ENFLASYONUN TÜRLERİ

in enflasyon •  7 years ago 


Enflasyon, hemen hemen her ekonomik sorunda olduğu gibi, tek bir nedenle ortaya çıkmamaktadır. Enflasyona yol açan nedenler, yukarıda da sözünü ettiğimiz üzere, parasal olabileceği gibi, mal piyasasındaki dengesizliklerden de kaynaklanabilir. Aynı şekilde, enflasyon yurtiçi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, yurt dışında meydana gelen çeşitli nedenlerden de ortaya çıkabilir. Enflasyona yol açan nedenlerin birbirinden farklı olması, ekonomide gözlemlenebilecek enflasyon türlerine de aynı adların verilmesine neden olmaktadır. Yani, enflasyonun türleri kendilerine yol açan nedenlerle birlikte anılmaktadır (Ardıç, 2011: 189).
Enflasyonun türleri, fiyatların artış oranına göre ve nedenlerine göre enflasyon türleri olarak iki ayrı biçimde açıklanabilir.
4.1. Fiyatların Artış Oranına Göre Enflasyon Türleri
Enflasyonun, fiyatların artış oranına göre çeşitli türleri söz konusudur. Bunları ılımlı enflasyon, yüksek enflasyon ve hiper enflasyon olarak sıralayabiliriz.
4.1.1. Ilımlı Enflasyon (Sürünen Enflasyon)
Fiyatlardaki artışların çok düşük oranlarda kaldığı ve enflasyon beklentilerinin oluşmadığı enflasyon süreçleri, ılımlı (sürünen) enflasyon olarak adlandırılır. Sürünen enflasyon için kesin bir oran söylenemese de, zaman ve mekâna bağlı olarak şiddeti değişse de ekonomide zararlı etkiler yapmayan bir orandaki enflasyondur (Yıldırm, Karaman ve Taşpınar, 2008: 364). Her ülkenin yapısına göre normal sayılabilecek bir enflasyon oranını ifade eden ılımlı enflasyon, gelişmekte olan ülkeler için yıllık %6’nın, gelişmiş ülkeler için ise yıllık %4’ün altındaki fiyat artışlarını ifade etmektedir.
Bu küçük oranlı fiyat artışı, halkta paraya olan güveni sarsmaz. Ev halkı tasarruflarını likit olarak bankada, hatta vadesiz tasarruf hesabında tutmakta sakınca görmez (Dinler, 2005: 428).
4.1.2. Yüksek Enflasyon (Dört Nala Enflasyon)
Yüksek ya da dörtnala enflasyon, ekonomiyi zarara uğratan, piyasaların işleyişini çarpıtan, gelecek hakkındaki belirsizliği artıran ve paranın değer ölçüsü ve tasarruf aracı olma özelliklerini zayıflatan oranda bir enflasyondur (Yıldırm, Karaman ve Taşpınar, 2008: 364). Aylık fiyat artışlarının %5 ile %10’a ve hatta %15’e eriştiği bu tür enflasyonda, ev halkı ve firmalar, paranın değer kaybına karşı kendilerini koruyabilmek için büyük mücadele verirler. Para, likit olarak tutulmak istenmez. Ya enflasyonun üzerinde faiz getirisi garanti olan değerli kâğıtlar ya da gayrimenkul ve hatta dayanıklı tüketim malları satın alınır (Dinler, 2005: 428).
4.1.3. Hiper enflasyon
Hiperenflasyon, yıllık %1000’i ya da aylık %50’leri aşan ve paranın bütün fonksiyonlarını yitirdiği çok yüksek oranlı enflasyondur (Yıldırm, Karaman ve Taşpınar, 2008: 364). Hiper enflasyonu diğerlerinden ayıran özellik, piyasada işlemlerin ulusal para yerine döviz üzerinden yapılması (para ikamesi) ve dolayısıyla da ulusal para sisteminin çökmesidir (Ünsal, 2004: 411).
Hiper enflasyon özellikle savaş ve sonrasında kendini göstermektedir. Bu nedenle ülkeler yeni para birimlerine geçmek zorunda kalmaktadırlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da yaşanan ekonomik sorunlar neticesinde hiper enflasyonist dönem söz konusu olmuştur. Bu dönemde ülkedeki enflasyon %1000’lerle ifade edilir olmuştur. Ülkede fiyatların gün geçtikçe artış göstermesi ve ulusal paranın değerini büyük bir hızla kaybetmesi nedeniyle ekmek alabilmek için bile insanlar parayı el arabalarında taşımak zorunda kalmışlardır. Yine söz konusu dönemde Almanya’da 100 milyar marklık kağıt para basılmak zorunda kalınmıştır (Bostan ve Özdemir, 2011: 92).
