Dört Anlaşma-Don Miguel Ruiz

in hive-179764 •  4 years ago 

Kişisel gelişim kitabı..Baş ucu olabilecek bir kitaptır.Okumanızı tavsiye ederim. Kısaca bir kitaptan bahsedelin..Don Miguel der ki:Kendinizle 4 anlaşma yapın...

1-Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç:
Ruiz’e göre bu ilk anlaşma en önemli ve en zor anlaşmamız. Amaç, kullandığımız sözcüklerin kusursuz olması. Çünkü söz güçtür. Sözlerimizle cehennemi de yaratabiliriz, hayattaki cennetimizi de. Söz bizim büyümüzüdür. Birine “Çirkinsin!” dediğimizde, o kişi güzel biride olsa tüm hayatı boyunca çirkin olduğunu düşünüp, mutsuz olabilir. Halbuki onu çirkin bulan biziz, bizim fikrimiz ve bizim içimizdeki zehir. Ama içimizdeki bu zehri başkalarıyla paylaşma ihtiyacı duyuyoruz çünkü bu cehennemde üzülen sadece biz olmamalıyız. Dedikoduda böyle bir durum. İçimizdeki zehri başkasıyla paylaşmak, yaydıkça yaymak ve bundan haz almak. Bu noktada sözcüklerimiz temiz ve “günahsız” olsa önce kendimizle olan sonra diğer insanlarla olan ilişkimizde derinden bir farklılaşma gerçekleşir.

2-Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama:
Birinci anlaşmamızla oldukça ilişkili yeni bir anlaşma… Yukarıda ne demiştik? Birine “Çirkinsin!” dememiz bizimle ilgili bir durumdu. O zaman birisi bize “Çirkinsin!” dediğinde bunu kesinlikle kişisel algılamıyoruz. Bu durum karşımızdakinin kendi dünyasında yaşadıklarıyla ilgili. Bu anlaşmada şuna da dikkat ediyoruz. Biri bize “Bugün çok güzel olmuşsun.” dediğinde bunu da kişisel algılamıyoruz. Çünkü biz kendimizi biliyoruz ve biliyoruz ki karşımızdakinin bize iltifat etmesi yine onun dünyasıyla ilgili bir durum. O gün keyifli bir günündedir ve bize iltifat etmiştir. Ertesi gün sinirden gözlerinden ateş çıkarken durup bize yine aynı cümleyi kuracak değil sonuçta,değil mi? Çünkü biliyoruz ki herkes dünyaya kendi gözleriyle bakıyor. Filmi, kendi zihninde oluşturuyor ve “bu filmde yönetmen de, yapımcı da, başrol oyuncusu da sizsiniz. Diğer herkes yardımcı oyuncudur. Bu sizin filminiz.”

3-Varsayımda Bulunma:
Her şeyle ilgili varsayımda bulunma gibi bir eğilimiz var ve işin kötü tarafı bu varsayımlara inanmamız. Ruiz’in verdiği bir örnekten bahsedeyim sizlere. Evliyiz ve evde eşimizin bir sözü bizi sinirlendirdi, kırdı. Çünkü varsayıyoruz ki eşimiz, o cümleyi bize kurduğu zaman kırılacağımızı biliyordu. Buna rağmen eşimiz o cümleyi kurdu. Şimdi gönlümüzü almasını bekliyoruz ve varsayıyoruz ki eşimiz bile bile o cümleyi kurdu ve şimdi gönlümüzü alması gerektiğini bildiği halde kılını kıpırdatmıyor. Halbuki eşimiz ne o cümleden kırılacağımızı ne de kırıldığımızı ne de şu an ondan bir hareket beklediğimizi biliyor. Kendi kendimize varsayımlarda bulunduk ve kendi cehennemimizi kendimiz yarattık. Bu noktada varsayımda bulunmak yerine soru sormayı öğrenirsek, soru sormanın güvenine inanırsak yaşamımız dönüşmeye başlayacaktır. Bu çok zor evet ama soru sormayı tekrarlayarak öğrenirsek, varsayımda bulunma alışkanlığımızdan vazgeçebiliriz

4-Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap:
Bu anlaşma yaptığımız her şeyi en iyi şekilde yapmamız için. Her koşul atında daima en iyisi ne daha fazla ne daha az. Çünkü sabah yataktan kaldığımızda yapabileceğimiz en iyiyle, akşam yapabileceğimiz en iyi aynı olmaz. Bu anlaşma yukarıdaki anlaşmalar içinde geçerlidir. Bu anlaşmaları uygulamaya koyarken de her zaman en iyisini amaçlamalıyız. İlk seferde uygulayamasak bile daha iyisini yapmak için uğraşmalıyız. Ama yapabileceğimiz iyinin, daha fazlasını yapmak için uğraşmıyoruz, bu bizi yorar. Üşengeçlik yapıp daha azını yapıp bırakmak da bizi mutsuz eder. Dengede kalalım...
20210425_162455.jpg

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

öneriniz için teşekkürler :)

Rica ederim

Elinize sağlık güzel bir paylaşım olmuş. Kitapta ilginç yaklaşımlar varmış anladığım kadarıyla ancak yazarda çok narsistik bir ruh durumu var gibi geldi bana.

Daha ilk maddede kullandığın sözcükleri özenle seç derken, birisine çirkin olduğunu söylemenin zehirli bir yaklaşım olduğunu belirtiyor. Oysa ki bu bir görüş, kişisel bir fikir. Bir insana zehirli demek, kişisel gelişim kitabı yazarken ne kadar doğru tartışılır.

Çirkinsin dediğinde üzerine alınma, güzelsin dediğinde de alınma. Sen kendini biliyorsun, bunu kişisel algılama diyor. Kişisel bir durum bu yine de. İnsanlar mutlu olsunlar diye iltifat ediyoruz. Beğenilmek insanları motive ediyor.

Kitabı merak ettim. Şu kapanmadan kurtulursak bir kitapçıya gidip birkaç sayfasına göz atacağım.

Teşekkür ederim.Kitabı okumalısınız insana birşeyler katıyor.
Bana göre zehir ifadesi ile konunun anlaşılması amaçlanmış ..Biz de olumsuz bir durum karşısında deriz ya şerrini,zehrini akıttı gitti gibi.....