Türkiye’de cari açık sorunu ve bu açığın finansmanında yaşanan zorluklar, en çok tartışılan konulardan biridir. Türkiye Ekonomisi’nde cari işlemler hesabı genellikle açık vermektedir. Bu hesabın alt kalemlerine bakıldığında, bunun en önemli sebebinin, mal ticareti kısmındaki açık olduğu görülmektedir. Ülkemizde dış ticaret dengesinde yaşanan bozulma kaynaklı cari açık; ithalattaki artışın ihracattaki artışı büyük bir oranda aşması nedeniyle büyüme eğilimine girmiştir. Cari açığın giderek genişlemesi, Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmıştır.
Cari açık yıllar itibariyle büyümüş ve 2011 yılsonunda 75,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılında alınan ekonomiyi soğutma önlemlerine bağlı olarak cari açık %37,5 oranında azalarak 46,9 milyar dolara gerilemiştir. Cari işlemler hesabı açık veriyorsa, ödemeler bilançosu dengesinin sağlanabilmesi için ya finans hesabı fazla vermeli ya da merkez bankası rezervleri kullanılmalıdır. Portföy yatırımları ve krediler, borç arttırıcı özelliktedir. Bu yüzden, cari işlemlerdeki açığın büyüklüğünden ziyade, nasıl finanse edildiği önemlidir. 2012 yılında, Türkiye’ye yönelik sermaye akımları güçlü bir seyir izlemiştir. Yıl genelinde portföy yatırımlarında 40,8 milyar dolar, diğer yatırımlarda 16,7 milyar dolar ve doğrudan yatırımlarda 8,3 milyar dolar net sermaye girişi kaydedilmiştir. 2012 yılında en yüksek sermaye girişinin kaydedildiği portföy yatırımları 2011 yılına kıyasla 18,8 milyar dolar artış kaydetmiştir. Doğrudan yatırım girişlerinde en önemli paya sahip olan Euro bölgesinde ekonomik sorunların devam etmesi, 2012 yılında bu bölgeden ülkemize gelen doğrudan yatırımların bir önceki yıla göre önemli oranda azalmasına neden olmuştur. Kısa vadeli finansmanın ağırlık kazanması, finansman kalitesinin bozulması demektir. Çünkü “sıcak para” da denilen portföy yatırımları, uluslararası piyasalarda Türkiye’ye dönük ciddi bir risk algısı oluştuğunda, çok hızlı bir şekilde ülkeden çıkabiliyor. Buna karşın, cari açığın doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve uzun vadeli kredilerle finanse edilmesi, Türkiye’ye giren yabancı paranın kısa sürede ülkeyi terk etmesi riskini önemli ölçüde azaltıyor. Dolayısıyla cari açığın ağırlıklı olarak doğrudan yabancı sermayeler ve uzun vadeli kredilerle finanse edilmesi, ülkedeki ekonomik dengeler açısından çok daha sağlıklıdır.
Özetle, cari açığın artmasını önlemeye yönelik politikaların uygulanması zorunluluk arz etmektedir. Açığı kapatmak için sıcak para yerine sabit yabancı yatırımların ülkemize gelmesi daha fazla özendirilmelidir. Böylece, hem sıcak paranın yol açtığı risklere karşı koruma hem de daha sağlam temellere dayalı bir ekonomik büyüme sağlanmış olacaktır. Doğrudan yabancı yatırımları ülkemize çekebilmek için yatırımcılar için güven ortamı sağlanmalı, siyasi ve ekonomik istikrar sürdürülmeli ve uygun yatırım ortamı temin edilmelidir.