İdam Gerçekten İster misiniz? #2

in tr •  6 years ago  (edited)

Arkadaşlar herkese tekrar merhaba, bugün dün yarım kalan konuma devam etmek istiyorum. Dün ki yazı neydi diye merak edenler buradan ulaşabilirsiniz.


Kaynak

Birkaç gündür sosyal medyada şöyle bir sloganla kampanya başlatıldı '' İki dar ağacı kurulsun birisi tecavüzcülere diğeri vatan hainlerine'' bu slogan kapsamında dün tecavüzcüler ve genel idam kararı hakkında bir şeyler yazdım bugün ise vatan hainliği konusunda bir şeyler yazmak istiyorum.

Öncelikle Vatan hainliğinin tanımını yapalım. TDK'ya göre vatan haininin tanımı şöyledir; ''Vatanın yüksek çıkarlarını hiçe sayarak onun aleyhinde iş gören kimse.'' şimdi arkadaşlar bu tanıma göre konuşacak olursak somut bir verilerle bir tanım yapılmamış yani daha çok soyut kavram üzerine bir tanım var. Şöyle ki ''Vatanın yüksek çıkarlarını hiçe sayarak'' nedir bu vatanın yüksek çıkarları? Bu çıkarlar herkese göre değişkenlik gösteremez mi? Bugün doğru olan ve vatana hizmet olan bir fiil iki gün sonra hainlik olarak kabul edilebilir mi? Evet bu sorular vatanın yüksek çıkarları kavramının ne kadar soyut olduğunu ortaya koymaktadır.

Şimdi gelelim vatan hainliği suçuna. Peki bizim ceza hukukumuzda böyle bir suç var mıdır? Arkadaşlar bizim ceza hukukumuzda böyle bir suç yok ancak Türk Ceza Kanunu'nun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel milli yararlara karşı hareket, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma konularını işleyen 302-308. maddeleri, geleneksel olarak vatana ihanet kapsamına giren suçlar olarak varsayılmıştır. Şimdi bu suçların içeriklerini yazıp hem sizi hemde kendimi yormayacağım.

Arkadaşlar şimdi gelelim vatan haini ilan edilmeye. Bizim ülkemizde o kadar basit ki vatan haini olmak anlatamam. Son sosyal medya fenomenlerine baktığınızda orada yaşlı bir şahıs görürsünüz yanından geçen birisi hoşlanmadığı bir cümle söyleyince hemen vatan haini ilan ediverdi. Evet bizim ülkemizde vatan haini olmak bu kadar basit. Özellikle siyasi irade ile ters düştüğünüz an bu yafta üzerinize yapışıp kalır. Neyse güncel siyasi olaylara girmeyeceğim ancak bu suç genellikle siyasi suçtur. Eğer bir şahıs vatan hainliği ile yargılanıyorsa biliniz ki siyasi bir çekişmezlik sonucu ortaya çıkmıştır. Neden bu kadar kesin ve net konuşuyorum var mı delilim? Evet örneklerimize geçebiliriz aslında birçok örnek var ama ben sizi sıkmamak adına birkaç tanesini yazacağım.

Örnek 1: Adnan Menderes
Arkadaşlar tanımayanımız yoktur, sanırım kendi başbakanını asan tek ülkeyiz belki vardır çok araştırmadım neyse biz konumuza dönelim. Adalet Partisi iktidar olmuştur Adnan Menderes başbakandır, buraları geçiyorum. Önemli olan bir iki noktayı hatırlatayım. Tevfik Rüştü Aras biliyorsunuz ki Atatürk'ün zamanında yıllarca bu ülkenin dış işleri bakanlığını yapmıştır ve ölene kadar da Türk siyasetinde etkin rol oynamıştır. Tevfik Rüştü ile Adnan Menderes bacanaktır yani aynı ailenin kız kardeşleriyle evlenmişlerdir. 1960 darbesi sonucunda asker yönetime el koyunca ve yassı ada yargılamaları başlandı. Yargılamalar başlayınca Adnan Menderesin eşi Tevfik Rüştü'ye gelerek eşini kurtarmasını istedi. Tevfik Rüştü hatıratlarında ve bazı şahitler bu olayı yazmıştır isteyen araştırabilir. Tevfik Rüştü baldızına şu temenni de bulundu eğer yargılamalardan sonra asmazlarsa 2-3 yıl içerisinde dışarı çıkar ama asılırsa yapacağım bir şey yok deyip gönderir. Biliyorsunuz ki yargılamalar sonucunda 14 kişiye idam cezası verilir. Ancak 11 kişi yaş haddinden dolayı cezası müebbet hapse çevrilir sadece 3 kişi idam edilir bunlar Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'dur. 1961 yılında bu 11 kişi cezaevlerine gönderildi bunların içerisinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar dahil ancak 1964 -1966 yılları arasında hepsi serbest bırakıldı ve birçoğu siyasete geri döndü. Şimdi bu örnekte anlaşılacağı üzere idam cezası ve vatan hainliği nasıl bir suç olduğu ve verilen cezanın geri dönüşünün olmadığını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Şimdilerde Adnan Menderes ve asılanların iade-i itibarı yapılmıştır ancak sonuç olarak asılmışlardır.

