Constantinople'den İstanbul'a I

Uğruna milyonlarca insanın yitip gittiği yüzyıllar boyunca nice imparatorluklara ev sahipliği yapan İstanbul(Uyumayan Şehrin)geçmişine bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti,Osmanlı İmparatorluğunun başkenti,Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en kalabalık nüfusa sahip şehri olma ünvanını elinde barındıran yüzyıllar boyunca bu şehirde nice büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış ve nice insanı kendisine aşık etmiş şehirdir Constantinople...
Roma İmparatoru I.Justinyen tarafından(527-565) 38 yıl hüküm sürdüğü süreçte impratatorluğu zirveye taşımıştır.
Jüstinyen'in imparatorlık dönemi Nika Ayaklanması,Ayasofya Kilisesi,Roma Hukuku ve Jüstinyen Vebası ile anılır.

Jüstinyenin İmparatorluğu döneminden önce geçmiş yüzyıllardaki temelinin üzerine inşa edilen ahşap bir yapı olan Ayasofya Kilisesi 532 yılında Nika Ayaklanmasının ardından yapımına başlanmış ve beş yıl gibi kısa bir sürede tüm ihtişamı ile göklere doğru yükselmiştir.

Ayasofyanın göklere yükselişinin temelllerinin atıldığı yıllarda saray eşrafının ve Constantinople halkının su ihtiyacını kalşılayacak sarnıçlar,kemerler ve su hatları yapılır.Şehrin oluşabilecek saldırılarda kale kapıları kapandıktan sonra ihtiyacı olan suyu tedarik edecek olan bu sarnıçlardan günümüze ulaşan en önemli yapı Yerebatan Sarnıcıdır.
Jüstinyen'inin imparatorluğu döneminde günümüzde Sultanahmet Camisinini önündeki at meydanı olarak anılan alan o yüzyıllarda dünyanın en büyük hipodromu olarak halka açık olan at arabası yarışlarına ev sahipliği yapmaktaydı.
Yarış arabaları maviler ve yeşiller olarak ikiye ayrılmaktaydı.Hipodrumun üç kapısında sıradan halk dördüncü kapısındansa asiller ve imparatorla birlikte ailesi ve saray eşrafı girerlerdi.Maviler ve yeşiller zaman içinde artık siyasal sınıflanmalara ve örgütlenmelere dönüşerek karşılıklı atışmalara sataşmalara zaman zamanda imparator locasındaki imparator ve ailesine karşı sözlü sataşmalara ve saldırılara hedef olurdu.Bu tür durumlara imparator ailesini alarak hipodromun hemen yakınında bulunan saraya giderdi.Muhafızlarda halkın tepkisini dindirmeye ve olası saldırıları önlemeye çalışırdı.
Hipodromun yüksekliği o kadar ihtişamlıydı ki ellibin kişiyi misafir eden yapının ihtişamı bütün boğazdan görülürdü.Mavilerin ve yeşillerin yarıştığı günlerde tezahüratlar Anadolu yakasından ve Prenses Adalarından bile duyulurdu.Maviler ve yeşllerin siyasal birer simge ve güç haline gelmesinin ardından Nika Ayaklanmasının başlangıcı olan olayların fitili ateşlenmiş ve yarışmayı kazanan takımın taraftarları karşı takimin taraftarlarını ve şehri yağmalamaya başlamasının ardınında Mavilerin taraftarı olan 30.000 kişi Hipodromun orta yerinde katledilerek İmparator Jüstinyenin tahttan indirilmesi engellenmiştir.