya askeri yönetimi oluşurken, Almanlar Varşova'da bir Genel Hükümet kurdu. II. Dünya Savaşı'ndaki Nazi işgaliyle daha çarpıcı bir karşıtlık hayal etmek zordur. Varşova Üniversitesi yeniden açılmış, yaklaşık yarım yüzyıl süren Rus yönetiminin ardından Lehçe öğrenim yeniden başlatılmış ve çok sayıda öğrenci tekrar öğrenciliğe kabul edilmişti.
Almanlar sayesinde ilk kez çarların yönetiminde bilinmeyen bir uygulama olan özerk belediye yönetimi uygulandı ve savaş devam ederken seçimler yapıldı. Alman ordusu da Polonya'daki Yahudi basınını destekleme konusunda bilinçli bir siyasete sahipti ve General Hansvon Beseler adındaki vali bir Yahudi özerk yönetim kurdu.
Özetle Almanlar kendilerini Rus zulmünden kurtarıcılar olarak sunmaya çalışıyorlardı ve Beseler Almanyayla çok yakın bir ilişki içinde bir "Polonya ulusal devletinin kurulması için baskı yapıyordu: Bu kez Rus yerine Alman yönetiminde olmak kaydıyla Napoleon sonrası Polonya Meclisi'nin temelde yeniden canlandırılması.
Temmuz 1916'da, Doğu'daki Alman ordusunun (Oberost) genel kurmay başkanı General Erich Ludendorff, Polonya'nın Almanya'nın denetimi altında, kendi ordusu olan bir prensliğe dönüştürülmesini savundu. Sonraki ay, Merkezi Güçler bir Bağımsız Polonya Krallığı'nı hep birlikte desteklemeyi kararlaştırdı ve ülke yönetimine katkıda bulunması için Polonyalı seçkinlerden oluşan bir Devlet Konseyi kurdu.
Bu politikalar Nazilerin 1939'da Polonya'ya davranışlarıyla şaşırtıcı bir tezat oluştursa da, diğerleri tedirgin edici bir şekilde gelecekte olacakları haber veriyordu. Mesela, Polonyalılardan yana siyasetinin yanı sıra Almanlar Reich'ın doğu sınırlan boyunca sözde bir yeni sınır şeridi oluşturmak için Rus Polonya'sının bir bölümünü ilhak etmeyi planlıyordu.
Pan Germen lobisi bunun için çağrı yapıyordu. 1915 yazında Entelektüellerin Hitabı denen metni imzalayan çok sayıda önemli Alman şahsiyeti de bu çağrıya katıldı. Savaş hedefleri tartışmasını salt iktisadi tartışmaların üzerine yükseltmeyi tasarlayan Hitap, eski Rus topraklarında Alman kolonizasyonu ve insanlardan oluşan bir sınır duvarının inşası için çağrıda bulunuyordu.
Savaş, orduların özellikle hassas sınır ve cephe bölgelerinde yaşayanların yerlerinden edilmesine yol açıyordu. Alman ordusu Baltık sahili boyunca geniş bir şeritte yaşayan bölge sakinlerini buradan bizzat çıkardı ve 1917'de Fransa Hindenburg Hattı'na çekildiği sırada kilometrelerce derinlikte bir ölü mıntıka yarattı.
Alevlenen toprak siyaseti düşmanı topraktan sağlanan bütün kaynaklardan yoksun bıraktı. 1917'de Fransa'daki Siegfried Hattı'nın önündeki şeridin olağanüstü biçimde tahrip edilmesi bu yaklaşımın yüceltilmesiydi. Bölge ağaçların, binaların ve çitlerin, arkada dümdüz bir toprak parçası bırakılacak şekilde patlayıcılara sistematik biçimde yerle bir edildiği "ıssız, ölü bir çöl"e dönüştürüldü.
Öteki ordular da kendi sınırlarını temizliyorlardı. Osmanlı güçleri Rumları ve Ermenileri Akdeniz sahil şeridinden uzağa, Anadolu'nun içlerine doğru sürdüler. Sırp köyleri Macar askerleri tarafından boşaltıldı ve ateşe verildi. Hepsinin ötesinde, dehşet içindeki yabancı düşmanı Rus subayları, devasa bir sürgün çerçevesinde 750.000 sivili geri çekilen Çarlık ordularını izlemeye zorladı.
Bir işgal gücü olarak Alman ordusunun siyaseti 1914 öncesi sömürgelerdeki ve 1939 sonrası Avrupa'daki gibi şiddet yoluyla yıldırmayı sistematik bir sömürüyle birleştirdi. Almanların umduklan gibi yeni bir Polonya ordusu oluşturamamalarının bir nedeni, yarattıkları muazzam hoşnutsuzluktu. O sırada hazırlanan bir rapora göre, bu hoşnutsuzluğa yol açan şuydu:
-
Ham maddelere, fabrikalara, makinelere el konulması gibi bir dizi askeri sanayi müdahale, evlerin zorla sattırılması ve özel ormanların yok edilmesi.. Bütün bu önlemler, Alman askerlerinin ve subaylarının halka genellikle kaba davranmaları ve gereksiz hareket kısıtlaması uygulamalarıyla birlikte belirgin bir huzursuzluğa neden olmuştur.
Arkadaşlar seri çok uzun olduğu için burada kesmek zorundayım. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Okuyan ve destek veren herkese şimdiden çok teşekkürler. Aşağıda bilgi aldığım kaynakları ve resim kaynaklarını belirteceğim. Bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere şimdilik sağlıcakla kalın.. :)
Resim Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5
Bilgi Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5
Posted from my blog with SteemPress : http://mehmetengin.steemblogtr.ovh/2018/08/01/hitler-hukumdarligi-9-1-dunya-savasi/