Arda Turan Olayı

Makedonya maçı beraberliğinden sonra Arda'nın uçakta bir basın mensubuna (fotoğraftaki Bilal Meşe) saldırdığını okuduğumda başta anlam verememiştim. Görgü tanıkları herhangi bir kışkırtma ya da laf dalaşı olmadığını söylüyordu. Görüşlerin büyük kısmı Arda'nın ego ve şımarıklıkla birlikte aleyhinde yazı yazmış birisine yazıdan yaklaşık bir yıl sonra uçakta hiçbir şey yokken saldırmasının büyük bir terbiyesizlik olduğu yönünde. Çok az olsa da aksi görüşte olanlar da var. Soner Yalçın sözcü'deki yazısında Arda'nın kışkırtıldığı ve meyve veren ağacın taşlanması gibi sistematik olarak devamlı aşağı çekildiği kanaatinde.

Benim görüşüme gelecek olursak, kamuoyu önünde olanların kendilerine ödenen yüksek paralar ve popülerlikle birlikte bunun yanında gelen acımasız eleştirileri en baştan kabul etmiş olmaları gerekir. Yüzlerce gazeteciden bazıları ahlak sınırını aşabilir, hatta bir amaca hizmet eden yalan haber bile yapabilir ki Bilal Meşe'nin bu sınıfa girdiğini düşünmüyorum. Bu şartlarda bile dengeli ve aşırılıktan uzak tepkiler vermeleri gerekir. Şu an Arda Turan verdiği bu manasız tepkiden sonra çok daha acımasızca eleştirilecektir. Aile terbiyesine, kişiliğine bile eleştiriler gelecektir. Eleştirilmesi de lazımdır. Beni basın toplantısında sıkça geçen "Adamlığım" kelimesi rahatsız etti. Adamlık lafla değil davranışlarla ortaya çıkar. Arda bu hatadan ders alarak özür diler hata ettim derse o zaman adamlığını ortaya koymuş olur. Adamlık birilerini tartaklamak ya da racon kesmekten ibaret değil.