Örnek 2: Nazım Hikmet RAN
Birçoğu hala ön yargıları ve siyasi görüşleri nedeniyle Nazım Hikmet'i sevmez ve hala hain olarak görür ancak o da bir vatan haini suçu mağdurudur. Yıllarca görüşleri yüzünden yargılanmış birçok kez hapse girip çıkmıştır. En son siyasi bir yargılamayla 1938 yılında 28 yıl ceza aldıktan sonra 1950 yılına kadar çeşitli cezaevlerinde hapis olmuştur. Çıkarılan af kanunu ile dışarı çıkmıştır ancak ölüm tehditleri vs vs nedenlerle yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır. 1951 yılında vatan haini ilan edilerek vatandaşlıktan çıkarılmıştır kendisi 1963 yılında kalp krizi sonucunda Moskova'da vefat etmiş ancak yıllar sonra iade-i itibar yapılmıştır. Belki o dönemde kaçmamış olsa yine bir siyasi dava sonucunda vatan haini ilan edilip asılacaktı.

Burada İskilipli Atıf Hocandan tutun da Deniz Gezmişlere kadar solcu veya sağcı birçok örnek verilebilir ancak ben daha fazla uzatmadan konuyu neticeye bağlamak istiyorum. Vatan hainliği suçu çok kritik ve değişken bir suçtur. Gücü elinde bulunduran her dönemde istemediği kişileri vatan hainliği ile suçlamıştır. Bunun cezası İdam olarak kabul edilirse geri dönüşü olmayan hatalara sebep olacaktır. Tarihte verdiğimiz örnekler bunun en büyük göstergesidir. O yüzden idam cezasının uygulanmasına düşünce olarak karşı birisiyim özellikle bizim ülkemizde bir gün dost bir gün düşman olabileceğiniz bir yönetim mevcutken bir anda kendinizi idam sehpasında bulabilirsiniz. Bu durum sadece şu an için geçerli değildir tarih bize göstermiştir ki solcusu veya sağcısı kim gücü eline aldıysa karşısında duranı bertaraf etmek istemiştir. Bu günlük bu kadar yeterli diye düşünüyorum. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.



Posted from my blog with SteemPress : http://www.mucar38.tk/2018/07/idam-gercekten-ister-misiniz-2

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

İdam ile ilgili yazımı okudunuz mu bilmiyorum ama idam gelirse adaletli ülkemizde masum bir çok kişinin idam edilebileceğini unutmayalım .
Ve idam cezası uygulanan ABD de yapılan istatistiklerde idam cezası o suçun azalmasına değil aksine %40 oranda artışına neden olmuş.

İğrenç suçların cezası ömür boyu ağır hapis cezası olmalı. Her gün diri diri ölmeli suçlu. Ölmeyi istemeli ölememeli....

Gözden kaçırmış olabilriim şimdi bakacağım. Haklısınız idam gerçek suçlu için kurtuluş masum için ise geri dönüşü olmayan bir ceza dediğiniz gibi suçlu olan insan için müebbet hapis hergun ölüm demektir. Masum için ise masumlugunun birgün kanitlanacagi zamana kadar dinlenme yeri

Yazdığın için biz teşekkür ederiz. Daha önceki yazında da belirttiğim gibi idam cezasına karşıyım. Adnan menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Deniz Gezmiş,Hasan Polatkan,Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Sokrates, Seneca, ...burada okuduğum yazıların sayesinde piri reis in de idam edildiğini ögrendim. İdam cezası bazı uygulamalarında ölümü hak etmiş insanlara verildiğinden eminim, ama yukarıda saydıklarıma bakarsak kurunun yanında yaş da yanmıştır.

