Bilimkurgu Romanı - Yerşehir - Bölüm 30

in mkb •  6 years ago 

image.png

İki gün önce zırhlı araçlarla taşınan kablolar aracılığıyla kara göle üç ayrı noktadan elektrik verilmeye başlanmıştı. Kutsal volkandan üretilen elektriğin büyük bir kısmı göle verildiği için Yerşehir eski günlerinde olduğu gibi mumlarla ve karpit lambalarıyla aydınlatılıyordu. Zırhlı araç sürücülerinin karargâha ilettiği raporlar elektriğin işe yarayıp yaramadığı konusunda net bir bilgi vermiyordu. Üç tekerlekli kamyonlar göle maden cevheri taşımaya devam ediyorlardı ve gölün üzerinde hâlâ metalik sinekler uçuşuyordu. Uçan Balık’ın sağladığı istihbarat bilgileri ise karargâhta tam bir soğuk duş etkisi yapmıştı: Uçan Balık’ın pilotu üç bacaklı robotlardan birinin gölden sağlam bir biçimde çıktığını bildirmişti. Bütün bu umut kırıcı haberlere rağmen göle elektrik vermeye devam ediyorlardı.

Yerşehir ordusu nihai saldırıyı yapıp robotları püskürtmek için bir kez daha yeryüzüne çıktı. Bu kez gece harekâtı tercih edilmişti. Zifiri karanlığın içinde zırhlı araçlar ve büyük toplar birbirlerinin görüş alanını kapamayacak biçimde yerlerini aldılar. Yerşehir’in bütün demircileri seferber edilerek altında tekerlekleri ve önünde silahlar için delikler bulunan basit savaş arabaları yapılmıştı. İki metre yüksekliğindeki bu kare biçimli araçların motorları ve zemin döşemesi yoktu; askerler ayaklarını yere basıyor ve arabayı göğüsleri hizasındaki bardan iterek ilerletiyorlardı. Askerleri çevreleyen ince metal levhaların robotların ve mayınların ateş gücüne dayanmayacağı açıktı. Metalle dört bir yandan çevrelenmiş olmanın askerleri ısıya duyarlı alıcılardan gizleyeceğini öngörmüşlerdi. Bu basit araçlardan sadece öncü birliklere yetecek kadar vardı. Çevredeki robotlar tümüyle imha edildikten sonra metal ağ atan ve büyük toplar kullanan askerlerin savaş alanında güvenli bir biçimde hareket etmesi sağlanacaktı.

Birliklerin merkezindeki bir zırhlı aracın içinde bulunan Tamra saldırı emrini verdi. Gecenin sessizliği içinde top sesleri cehennem davulları gibi patladı. Toplarla birlikte makineli pistollerden seri bir biçimde atılan mermilerin tıkırtısı savaş alanını kapladı. Zifiri karanlıkta sadece top mermileri ve makineli pistol kurşunlarının ışıkları görünüyordu. Patlayan topların çevresinde duman ve askerlerin belli belirsiz gölgeleri görünür hale geliyordu.

Askerleri basit savaş arabalarıyla çevreleme stratejisi işe yaramış görünüyordu. Hareketli mayınlar savaş arabası içindeki hiçbir askere zarar vermemişti. Savaş alanında sadece iki büyük top ve onu kullanan askerler mayın saldırısına uğramıştı. Üç bacaklı robotların makineli tüfeklerinden açılan ateş amansızdı. Mermiler o kadar sık atılıyordu ki mermi izleri kesintisiz bir ışık sütunu yaratıyordu. Gecenin serin havasına kan ve barut kokusu karışıyordu.
Yerşehir’in üzerindeki platoda bulunan iki robot imha edilmişti ve ordu saflarını bozmadan ilerliyordu. Ordunun yaşadığı ilk güçlük üç tekerlekli bir kamyonun burnundan ateşler saçarak Yerşehir mevzilerinin içine girmesi oldu. Büyük toplarla yakın mesafeden açılacak ateş çevredeki Yerşehir askeri birimlerine de zarar vereceği için kamyonu önce zırhlı araçların topları ile durdurmaya çalıştılar. Bu girişim sırasında kamyon çevresinde ciddi bir kayba neden oldu. Büyük top operatörlerinden biri sonunda inisiyatif alarak kamyona ateş etti ve safların içindeki bu düşman birimi böylece yok edilmiş oldu.

