This is a motivation contentent. It's about meaning of life. Why we should to dream and try to make it? Why it's a destiny for everyone? What is the life purpose? For my opunion life style is important and we must choose it. But the country was our born, the language is our speaking etc. haven't lot of important. Because we didn't choose that. We borned in it. So why can judge for something we didn't choose? This content trying to answering this questions...
Hayatta herkes eşit değildir, eşitlik masallarda vücut bulan bir kavramdır. Toplumun ve üst akıl olduğunu sananların bireyi kontrol edip yönetmek için uydurdukları onlarca içi boş kavramdan birisidir. Ben Türkiye de doğup istemediğim bir yaşam tarzını yaşamaya mecbur bırakılırken, bir başkası Fillandiya’da hayalini kurduğum hayatı yaşıyor bir başkası ise Afrika’nın öksüz onlarca ülkesinden birinde açlığa yenik düşüyor. Bunlar bizim seçimlerimiz değil, bunlar varlığına inandığımız eşitliğin yokluğunun gözden kaçan delilleri.
İnsanlık eşitsizliği Adem ile Havva’dan beri iliklerine kadar yaşıyor. Bazılarımız matematik dehası olarak doğarken bazılarımız milyonların kaderini sonlandıran savaşların altına imza atıyor. Bu doğanın ve yaradılışın değişmez kuralı. Güçlü olan kazanır. Ama bu zayıfın ölmesi ya da kaybetmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Güçlü olan zayıfı koruyabilir. Bilgelik yol boyu sana bunu yapmanın yollarını öğretecek. Kainatın işleyiş biçimini keşfettikçe güçlenmeyi, güçlendikçe arzusunu çektiğimiz adalet ve eşitliği gerçek anlamda sunabilmeyi öğreneceğiz.
Bu sebeple kimsenin seni, hayallerini, yaptıklarını ve yapacaklarını küçümsemesine, değersizleştirmesine ve seni bunları yapmaktan alı koymasına izin verme. Çünkü yaradılış gayemiz meslek edinip para kazanmak ve emekliliğe hazırlanmak değil. Hayatta hayallerin ve hedeflerinden başka her şey, insanların tapındıkları ve modern tanrıları olarak gördükleri her şey aslında nihai sona ulaşmak için hizmetimize sunulmuş birer yardımcıdan ibaret. Dönümlük arazilerdeki villalarda yaşamak, yıllık yeterli ve belirli bir gelir sahibi olmak, kredi çekip ev almak, arabamızı yenilemek bizi nihai sona giden yoldan ve yoldaki bilgelikten uzaklaştırıyor.
Çünkü yaradılışımızın tek bir amacı var, yolun tek bir sonu, bilgeliğin tek bir vaadi var. O da Tanrı’nın düzenini olabildiğince anlamak ve ölümsüzlüğe olabildiğince yaklaşmak. Fikri ölümsüzlük, öldüğünde iyi bir şekilde hatırlanmak ve aradan asırlar geçse dahi insanları etkileyip onlara dokunabilmek... Çünkü dünya da kötülük çok fazla var ve iyilik ancak bu şekilde kazanabilir. Sıradan olmayarak, korkmayarak, yükselerek… Ve tüm bunların başlangıç noktası kim olduğun sorusunda yatıyor. Güçlü mü zayıf mı? Cesur mu korkak mı? Sıradan mı özel mi? Kim olduğuna karar verdiğinde yaptığın her şey anlam kazanacak, yapacağın her şey daha da anlamlı olacak. Çünkü kimlikliliğin getirdiği netlikle belirleyeceksin hedeflerini ve yine o netlikle çizeceksin hayallerini. Ve kim olmak istediğin sorusuna bir adım daha yaklaşacaksın. Ölümlü mü ölümsüz mü?
