“O ne ya yirmi iki adam bir topun peşinde koşuyor.” Bu futbol hakkında futbola uzaktan yakından alakaları olmayanların söylediği klişe sözlerden biridir. Bir gün denk gelirseniz onlara kalecilerin topun peşinden koşmadığını söyleyin.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş… Ve bu takımları aynı çatı altında birleştiren milli takım… Bazı maçlar vardır ki top ağlara gittiğinde sevindiğimiz aslında gol değildir. Bu özel maçlarda bilmem kaç bin kişinin omuz omuza verdiğini düşünün. Bir taraftar grubunda herkes birbirinin arkasını toplar ve herkes birbirine yardımcı olur. Binlerce kişiden meydana gelen koskoca bir ailedir tribün. Bazı zor maçlar vardır ki o doksan dakikanın seksen beş dakikasını su gibi içersin, kalan o son beş dakika olur sana beş gün… Genciyle, yaşlısıyla, erkeği-kadınıyla bütün farklı beyinlerin bir noktada kesiştiği yerdir futbol.
Bir çok evlilik teklifi muhabbetine de konu olmuştur. Yuva kurar. Dünyada en çok oynanan, en çok izlenen spor dalıdır. Gerçi bir spordan da fazlasıdır. Küçüklüğümüzde taşlardan kaleler kurup oynadığımız, büyüdükçe arkadaş çevresiyle beraber halı sahalar yaptığımız nir emek sofrasıdır futbol. Hele ki ülkemizde iyice yapışmış olan bu spor, gözyaşlarını baya barındırdığı olmuştur. Renklerin birliğinde arma yolunda bir çok insanın tek noktada buluştuğu muazzam bir yerdir futbol. Bizi bir yerde toplayan her şeye sevgim de, saygım da sonsuzdur. Bu yüzden bir sevda olmalı futbol...