Yerşehir’in üzerindeki plato düşmandan temizlendikten sonra ordu birlikleri doğudaki yamaçtan aşağıya doğru ilerlemeye başladı. Gecenin ayazı içinde güçlü bir biçimde rüzgâr esmeye başladı. Ve bulutları dağıtan rüzgâr gökte ayın açığa çıkmasını sağladı. Şimdi gümüş renkli ay ışığı tüm Yerşehir birlikleri görünür hale getirmişti. Ay ışığının gecesi aydınlatmasıyla ormanın içinden binlerce metalik sinek çıkarak ordu birliklerine saldırdı. Bu sineklerin vücut ısınının yanı sıra harekete duyarlı olduğu göz önüne alınarak birliklerin ilerleyişi durduruldu. Metalik ağ atan iki tekerlekli araçlar hemen devreye sokuldu. Hedefinin üzerine konarak kendilerini patlatan bu sinekler Yerşehir ordusuna ciddi sıkıntı yaratmıştı. Büyük top operatörlerinin tamamına yakını hayatını kaybetmiş, birden fazla sineğin çarptığı zırhlı araçlar kullanılamaz hale gelmişti. Asıl büyük sorun sürekli yeni metalik sineklerin geliyor olmasıydı. Büyük topların çoğunluğunun operatörsüz kalmış olması nedeniyle yeni bir üç tekerlekli kamyon ordu saflarının arasına girmiş ve çevresindeki askerleri diri diri pişirmeye başlamıştı. Orduda panik alametleri belirmeye başlamıştı, ikinci bir kamyonun saflarının arasına daldığını gören geri saftaki askerlerden bazıları platoya doğru kaçmaya başlamıştı. Tamra cephenin ön kısmına odaklanmış olduğu için kaçanları görmemişti. Umay telsizle onu uyardı ve savaş meydanından kaçmaya çalışanlar makineli pistollerle vurularak durduruldu. Umay yedek birliklerin tünellerden çıkarak orduya katılması yönünde talimat verdi. Yedek birlikler orduya katılır katılmaz ordu kara göle doğru ilerlemeye başladı. Bu arada kamyonlardan biri imha edilmiş ve önlerindeki düzlük robotlardan temizlenmişti. Ormandan gelen metalik sineklerin sayısı da azalmıştı.

Artık avcı av haline gelmişti. Uçan Balık’ın verdiği istihbarata göre kıyıda köşede kalmış son üç bacaklı robotlar ve üç tekerlekli kamyonlar gönderilen özel birliklerle yok ediliyordu. Ordunun kara göle doğru yürüyüşü sürerken karargahtakiler zaferi kutlamak için sabırsızlanıyordu. Umay’ın ise içinde kötü bir his vardı. Kehanette sözü edilen devin ortaya çıkıp Yerşehir ordusuna güçlük çıkarmasından endişe ediyordu. Bu nedenle kara göle yaklaşırken ordunun tüm birliklerinin bir arada olması yönünde talimat verdi.

Ordu kara göle yaklaştığında bulutlar doğuya doğru ilerlemiş ve gökyüzünde dolunayın yanı sıra binlerce yıldız da görünmeye başlamıştı. Dolunayın gümüş rengi ışığı altında kara gölün ürkütücü bir görüntüsü vardı. Gölün üzeri güçlükle seçilen ince bir sis tabakasıyla örtülüydü. Göle verilen elektrik işe yaramış gibi görünüyordu, iki saatlik kaygılı bir bekleyişin sonunda gölden yeni bir robotun çıkmadığı görüldü. Kehanet de anlaşılan doğru çıkmamıştı.

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kent çevresindeki arazide yapılan arama ve imha çalışmalarına hız verilmişti. Arama çalışmalarında arazide kalan son robotların yanı sıra altın ve gümüş madenleri de araştırılıyordu. Yeryüzüne çıkılmıştı belki ama yeni ekinlerin yetiştirilmesi uzunca bir zaman alacaktı. Yerşehir halkının ekinlerin yetişmesini bekleyecek zamanı yoktu. Ticaret yoluyla gıda ithali için altın ve gümüşe ihtiyaç vardı; Nemrut zaten açlıkla pençeleşiyordu, Tarsus ve İstanbul’dan gelen gıdalar ise aşırı derecede pahalıydı. Hiçbir kentin Yerşehir kadar gelişmiş bir tarım altyapısı yoktu, gıda stokları kendi nüfuslarına ancak yetiyordu. Yerşehir’in yoğun talebi nedeniyle İstanbul ve Tarsus’da gıda fiyatları aşırı derecede yükselmiş, bu nedenle bu kentlerin yöneticileri gıda ihracatını yasaklamıştı. Umay altın ve gümüşün cazibesinin bu yasakların ortadan kalkmasını sağlayacağını düşünüyordu.

Yerşehir’de yeryüzünden gelen haberler nedeniyle bir bayram havası vardı. Kentin üzerindeki platonun ve çevresinin robotlardan tümüyle arındırılmış olması sayesinde halka yüzeye çıkış izni verildi. Şehirdeki yetişkinlerin neredeyse tamamı askeri harekata katıldığı için yüzeye ilk kez çıkanların çoğunluğunu yaşlılar ve çocuklar oluşturuyordu. Yüzeye çıkanlar arasında Hader ve Umay’a Tanrılardan gelen kehanetleri ileten yaşlı rahip de vardı. Yukarıya çıkan helezonik tünellerde yürümesi mümkün olmadığı için yüzeye elektrikli bir arabayla çıkarılmıştı. Yukarıda serin bir sonbahar havası hüküm sürüyordu, yaşlı bedeni yeraltının yirmi derece civarındaki ısısına alışık olduğu için yeryüzüne çıkar çıkmaz ürperdi. Yine de rüzgârın yüzüne vurması değişik bir histi. Gözlerinin önünde parlak bir ışık olduğunu fark etmiş, ancak katarakt nedeniyle manzarayı görememişti. Zaten yakında öleceğini, bu kadarına da şükretmesi gerektiğini düşündü. Büyük saldırıya yönelik kehaneti doğru çıkmadığı gibi yakında öleceğine dair tahmininde de yanılmıştı. Yerşehir’de yaşanan birçok dramatik olaya tanıklık edecekti.

Resim Kaynağı: pixabay.com

Authors get paid when people like you upvote their post.
If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE STEEM!
Sort Order:  

Calling @originalworks :)
img credz: pixabay.com
Nice, you got an awesome upgoat, thanks to @muratkbesiroglu
BuildTeam wishes everyone a bullish new Year!
Want a boost? Minnowbooster's got your back!