Şimdi olaya o yönden baktığımızda, gerçektende ışığın gözümüze ulaşma zamanından dolayı gördüğümüz şeylerin hepsi geçmişe ait. Oyüzdendir ki gece gökyüzüne baktığımız zaman gördüğümüz yıldızların bazıları çoktan ölmüş olabilir, ya da karanlıkların arasından yeni bir yıldız doğmuş fakat ışığı bize ulaşmamış olabilir. Hal böyle olunca gözümüze nakadar güvenebiliriz? sorusu da gelmiyor değil insanın aklına. Septiklerin bazıları gözümüzün bizi bazı durumlarda yanıltmasından dolayı, gözlerimizin çok da güvenilir olmadığını öne sürmüşler ve gerçekliği sorgulamışlardır. Bazı optik ilüzyonlar bunlara en iyi örnek. Aşağıya iki tanesini bırakıyorum. Parmağınla tam ortayı kapattığın zaman aynı renk olan üst ve alt panel, gözlerimiz bizi yanıltarak farklı açık ve koyu olarak gözüküyor. Çift Yarık deneyinde bir gözlemci, izleyen bir göz olması bile sonucu değiştiriyor. Göz nekadar da işleri karmaşıklaştırıyormuş böyle kendisi gibi.
Burada zihnimiz aşağıda kalan kısmın gölge altında olduğunu düşündüğü için daha açık bir renkte görünmesi gerektiğine karar veriyor
Benzer bir örnekte bu olabilir A ve B kutuları tamamen aynı renkte. Evet biraz önce Photoshop ile test ettim. Aynı renkteler. Biz daha kendi gözlerimizin gördüğüne güvenemezken, gördüklerimizin gerçek mi değil mi olduğunu bilemezken, bir de diyorsun ki biz aslında hep geçmişe bakıyoruz...
Tam da istediğim gibi bir cevap işte! Karşımda duran ekranla gözlerimin arasında dolaşan milyarlarca molekül, atom, foton varken gözlerimin görebildiği dalga boyunun bu kadar dar olması ve hava-nesne arası netlik geçişi yapabilme özelliğimin dahi olmaması da canımı ayrı sıkıyor zaten. Haklısın belki de hal böyleyken gelecekte yaşasak ne değişir :)
Bu arada göz sadece baktığı yere odaklanmasına rağmen 180 dereceden daha geniş bir açıyı bilinç altına sürekli kaydettiği bilgisini de şuraya iliştireyim. Yani 'gördüğümüzü sandığımızdan' fazlasını da öğreniyoruz bir yandan. Hadi bakalım :)
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit