Kitap okumak bir kültürdür, çoğunlukla çocukluk dönemimde başlar. Ancak çocukluk döneminde okuma alışkanlığı kazanamayan hiçbir zaman bu alışkanlığı kazanamaz diye bir kural yok. Annesi-babası kitap okuyan, çocukta kitap okur diye bir kural yok.
Kitap, okumayı sevmek ve sevdirmek kişiden kişiye değişir. Ancak bazı sorulara verilen cevaplar neden kitap okunmadığını ve okumanın sevdirilmediğini belirler.
-Neden kitap okunur?
-hangi kitaplar okunmalı?
-Ne zaman kitap okunur?
-Kitap okumak ne işe yarar?
İşte bu dört soruya verilen doğru cevaplar, insanların kitap okuma alışkanlığı kazanmasında yardımcı olur. Özellikle anneler çocuklarının kitap okuma alışkanlığını kazanmasını ister ve kendince çözümler üretir. Bu annelerden biride benim
Ne yaparsam yapayım, kızım kitap okumak istemiyordu, eline alsa bile okuduğunu anlamadan okuyup geçiyordu. Oysa ben çok kitap okuyordum, nasıl olurda benim kızım kitap okumaz
Bu konu üzerinde uzun uzun düşününce kendi çocukluk dönemim aklıma geldi. Benim annem ve babam kitap okumazdı. İlkokulda kitap ödevimizde yoktu, kimsede bana kitap oku demezdi ama ben okurdum. O zamanlar öyle çok kitabımda yoktu, yok olunca özlem duyuluyordu ve ne bulsam okuyordum. Bazı zamanlarda aynı kitabı 2-3 kez okuduğum bile olmuştu.
Evet! sorunu bulmuştum. Kitap okumak bir keyifti!
Neden zorunluluk olmayan kitapları okuyordum da, ödev olan dersleri okumak zoruma gidiyordu. Gerçekten de öyle idi, bir kitabı 2-3 ke okuya biliyordum ama en çok okuma sosyal bilgiler dersinde olduğu halde ben sosyal bilgiler kitabını okumak istemiyordum. Oysa sosyal bilgiler kitabını okusam aynı kitabı defalarca okumak zorunda kalmayacaktım. Sonrasında lise yıllarında verilen bir kitap ödevi vardı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban adlı romanı ödev olarak verilmişti. O kadar okumayı sevdiğim halde bu kitabı zorla okumuştum. Liseden sonra tekrar okudum aynı kitabı hiçte sıkıcı değildi!
Bu hayatta zorunluluk olan her şey zor gelmiyor muydu insana, kitap okumakta öyle!
-Neden kitap okunur: Keyif için, merak edilen bir konu öğrenilmek için, uyanmak için!
-Hangi kitaplar okunmalı: Tabi ki böyle bir kategori yok. Sırf okudum demek için okunuyorsa dünya klasikleri, felsefe, kişisel gelişim kitapları sayıla bilir. Okudum demek için okunan kitap zaten okunmamıştır. Dolayısı ile okunacak kitaplar diye bir kategori yok. Ben romanda okurum, şiir kitabı da işime yarayacak konularda kişisel gelişim kitapları da ama en çok sevdiğim yakın tarihin roman dilinde anlatıldığı kitaplar mesela Turgut Özakman’ nın kitapları…
-Ne zaman kitap okunur: Çoğunlukla yatmadan önce kitap okunur. Daha rahat uykuya dalmak için bana göre kitap uyumak için değil uyanmak için okunur. En güzel zaman dilimi eğer müsait zaman varsa sabah saatleri, tüm gün çalışılıyorsa öğle arası okunan kitap, ruhu dinlendirir çalışma şevkini artırır. Toplu taşıma kullanılıyorsa yolda geçen sıkıcı zaman kitap okuyarak keyifli hale getirilir.
İşin özü beyin ve vücut dinç iken kitap okumak, okuduğunu anlamayı kolaylaştırır. Günün büyük bir bölümü TV karşısında geçirilip, gece 00.00’ a kadar dizi izlenip sonra 15 dakika okunan kitap, kitap okumak değildir.
-Kitap okumak ne işe yarar: Tek cevap Uyanmaya yarar.
