Karizman Batsın ( Ne biçim adamsın ! )

in tr •  7 years ago  (edited)


Resim Kaynağı : HearsApps

Aslında başlıkta biraz sert yazmış olabilirim velev ki sinir olduğum bir durumu anlatacağım.( Anlattıklarım tamamen bir kurgu ve başka bir yazıdan esinlenilmiştir. Aslında daha çok argodan kibarlaştırmaya çalıştım. ) Malum şahıs hem karizmatik hemde arabası çok dandik :)

Bazı anlar vardır ki insanın içi burkulur, boynunu eğer ve düşüncelere dalar. Başka bir değişle greyfurt yemiş gibi olur birden suratınız. Üzülürsün üzülürsün ağlarsın ( şarkısı geçer içinden ), mamafih yapacak bir şey yoktur cancağzım elden bir şey gelmez.

Dün alışveriş yapmak için gittiğim 5XXL Migros ta bu adam çıkıverdi karşıma. Kasa sırasında hemen önümde bulunuyordu. Imperial Collection vodkasından tutunda toblerona, yacht dergisine tutun ince dilimlenip vakumlanmış, kilosu 250 tl olan turuncumsu hollanda peynirine kadar lüks şeylerle doluydu sepeti.

Ben hayatım boyunca heralde en fazla belki 1 belki 1,5 metre yanına yaklaşabildiğim, etiketi olmayanların fiyatlarını sormaya korktuğum bütün ürünleri adam umursamadan almıştı. Sepete bakarken bir şey fark ettim. Ürünler resmen bana 🖕 işareti yapıyordu.

Ooooo nerede kaldın ? Dükkanımı satın aldın tabiri işte bu adam içindi. Bir tek migrosun hisse senetleri yoktu o derece yani.

Gözlerim ister istemez adama kaymaya başladı. Kayma derken yanlış anlaşılma olmasın lütfen. Ayrıca homoseksüelde değilim. Adama süzmek derken merakımdan. Normalde böyle şeyler yapmam. Bunları alan adam çetinkaya veya suvari takım elbise giyemez heralde. Arkasından dikkatli bakmaya devam ettim.

Bizimkiler dizindeki caferin yukarıdaki resme benzeyen kasketi hariç bir giyim tarzı vardı.

‘kapıcıdır heralde lan’ ¿ ? ¿ ? diyerek kendimi avutmaya çalışıyordum. Benim devreler biraz yanmaya başlamıştı. Evet evet kesin kapıcı. Bu kılıkla heralde kendine alamaz bunları. Tam o sırada telefon çaldı.

  • alo Aytaç... canım o işi biz hallettik, yarına 2 müşteri gelecek orada olun

dedi Çetin Tekindor diksiyonuyla...

Aytaç diye birine canım diyebildiğine göre bu adamın adı da toprak, çağan veya aybars'tı.
Yani adamın kapıcı cafer veya deli yürek’teki kuşçu olma ihtimali ortadan kalktı bir telefon konuşmasıyla...

Resmen john nash e benzemiştim ( ehem ühüm ). Onu bırak bu geçen 2-3 dakikalık sürede adamı çözeceğim diye neredeyse atomu parçalayacaktım. Aklımdan yüzlerce şey geçerken sonunda geldi o lanet sıra. Ürünleri banda koymaya başladı. Gözlerimi halen alamamıştım adamın üstünden.

Banttaki ürünlere doğru gözlerim kaymaya başladı. Hani olur ya Alamanyadan, Hollandadan, Fransadan gelen akrabalarınız gelirken getirdiği eşyalar olurdu. Onlara böyle aval aval bakardık. İşte aynen bende öyle bakıyordum.
" Damn ! Böyle bir üründe mi varmış ? "

Kendimi "ve tanrılar çıldırmış olmalı" filminde ilk kez ayna gören zuzu kabilesi üyesi yamyamlar gibi hissediyordum..

yacht dergisine ‘’hoşştt’’ dememek için kendimi zor zaptettim düşünün.

Heralde kasadan çıkan fiş, zürafanın ki ile aynı boyuta ulaştığında ben ve arkamdaki saz ekibim 1 dakikalık saygı duruşuna geçtik. Akabinde İstaklal Marşı ile devam ettik. Bu arada bunlar hiç konuşmadan oluyor. Çünkü o kadar fişi görünce bizde birden ışık parladı ve hepimiz aynı şeyi düşünmeye başladık. Sonrada telepati kurarak devam ettik. Kasiyerde bizim ekibe katılmış olmalı ki İstiklal marşının bitiminde o beklenen kelimeyi söyledi.

527 TL, 50 Kuruş

Nedense anlamadığım kasiyerin suratında garip bir tebessüm ve rahatlama vardı. Heralde birazdan müdürün yanına gidecek ve günlük Ciromu tamamladım. Artık eve gidebilirmiyim diye soracaktı. Müdürde bu duruma 1 maaş ikramiye ile cevap verirdi sanırım.

Ve beklenen olmuştu. Gizemli, Yakışıklı, Sexy, Kaslı adam koyu kredi kartını çıkardı cüzdanından.
Bana birşeyler oluyor sanırım. Nedense adam çok çekici gelmeye başlamıştı gözüme. Ama bir hata var. Ben homo değilim ki. Ehem öhöm !!!

