Hayatın Temel Taşı "İLETİŞİM"

Derler ki beynin gelişimi, ilk insanlar arasındaki dedikonun artmasıyla doğru orantılıdır. Homo sınıfının ilk türleri arasında "bu, şununla görüldü" şeklinde basit dedikodular arttıkça, beynin gelişimi de buna paralel olarak artmıştır. Elbette yine buna paralel olarak önce dil, sonra da iletişim kavramı gelişti. Buradan hareketle iletişimin hayatımızın çok önemli bir parçası olduğunu düşünürsek yanılmış olmayız.

İletişim; gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişidir. Her iletişimde bir ileti bulunmak durumundadır.

Bu tamamen palavra. Yalnızca kitaplara yazılabilmesi için düzgün bir Türkçe ile hazırlanmış açıklama metninden ibaret bir paragraf yazıdır. İletişimi öğrenmek demek onu gerçekten anlamak demektir. İletişimin temeli insan ise insanlar ile doğru iletişim kurabilmek demektir.

Küçük bir örnek vereyim ve bakalım doğru iletişim kurabiliyor muyuz ?

Tanıdığınız veya tanımadığınız biriyle karşılaştığınızda ona selam vermek için hangi cümleyi kullanırsınız ?

A) Selam, nasılsın ?
B) Ne haber(veya naber), nasılsın ?
C) Merhaba, nasılsın ?
D) Hiçbiri
E) Selam vermem
F) Dini görüşüme uygun bir selam verme şekline sahibim

D ve E seçenekleri bu yazının konusu değil :) F seçeneği ise tartışmaya açık bir konu değildir.

Toplum araştırmalarına göre;

A seçeneği insanlara, selam veren kişinin fazla laubali ve aynı zamanda kendini beğenmiş olduğunu hissettiriyor. Bu seçeneği kullananların öyle olup olmaması önemli değil, önemli olan insanlara öyle hissettirdiği.

B seçeneği fazla sorumluluk hissettiriyor, ne haber veya naber derken aslında karşınızdaki kişiye bir soru soruyorsunuz ve ondan bir cevap bekliyorsunuz. Dolayısıyla cevap vermeye sorumlu hissettiriyorsunuz. Amacınız bu olmasa bile karşınızdaki kişi bu şekilde algılıyor olabilir.

C seçeneği ise en uygun seçenek gibi görünüyor, insanlar merhaba kelimesini duyduğunda yeni biriyle tanışma heyecanı yaşayabiliyor, bu olumlu bir duygudur. Aynı zamanda kendilerini güvende hissediyorlar ki bu da önemli bir durumdur. Tüm bunların yanında sorumluluk hissetmiyor ve karşısındaki kişi için bir önyargı oluşturmuyor.

Elbette bu sonuçlar çoğunluğun tepkilerinden elde edilmiş sonuçlardır. A ve C seçenekleri aslında uygun kullanım diyebiliriz. Ancak B seçeneği için pek öyle söyleyemeyiz.

Bugüne kadar birine selam verirken söylediğiniz şeyi düşünmüş müydünüz ?
Cevabınız evet ise iyi iletişim yolunda ilerliyorsunuz demektir. Çünkü yine uzmanlara göre iletişim kurarken teknik detayların yanı sıra insanların yaptığı en büyük hata yeterince düşünmeden kurulan cümlelerdir.

En iyi iletişimin hayal kurarak, o hayali kelimelere dökülerek yapıldığı söylenir. Yani söyleyeceğiniz şeyleri öncelikle kendiniz anlamalısınız. Bunu zaman içerisinde alışkanlık haline getirmelisiniz.

Elbette işin teknik bölümü de var. Büyük konuşma zorluklarının yanı sıra, dudak tembelliği, harfleri yutarak söyleme, yanlış nefes kullanımı gibi teknik hataların da iletişim kurarken zorluk yaşatmaları olağandır. Genellikle alışkanlıklar ve yukarıda bahsettiğim aceleci olma yüzünden insanlar söylediklerini düşünmeden ağzından çıkarır. Ancak bu yazıda diksiyon ile ilgili olan teknik konulara girmekten ziyade, iletişimin önemini vurgulamak istiyorum.

Acun Ilıcalı'yı ele alalım. Tüm röportajlarında insanlarla iletişiminin iyi olduğundan ve bu sayede bir yerlere geldiğinden bahseder. Mesleği düşünüldüğünde insanlarla iletişiminin iyi olması onun için çok büyük avantaj olacaktır çünkü o muhabir olarak işe başlamıştır.

İletişim hayatın temel taşlarından bir tanesidir. Çünkü her gün binlerce kelime tüketen biz insanlar aynı zamanda bu kelimeleri diğer insanlarla iletişim kurmak için tüketiyoruz. Dolayısıyla iyi iletişiminiz var ise hayatta başarılı olma olasılığınız daha yüksek olacaktır.

Hoşçakalın.