Kısaca özetlemeye çaba harcayayım yıl 1950'te mayıs ayı seçim yapıldı Türkiye'de uzun yıl sonra CHP'nin tek Parti iktidarı sona erdirildi. Demokrat Parti ezici çoğunlukla bu seçimi aldı. Seçim yapıldı bitti kısa bir süre sonra generaller İsmet İnönü'ye gelerek bu seçimin iptal edilmesi yönünde görüş bildirdi. İsmet İnönü gelenleri kovdu. Siyasal iktidarı Demokrat Partiye teslim etti. Başbakan Adnan Menderes, Cumhur Reisi Celal Bayar oldu. 1950-1954 yılları arasında ülkeye Demokrat Parti döneminde Amerikan yardımı yani Marshall yardımı ile ciddi bir şekilde para girişi oldu. Bu para daha çok büyük toprak sahiplerine dağıtıldı. Yinede ülkede para vardı.
2.Dönem 1954 Seçimleri
54 seçimlerinde Demokrat Parti yine birinci parti olarak çıktı ancak bir miktar milletvekili kaybetti. ABD yardımları kesildi. Daha sonrasında Celal Bayar üniversite hocalarına kara cübbeliler diyor, meclisteki milletvekillerine siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz gibi söylemeleri oluyor. Köy enstitüleri kapatılıyor. Londra ki uçak kazasından sağ kurtulunca halk onu peygamber ünvanı gibi kutsuyor. Aynı zamanda içeride de ciddi şekilde hoşnutsuzluklar başlıyor. Çünkü özgürlükler kısıtlanıyor ekonomik kriz ortaya çıkıyor. Bütün bunların sonucu olarak ordunun içinde cuntalar kurulmaya başlandı. En sonunda olmayacak bir iş yapıldı vatan cephesi diye ülkeyi ikiye ayıran bir organizasyona gidildi ve tahkikat komisyonu kuruldu ki bu da daha kötüsü denilebilir.
Ekonomik sıkıntı döneminde Sovyetler Birliği Ankara büyükelçisi yardım teklifi sundu ve başbakan Adnan Menderes bunu kabul etti. 1960 yılı temmuz da gidilecek anlaşma imzalanacak parasal yardım gelecekti. Sizce ABD ya da NATO bunu kabul eder mi ?
25 Mayıs
Öncesinde Ankara'da 555K diye bir slogan ortaya atıldı. Yani beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay da üniversite öğrencileri bir gösteri düzenleyecek. Tabi daha sonrasında harp okulu öğrencileri de yürüyecektir. O zamanın cumhurbaşkanı Celal Bayar doğru Kızılay'a gidin kalabalığın derhâl dağılmasını aksi halde ateş edileceğini megafonlarla ilan edin diyor.
21 Mayıs'ta harbiyeliler de Kızılay'da sessiz bir yürüyüş yapıyor. Kısaca ihtilalin ayak sesleri duyuluyor.
25 Mayıs akşamı Adnan Menderes ülkenin içinde bulunduğu durumu açıklamak üzere Eskişehir'e gidiyor.
Adnan Menderes konuşma sırasında seçimin bir sene öne alındığını da belirteceği söyleniyor. Ancak konuşma sırasında kitlede çok bir heyecan uyanmadığı anlaşılıyor. Daha sonra anlaşılıyor ki ses yayınlarının yapılmaması için kabloların kesildiği fark ediliyor.
26'yı 27'ye bağlayan gece el koyuluyor. Buna genç subaylar darbeside deniliyor. O zaman en güçlü küçük rütbeli subay olan Alparslan Türkeş albay rütbesinde. Radyoda ki ilk konuşmayı o yapıyor. Ordu'nun yönetime el koyduğunu ifade ediyor.
Sonuç
15 kişi idam a mahkûm edildi.
Üçünün idam kararı onaylandı on ikisi müebbet e çevrildi.
Bu idamlar Türk demokrasi tarihinin bir kara lekesi haline geldi.
"Muhalefet bir ihtilâl yapmaya hazırlanıyormuş. Bu beni güldürdü. Bilsinler ki ihtilâli yalnız muhalefet yapmaz iktidar partisi de yapabilir." Adnan Menderes
Umarım bilgilendirici bir yazı olmuştur. Okuduğumu, duyduğumu, bildiğimi yazdım. Yanlışım varsa affedin.