It's a short story. About a poet and his last hour before his dead. I guess I don't like happy ending 😃 Because always someone die in my stories.
Genç adam yanında ki buruşmuş kâğıt yığınına bir yenisini daha ekledi hayal kırıklığı ile. Önüne yeniden temiz bir kâğıt koyup kalemi tekrardan eline alıp çevirmeye başladı. Kalemin parmaklarının arasında ki her dönüşü bir asır gibiydi. Odaklanmak istiyor ama başaramıyordu bir türlü. Tıkanıp kalmıştı, her zaman en yakın dostları olan, sırdaşlarım dediği kelimeler bu gün de ona ihanet ediyordu. Tıpkı dün, bir önceki gün ve son bir aydır olduğu gibi bugün de hiçbir şey yazamamıştı. Tek bir mısra bile yazabilse devamının geleceğini biliyordu, fakat olmuyordu. Lanet periler kim bilir nerede sürtüyor! Diye düşünmekten kendini alamadı genç şair. Aslın da ilham perilerine ya da ilhama inanmazdı. Herkesin kendi ilhamını kendisinin yarattığını düşünenlerdi fakat başarısızlığın günlerce, haftalarca hatta aylarca musallat olduğu durumlarda bir günah keçisi bulmak insanı az da olsa rahatlatıyordu. İşte böyle zamanlar da ilhamın kendisi ve emrinde çalışan o sürtük perileri bu iş için biçilmiş kaftan oluyordu. Kalemi öfkeyle masaya gelişi güzel attı ve ellerini en son ne zaman taradığını hatırlamadığı saçlarında özgürce gezdirdi. Açık kapıdan içeri giren genç kadın narin ve uzun kollarını canlı bir stres bombası gibi olan kocasının boynuna dolayıp, adamın kulağına sesinin tüm çekiciliğini kullanarak:
“Hadi biraz yürüyelim, rahatlarsın.” dedi. Genç adam sağ elini dününü, bugününü ve yarınını paylaştığı güzel kadının yüzünde gezdirip derin bir iç çekti. “Bir ayım kaldı ve programın çok gerisindeyim hala.” dedi. Kadın yüzünde dolaşan eli sıkıca tutup gülümseyerek:
“Sadece bir saatini istiyorum. Hem biraz gevşersin...” Yine aynı şeyi yapıyor! Ne zaman çıkmaza girsem, her şey üstüme üstüme gelmeye başlasa bir melek gibi çıkageliyor, asla itiraz edemediğim o varlığı ile beni ikna etmeyi başarıyor…
“Peki, sadece bir saat ama” dedi genç adam gülümseyerek…
Beraber gecenin karanlığını fütursuzca delip geçen ay ışığı altında, en az gece kadar karanlık sokakları adımları ile eskittiler. Şehir meydanında ki sokak lambasının altında üşüyen midyeciden sıcak midye aldılar. Yürüdüler, güldüler, mutluluklarını ve acılarını, düşlerini ve korkularını paylaştılar. Adımları kaldırımları bir zorba gibi çiğnerken onlar kahkahaları ile gecenin antik ezgisine ortak oldular. Genç adam eve dönerken “ iyi ki dışarı çıktık, çok iyi geldi. ” dedi. Genç kadın “ iyi ki gece bizi misafir olarak kabul etti ” dedi ve beraber gülüştüler tüm sessizliğe inat. İşte tam o anda başladı her şey; genç adamın o son gülümseyişi hala yankılanırken binaların duvarlarında, genç kadının gözlerinde ki o son pırıltı henüz sönmemişken. Onlar hala gecenin misafiri, gece hala milyarlarca yıllık o antik ezgilerini tüm gezegen için çalarken başladı her şey. Genç adam tam hayat arkadaşın gözlerine teslim ederken bakışlarını, genç kadın tüm anaçlığı ile “kutsalım” dediği o bakışları sahiplenirken… Karanlığı kör eden o ışık, sessizliği sağır eden o acı siren onlar için geldi. Genç adamın aşk ve tutku dolu bakışları korku ve hasrete bulandığın da, genç kadının sabırsız ve özlem dolu gözleri kan ve toprakla harmanlandığın da; gece onlar için susmuş, ay dehşet içinde gözlerini kapattığın da birkaç saniye içinde oluverdi her şey. Zaman durdu ve ikisi farklı köşelere savruldu, ilk kez ayrı düştüler. Önce ay korkup küçük bir çocuk gibi ağlayarak kaçtı, ardından milyarlarca yıldız ve en son birkaç metre ötelerinde ki sokak lambası ışığından mahrum bir şekilde, daha birkaç dakika öncesinde adımlarının zalimce çiğnediği o soğuk ve en az gece kadar sahipsiz kaldırımlarda yalnız bıraktı onları…
Genç adam hiçliğin ortasında, yüzyıllar boyu metanetini korumuş bir buluttan düşen ilk yağmur damlası gibi sonsuz bir düşüşün içinde buldu kendini. Saatlerin paslanmış çarkları onun için durduğun da zamanın içine doğru savrulmaya başladı. Geçen her bir saniye önünde durup, acınası halini dehşetle süzmeden ilerlemiyordu. Bağırıyor, feryat ediyor, çığlık atıyor ve kendi sessizliğinde boğuluyordu. Düşünceleri cümlelere sığmıyor, kelimeler her şeyin başlangıcında ki o sonsuz ağırlıkta olan yokluk kadar doluymuşçasına sahiplenmiyor, reddediyordu duygularını. Âdem ve Havva‘nın toprağa düşmeden önceki o son saniyelerinde yüreklerinde yeşeren envaı çeşit duygunun her biri göğsünü delip özgür olmak istiyordu. Sanki o duygular varoluştan beri hep bu anın hasreti ile hapislerdi yüreğinde.
Genç adamın asırlarca süren hiçliğin ortasında ki düşüşü zamana çarpması ile son buldu. Bedeni milyarlarca parçaya ayrılıp zamanın uçsuz bucaksız zeminine yayıldı. Bedeni yok olduğunda ruhu zamanın içinde ayağa kalıp sonsuzlukla birleşti. Zaman diye düşündü genç adam. Ne kadar duygusuz bir realite. Belki de bu kusursuz evrende doğan ilk kusurdu zaman. Akan bir nehir, sonsuz bir döngü ya da katman katman birikmiş düşünce yığını gibi… O kadar pürüzsüz ki yüzeyi ölümler ve doğumlar tüm rahatlığı ile akıp gidebiliyor üzerinden, o kadar uzun ki Ezel’den Ebed ’e varan bir döngü sanır içine hapsolan ruhlar. Sürekli aynı
varlığın içerisinde yokluğunuzu keşfeder durursunuz. Zaman diye düşündü genç adam… Var olan ilk beden hırsızı, artık benimkine de sahip…
çook güzel yazı keşşşke benim olsaaa :) Başarılarının devamını dilerim hocam.
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
Çok teşekkürler :)
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
Şairleri öldürme :D
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
Ben masumum taktir-i ilahi :D
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
!originalworks ;)
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
The @OriginalWorks bot has determined this post by @monomyth to be original material and upvoted it!
To call @OriginalWorks, simply reply to any post with @originalworks or !originalworks in your message!
To enter this post into the daily RESTEEM contest, upvote this comment! The user with the most upvotes on their @OriginalWorks comment will win!
For more information, Click Here!
Special thanks to @reggaemuffin for being a supporter! Vote him as a witness to help make Steemit a better place!
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
sanki metnin içinde yazarın yazısına konu olan bir paradoks gerçekleşmiş gibi geldi bana. yaşanmamış ama yazılmış gibi :))
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
Her içerik yazarından izler taşırmış :)
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit