Resim Kaynağı(Image Source):Onedio
Basitçe bir giriş yapmak gerekirse genelde kendimizden bahsederken rasyonel çerçeveden bahsederiz, irrasyonel özelliklerimizden bahsetmeyiz yani “Öfkemi kontrol edemedim” gibi…
Bu bakış açısı 17. Yüzyılda Descartes’ın “ Cogito ergo sum” (düşünüyorum öyleyse varım) sözüyle özdeşleşmiştir. 17. Yüzyılda akıl bireyi tanımlamakta en temel bakış açısı haline gelmiştir. Birey kendini tanımlayabilen, kendine yeten, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol edebilen yani iradeye sahip olan ve genellikle de erkek kişidir.
Bu bakış açısından hareketle akıl yoluyla bilgiye sahip oluyoruz ve akıl evrensel bir özelliktir ve tüm erkeklerde bulunur. Bu birey tanımı 17.yüzyılda liberal siyaset teorisininde temel aldığı tanımıdır. Rasyonaliteye sahip bireylerin siyasette, devlet iktidarında nasıl davranacağı,ne gibi hakları olacağından bahseder. Rasyonalite, irade, bireysel özerklikten bahsediyoruz. Bu modern özne tanımı 19.yüzyıl sonlarına doğru Karl Marx, Sigmind Freud tarafından büyük oranda eleştiriliyor. Descartes’ın bireyin aklını içinde yaşadığı fiziksel ilişkilerden, cinsellikten, sosyal ilişkilerden hiç etkilenmeyen bir nesne olarak tanımlamasının yanlış olduğunu savunuyorlar.
Karl Max: Bireyin aldığı kararlar, düşünce şekli ve davranışları kim olduğuna göre değişir. Özellikle kapitalist toplumlarda fabrika sahibi iseniz farklı karar alırsınız, işçi iseniz farklı karar alırsınız. Yaşadığınız sosyal yapı, ekonomik yapı iradeyi sınırlar. Hatta siyasi çerçeve bile alacağınız kararları etkiler ve sınırlar. İçinde yaşadığımız ekonomik ve sosyal sistemler bilincimizi şekillendirir.
Sigmund Freud: İnsan aklı rasyonel makenizmalarla çalışmaz,aklın çalışmasında hormonal bir alt yapı vardır. Testesteron ve östrojen adını verdiğimiz iki hormon etkilidir. Cinsellik davranışlarımızda ,kararlarımızda çok önemlidir. Yaşayamadığımız cinsellik fiziksel hastalıklara yol açabilir. İkincisi cinsellik aklımıza ve düşüncelerimize, diğer bireylerle olan bilinç dahilindeki ilişkilerimize etki edebilir. Aklın karar verme mekanizmasında 3lü bir sistem vardır:
Bilinç-ego / Bilinçaltı-id / Süperego
Akıl bunlarla birlikte çalışır. Tek başına bilinçle değil. Bilinç altında bir takım korkular ve kodlamalar oluşur. Örneğin Bilinçatı almak istediğiniz bir kararı almamıza izin vermez. Tutkular, yaşam enerjisi, bastırılan durumlar bilinçaltındadır.Toplumun normali egodadır. Ego bizi kontrol eder. Süperego ise egoyu sürekli yargılar. Sizi olmadığınız noktalara götürür. Bireyin sembolik imajıdır, olmak isteyip bir türlü olamadığınız kişidir.
Özneyi düşünürken tüm bu süreçlerle beraber düşünmek gereklidir. Duygusal zekanın bireyden bireye farklı oluşu ise tamanen kişisel bir durumdur.
You got a 12.86% upvote from @postpromoter courtesy of @olympedegouges!
Want to promote your posts too? Check out the Steem Bot Tracker website for more info. If you would like to support the development of @postpromoter and the bot tracker please vote for @yabapmatt for witness!
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit