Niyet edilenden başka birşeylere evrilen dördüncü girizgâhtan sonra gelen girizgâh bu. Amacına hizmet etmesi temennisiyle. Kelimeler, amaclanan anlama uzun zamandır hizmet etmiyor maalesef. Dudaktan savrulur, parmaktan süzülür ama, meramımızı anlatmaktansa kendi hikayelerini söylerler. Neyse ki şarkılar var. Beste ile duyguyu, güftediyle fikri aktarır bir diğerimize. Zamandan münezzeh bir çok an'ı birbirine bağlar. Kuytuda kalmış anılara kestirme yollar açar. Bir solucan deliği gibi mekanı büküp bulunduğumuz andan seneler öncesine ışınlar. "Şuan"da derinleşerek ; geçmişin "eskimiş tüm yeni yıllar"ını , ömrün "gelecekteki tüm yıllar"ına bağlar. Terzi iģnesi gibi ömrümüze iplikler geçiriyor şarkılar. Iplikler geçmişte ama gelecekten yer alabilmek için "şuan"larimizi deliyor bata çıka.
Ve burda bir şarkı var şahsım için bir iğne, mekanik olmayan bir zaman makinası. Her an'ımda hayalet gibi dolaşan anı'larımı görünür kılan bir spot ışığı şuan.
Ironik ve paradoksal bir gerçek. Kelimeler anlamdan, şarkılar an'lardan hak iddia ediyor.
Dört şiire dönüşerek amacina hizmet etmeyen kelimelere boyun eğiyorum. Niyetlendiğim sonuca sebeplenmeyi kabul etmiyor onlar. Belki de; sebeplendikleri anlamlar, niyetlendiğim sonuçtan daha kıymetlidir. Ben gardımı indirdim, ama bana "anlam" dolu zırhlar borçlular artık. Hissiyatı aktarsin diye iğne misali dokunup ilmek ilmek düğüm atan bu şarkıya ve Farsça'ya sığınıyorum.
Hayedeh - Masti