Ben kızım ile kitap okuma sorununu çözdüm:
İlk zamanlar okuyacağı kitapları ben seçiyordum ve mutlaka içerisinde okulda işine yarayacak bilgiler içeren kitapları ya da bloglar da annelerin tavsiye ettiği kitapları seçiyordum, hemen hemen her hafta düzenli olarak kitap alıyordum.
İlk iş olarak, kitap seçme işini ve alma zamanını kızıma bıraktım. Kendisini kitapçıya götürüyorum ve hangi kitabı isterse onu alıyorum. Öyle her dışarı çıktığımızda da kitapçıya gitmiyorum. Ara ara birlikte kitapçıya gidip sadece kendim için kitap alıyorum. Böylelikle onun kitapçıdan korkmasını yendim, her gittiğimizde okuması için 3-5 tane kitap alıp hadi oku demeyeceğimi anladı. Şimdi kendisi kitapçıya gidelim diyor.
Odasında gözünün önüne serdiğim kitapları kaldırdım. Her çalışma odasına geldiğinde eline kitap tutuşturmaktan vaz geçtim. Artık kendisi kitaplığa gidip kitapları karıştırıyor. Kitapların bir öcü olmadığını dokunduğu zaman elini yakmayacağını anladı. Kitaplara dokunup onların kokusunu duya biliyor.
Her kitap okuduğunda onu sınav yapmıyorum. Ne anladın hadi anlat demiyorum.
Kitap okudukça, ödül vermekten veya okumadığı zaman cezalandırmaktan vaz geçtim.
Sırf kızım kitap okusun diye, O’nun hazır olmadığı zamanlarda elime kitabı alıp karşısına geçmiyorum.
Uyumadan önce mutlaka okuman gerekiyor diye baskı yapmıyorum.
Peki ne yapıyorum?
Bu biraz ekip işi, kızımın yanında arkadaşlarım ile eşim ile kitap sohbeti yapıyorum. Okuduğum kitaplardan edindiğim bilgileri onlarla paylaşıyorum. Çevremde ki insanlara bana soru sormalarını istiyorum. Onlara kitaplarda okuduğum cevapları veriyorum ve okumaları için kitap öneriyorum.
Anne-Çocuk üzerine kitap okuyorum ve kendisi ile olan ilişkimi O’nun seveceği şekilde yeniden yapılandırıyorum bunu yaparken hangi kitaptan bilgi aldığımı kendisine bildiriyorum.
Evde boş kaldığım zaman sıkıldığımı dile getirip rahatlamak için elime kitap aldığımı görmesini sağlıyorum. Ben kitap okurken yüzümde ki mutluluğu kendisi görüyor.
Bütün boş zamanlarımda kitap okuyup, O’nu ihmal etmiyorum. Kızımla birlikte oturup çizgi film veya istediği başka bir şeyi de yapıyorum, aksi halde kitabın kendisi ile aramıza girdiğini düşünüp kitaplardan uzaklaşıyor.
Bir şeyi merak edip sorduğunda, cevabını çoğu zaman kitaptan birlikte bulalım diye yönlendirme yapıyorum.
Okuduğum kitabın üzerine mutlaka notlar alıyorum, bunları neden yaptığımı soruyor ve verdiğim cevap bu bölümü çok beğendim bir daha bakmak istersem hemen bulayım diye işaretlediğimi, notlar aldığımı söylüyorum.
Kendisi de kitap okurken, anlayarak okusun, sıkıcı diye düşündüğü bir kitabı okumaya devam etsin her kitapta mutlaka kazanacağı bir şey olduğunu düşünsün.
Şimdi kızım her fırsatta kitap okuyor. Okuduklarını gelip bana anlatıyor. Kitapçı ziyaretlerini sabırsızlıkla bekliyor.
Hatta bu akşam babası ile AVM’ ye gittiklerinde kitapçıya gitmiş ve hem kendine hem de bana kitap almış. Çok istediğim bir kitaptı “Ayşe Kulin’nin Kanadı Kırık Kuşlar” iki gün önce arkadaşım ile bu kitap üzerine konuşmuştuk ve almak istediğimi dile getirmiştim.
Kitabı getirince gerçekten çok mutlu oldum ama mutluluğumu biraz abartarak sundum.
Buradan da sevgili kızıma ve eşime aldıkları kitap için teşekkürlerimi gönderiyorum.