Kendime bir kaç tane tokat attım ve kendime geldim. O arada kasiyere kartı uzatıyordu. Nedense birden slowmotion'a geçtik. Kim oynadı bu videonun ayarlarıyla. Ben öyle kart görmedim aga. Kara delik mübarek. O kadar siyah.

Yani yeminle marshall bu rengi görse fabrikayı kapatır boyacılığa tövbe eder. Belli ki ne platinum ne de premium'du bu kart. Olsa olsa torium veya geberinpisfakirlerium olurdu. Adam birden puanlarımla ödeyeceğim dedi.

'¿?¿?¿?¿?¿' dünya tersine mi döndü.

Kasiyer ‘’ne kadar puan var biliyor musunuz?’’ diye sordu.
Adamın ‘’yeteri kadar var hayatım’’ cevabıyla, kasadaki barkod okuyucuyu elime alıp tüm migros poşetlerini çıplak vücuduma sarıp beylikdüzü sokaklarında şener şen gibi topuklayarak yok mu beni sevennnn diye bağırarak koşasım geldi.

Bir homo sapiens’in kredi kartında 500 küsür tl’lik puan nasıl olur lan?
Ayıp, Ayıp !

Bu kadar terbiyesizliği liverpool beşiktaş’a yapmadı..
Bizim kredi kartımızda 10 tl ve üzeri puan varken kendimizi zengin hissediyoruz, kıza hava atıyoruz kaynatasını sevdiklerim.
Bu adam ya dolandırıcıydı ya da banka puan kampanyaları ile puan toplayan, akaryakıt pompacısı olarak çalışan bir donanımhaber ölücüsüydü. Gerçi ikisinin pek farkı yok ama neyse..

Arkadakiler telapati ile bana çağrı attılar ve hep beraber duaya başladık ret versin diye. Pos makinası işleminiz başarıla gerçekleşti yazmış olmalı ki cazurt cuzurt çıkardı fişi. Adam arkasına dönüp uzanın yere dese biz hep birazdan bir daha söyle diyerek istediğini yerine getirmek için birbirimizi döverdik.

O an kafamda çalan müzik ‘zahid bizi tan eyleme’ idi.
‘beyim bizi fakir eyleme’ye evriliyordu.

Resmen adam tek, biz hepimizdik ve ortada gorbaçov’dan devralınmış bir soğuk savaş vardı.
Ödeme işlemi bitip , poşetleri ile kapıdan çıkana kadar adamı izledik.
Kapıdan çıktıktan birkaç metre sonra 06 plakalı 98 model efsane kasa toyota’nın bagajına yanaştı.

Hayır !!! Hayır bu olmamalı, olamazdı. O poşetler o bagaja değil, bir Porsche panamera’ya bir bmw 525 xd’ye girmeliydi.
Allahım nolur yanlış olsundu.Çünkü o poşetten 30 tanesi zaten o araba parasıydı.

Derken adam bagajı açıp poşetleri yerleştirmeye başladı.
Adamı pencere arkasından izlerken, arkadan birinin omzumu parmakladığını hissettim ve irkilip kasiyerle göz göze geldik.
Ve o meşhur soruyu melul bakışlarla sordu.

Kasiyer : Beyfendi mani kılap kartınız var mı?
Ben : aaaa! var ama evde unuttum (ehhe ehhee)

Yani o kadar ezilmiştim ki, kasiyer bana ‘’kendini neden evde unutmuyon stoplazmasını s....’’ dese yeminle gıkım çıkmazdı.

Allah belanı versin dandik arabaya binen karizma adam.
Özgüvenimin de için ettin.
İnşallah Imperial Collection şişesinin üstüne düşersin !!!

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

@hr1
@cleverbot

Yazının orjinali : Eksisözlük

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  
  ·  7 years ago (edited)

Yazınızı beğendim @trliste de önermek isterdim.dereceye girebilecek kadar güzel . Ama @trliste curation trail yani yorum kuyruğuna katılmadığınız için öneremedim malesef :(
Katılmak için @trliste linkini tıkladı postlarından traile nasıl katılacağınızı öğrenebilirsiniz.

AYRICA bol oy almak isterseniz de @jumbot u tavsiye ederim ☺️ Bir postta en az 20 oy artı 0.15 sbd alirsiniz @jumbot linkine Tıklayarak Katılım kuralları postlarının icinde yazıyor :)

Bilgilendirmeniz için teşekkür ederim. :)

I don't really like metal-music bands. Do you know anything about folk-music bands?

@smokietr neden haber vermedin paylaşım yapmışsın :)

  ·  7 years ago (edited)

takipte değilmiydin :) üstüne 2 tane daha paylaştım da. zor oluyor her gün böyle yazı yazmak. neyse yakın zamanda %100 yerli arama motoru projem olacak. şurada son bir kaç gün daha yazarım. sonrada fırsat oldukça yazarım.

Takip de olmam bişey değiştirmez sürekli bakmam lazım o şekilde yani denk gelmemiz lazım.

o zaman diğer yazım https://steemit.com/tr/@smokietr/istanbul-hatirasi-ani bunada bekliyorum :)