Mütemadiyen kurunun yanında yaş yanmış hocam :) hatta kuruyu yaşları yakmak için bir ön hazırlık olarak kullanmışlar

bu kişi için istiyorum açıkcası her paylaşımın altına yorum yapıyor

()
](url)

:) hocam idam olmasa da engelleme diye bir tuşun olmasını bende isterdim :)

Şimdi uzun uzadıya bi yazım olacak ama kısaca şöyle anlatayım tarih kanla yazılmıştır kanla şekillenmiştir. Cengiz han ordudan kaçan her asker için 10 asker öldürmüştür. Ordudan kaçan olmamış bi daha. Neron şu Romayı yakan hani onun zamanında gümüş paraların köşelerinden kırpılıyormuş sürekli 10 gümüş paranın köşesinden gıdıp gıdıp kesip 1 gümüş para yapacak kadar gümüş koparılıyormuş Bunu halk gibi Neron da yapıyormuş. Duruma uyanan esnaf fiyatları artırmış eskiden 10 gümüş olan bi ürünün fiyatı 11 gümüş olmuş. Tarihteki ilk enflasyon Bu durum yüzyıllarca devam etmiş. Bunu engelleyen ise yine bi Roma imparatoru Hadrian . Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde bi tapınak yaptırıyor Zeus adına ama normal bi tapınak değil Yunan sütunlu tapınaklarına benzeyen kemerli Roma tapınaklarına hiç benzemeyen. Bu tapınağın duvarlarına ürünlerin tavan fiyatlarını yazdırıyor ve uymayanlara ölüm cezası getiriyor. Mesela tavuk 5 gümüş yada karpuz 3 gümüş daha yukarıya satanı öldürün. Yüzyıllardır süren yüksek enflasyon bitiyor. Neden çünkü ölüm korkusu var.

Hocam değerli yorumun için çok teşekkür ederim ölüm korkusu gerçekten bi dönem işe yarıyor ancak sonrasında daha buyuk felaketlerle geliyor eminim ki ilk enflasyon Roma döneminde olduysa ve yine bir. Roma imparatoru önlem alıp cezaları artirdiysa belli bir dönem enflasyon bitmiştir ama bu sayede sanırım karaborsalar felan icat edilmiştir :) işin espirisi bı yana gerçekten idam bir çözüm olmadı olmayacak bana göre :)

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by mehmet from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Kesinlikle suistimal edilir, Deniz Gezmiş gibi aydın gençler öldürülür. Ayrıca caydırıcı olacağına da kesinlikle inanmıyorum. Kötü insan yetişmesinin önüne geçmek için önlemler alınmalı. Sadece ceza verilerek, korku ile hiç bir sorun çözülmez.

Hocam kesinlikle katılıyorum suistimali açık hemde kanuni yollarla açık bir hale getirilip kendi tarafında olmayan ve işlerine burnunu sokan herkesi bu yolla ya korkutup istediklerini yaptıracak ya da idam Edip kurtulacaklari bir araç olarak kullanacaklardır.

Bir gün kendi başlarına da gelebileceğini hesap ederek çıkarmazlar belki böyle bir karar.

İyi günler, yazınız @kusadasi ve @try-market tarafından yürütülen Küratör Projesi için seçilmiştir. Cointurk etiketini kullanarak daha fazla destek alabilirsiniz.
Proje kapsamında daha detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Cointurk Discord Kanalı
image.png

teşekkür ederim :)


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.

Çok güzel bir yazı. Ben de idamın geri dönüşü olmayan bir ceza olduğunu düşünüyorum. Çoğu zaman bazı olaylar yaşandıkça bizde nefretle böyle düşüncelere kapılıyoruz ama bu ceza enine boyuna çok iyi düşünülmesi gereken bir ceza.