4.2. Nedenlerine Göre Enflasyon Türleri
Enflasyonun nedenlerine göre enflasyon özünde üç türdedir. Bunlar; talep enflasyonu, maliyet enflasyonu ve yapısal enflasyon olarak sıralanabilir. Bir de, bu üç tür enflasyona ek olarak, enflasyon beklentisinden kaynaklanan enflasyon vardır. Şimdi, bunları inceleyelim:
4.2.1. Talep Enflasyonu
Toplam talep düzeyinin arzı aşarak sürekli fiyat yükselmesine neden olması halinde talep enflasyonu ortaya çıkar. Bir başka deyişle talep enflasyonu tüketim harcamalarındaki artıştan, bu da genellikle para arzının yükselmesinden kaynaklanır (Eğilmez ve Kumcu, 2009: 266).
Ekonomideki toplam arzın toplam talebi karşılayamaması sonucu fiyatlara harcadığımız para miktarı, enflasyonu etkiler. Bir malın fiyatının artması, aynı mal için daha fazla para harcamamızı gerektirir. Bu da ancak, ya daha az tasarruf yapmamızla ya da gelirimizin artmasıyla mümkün olabilir. Fiyatlarla beraber gelirler ve harcamalar da artarsa, enflasyon artar. Çünkü ellerinde daha fazla para olunca tüketicilerin mal ve hizmetlere olan talebi artar ve satın almak istedikleri mal için daha fazla fiyat verebilirler. Bu noktada, para arzının paraya olan talepten daha fazla artmasının enflasyona yol açtığı unutulmamalıdır. Karşılıksız para basılması yoluyla piyasadaki para arzının ve bireylerin ellerindeki para miktarının artması tüketim talebini artırırken, üretimin aynı oranda artması o kadar kolay ve çabuk gerçekleşen bir süreç değildir. Para arzının artmasıyla artan talebi karşılamak için firmalar ilk aşamada kapasitelerini artırma yoluna giderler; bu amaçla fazladan işçi alınması, fazla mesai yapılması, yeni makineler alınması firmaların maliyetlerini artırır. Artan maliyeti karşılamak için firmalar fiyatlarını artırırlarsa, enflasyona sebep olurlar. Ekonomist Paul Krugman bu durumu şöyle ifade etmektedir: “Para arzını artırmak çok fazla tatlı yemek gibidir; yerken kendinizi iyi hissedersiniz. Bunun faturası ise sonradan çıkar.” Para arzının artmasıyla başlangıçta azalan işsizlik ve artan kârlarla ekonomide canlanma başlar, ancak bu olumlu etkiler kısa süre sonra yerini artan enflasyona ve getirdiği olumsuzluklara bırakır (TCMB, 2004).
4.2.2. Maliyet Enflasyonu
Enflasyon sadece talep değil, aynı zamanda arzı da etkiler. Üretimde girdi olarak kullanılan mal ve hizmetlerin maliyetlerinde ortaya çıkan artışlar sonucunda fiyatların sürekli artış içine girmesi dolayısıyla maliyet enflasyonu meydana gelir. Maliyet enflasyonu, ücret-gelir çekişmesi, yerli ve ithal girdi malları (petrol gibi) fiyatlarının yükselmesi gibi nedenlerle oluşur (Eğilmez, Kumcu, 2009: 266-267).
Maliyet enflasyonuna neden olan diğer bir etken ise, firmaların kar oranlarını artırma istekleridir. Firmalar, üretimde kullandıkları hammadde, emek ve diğer girdilerin maliyetleri sabit iken kar oranlarını artırmak istedikleri takdirde, bu tutum maliyet enflasyonunun oluşmasına neden olacaktır (Ardıç, 2011: 191).
4.2.3. Yapısal Enflasyon
Enflasyonun bir başka meydana geliş biçimi, yapısal enflasyon şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yapısal enflasyonda arzın bir takım darboğazlar nedeniyle talebi karşılayamaması durumu söz konusudur.
Enflasyonun oluşumunu bu doğrultuda inceleyen görüş, enflasyonun parasal yönlü politikalardan başka, daha derinlerde bir nedene sahip olduğunu ileri sürerler ve esas unsurun üretimin talebe yetişememesinden kaynaklandığını belirtirler (Bostan ve Özdemir, 2011: 89).

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Deflasyon ile ilgili makale de yazarsaniz sevinirim