Aynen hocam

Verdiğiniz örnekler üzerinden başlayayım öncelikle;
Bu isimler, savundukları değerler açısından benzerlik göstermiyor,
Yaşadıkları dönemlerdeki siyasi atmosfer homojen bir yapıda değil,
Demokratik hayata alt yapı hazırlanmadan çok hızlı geçiş yapıldığı için toplumsal olgunluk sağlanamamış, kararların dönemsel olarak kamuoyu baskısıyla ya da birtakım güç odakları etkisinde alındığını söylemek mümkün görünüyor.
Bazı sorular sorarak netleştirmeye çalışalım;
Demokrasinin gelişmesi, tabana yayılması için gereken eğitim alt yapısını kimler neden bozdu?
Sağ cenah oy deposu haline getirilirken sol gerçekten sol değerleri anlayıp savunabildi mi?
Hangi siyasi görüşe sahip olunursa olunsun önceliğin kişisel çıkarlar değil vatanın iyiliği olduğu düşünüldü mü?
Tam bağımsızlık gerçekte nedir?
Tarihten yazma sebebim de bu aslında, geçmişi bir türlü objektif soğuk bir bilimsellikle değerlendiremiyoruz...
Bir taraf için İnönü kutsal ve cansiperane savunulurken diğer taraf için Menderes öyle...
İsimleri tartışmayı bir türlü bırakamıyoruz, hatalarını görmemeyi seçtiğimiz için geleceğe dair çıkarımlar yapamıyoruz... Yıllar boyunca benzer hataları tekrarlayıp duruyoruz...
Tüm şarları değerlendirip, paydaşları dinleyip söz konusu döneme ait gerçekçi bir resim çıkaramıyoruz. İşimize gelmeyen bilgileri yok saymaya devam edip kahramanlar ya da hainler türetiyoruz.
Tarihsel süreç önemli, çok önemli...
Bulmacanın parçalarını birleştirebilmek için vatan iyiliği gözlüklerinden bakabilmek mesele, kişisel sevgi veya nefret duygularından bağımsız...
Bu gözlüklerle bakarsak herşey daha net görünüyor, dost düşman beliriyor hızlıca..
Hata yapmanın bahanesi olamaz evet ama hatada ısrarın nedenini bulmak daha doğru geliyor bana..

Aslında benim farklı zaman dilimlerine ve farklı düşüncelere sahip insanlardan örnek verme nedenim bu yani zulme sadece bir taraf değil herkes maruz kalmış gücü eline alan her kimse karşıyı bertaraf etmek istemiş sağcı solcu değil mesele dediğiniz gibi demokrasiyi sindirme ile alakalı ama bakıyoruz ki yıl 2018 hala demokrasi adına ülkemizde sıkıntılar mevcut ve çözülmeyecek hale getirildi. Platon demokrasi için çoğunlugun kötü yönetimi diyor. Bizim gibi Ortadoğu ülkesine demokrasi biraz bol geliyor gibi. Baktığınız zaman tam demokrasi yok . Dışarıda insanlar bir lider arayışında başbuğ olmadan lider olmadan yapamıyor bizim ülkemiz illa birisi gerekli o yüzden de demokrasi olmuyor mesela partilerin milletvekili adayı neden halk veya parti tabanı secmiyor da genel başkan karar veriyor ? Belki halk o partiden başka birinin aday olmasını istiyor ? Dar bölge seçimi olması gerekli bu ülkede demokrasi adına bazı şeylerin düzelmesi şart

Meselenin özünü yazmışsınız, teşekkür ederim...
JJ Rousseau yurttaşı olmadan seçmen haline gelen kitlelerin yaşadığı ikilem bu değil midir?
Kimse de bu temel soruna eğilmez, sanal gündemlerin peşinden koşmayı daha çekici bulur bizim "aydınlar" !
Okumuş yazmışlar diyelim belki daha doğru olacak...
Toplumsal gelişimi tamamlamadan bu yolda yüzyıllardır canla başla mücadele edip daha iyiye ulaşma azmiyle çalışanları nasıl yakalarız bilemiyorum.
Ekonomi odaklı bakılıyor meselelere, üstelik birbirinin aynısı reçetelerle..
Hukuk, kültür, estetik sanat gereksiz görüldüğü gibi belirli bir azınlığın eğlencesi konumuna çekiliyor.
Vasattır etrafımız saran,
Nefes aldırmayan...
Aydınlardır bizi uyutan,
Okumaktır bizi kurtaracak olan...

Güzel anlatımınızla yeni yazılarınızda buluşmak üzere,
Selamlarımla