'' Ya istiklal ya ölüm! '' diye çıktıkları yolda bize bu büyük kutlu zaferi hediye eden atalarımıza sonsuz minnet ve şükran duyuyoruz... Gerek siyasi bir deha olarak gerekse büyük bir kumandan olarak ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz minnet ve şükran duyuyoruz. Gururluyuz.
Başkomutan Atatürk’ün Kocatepe’den bizzat yönettiği Büyük Taarruz sonrasında 30 Ağustos başkomutan zaferi kazanılmış ve türk yurdu işgalden kurtarılmıştır. Zaferin kazanılmasında taarruz öncesi yapılan hazırlıklar, türk milleti’nin özverili çalışması, Atatürk başta olmak üzere türk subaylarının kabiliyetleri ve savaşı gerçekleştiren türk askerlerinin büyük payı olmuştur.
Milli ordunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu’dan atmak için düşünülüp planlanan harekât hazırlıkları büyük bir özen ve gizlilik içinde yürütülmüştür. Büyük taarruz işgalciler tarafından beklenilmeyen ve dolayısıyla kamuoyu dikkatinin başka konularla meşgul edildiği bir zamanda gerçekleştirilmiş, bu yönüyle de dünyada büyük bir şaşkınlıkla karşılanmıştır.
Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştür. Bu karardan haberi olanlar ise yalnız Cephe Komutanı İsmet Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa idi. Mustafa Kemal Paşa ''gezi'' adı altında bir seyahat gerçekleştirerek gittiği Sarıköy istasyonu’nda İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve Kazım Paşa ile bir durum değerlendirmesi yaparak büyük taarruzun ağustos ayı sonlarında yapılması kararlaştırıldı.
Hazırlıkları oldukça hassas ve büyük bir özen içinde yapılan büyük taarruz için 26 ağustos’ta saat 03:00’te karargâhtan ayrılan Mustafa Kemal Paşa beraberinde Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa olduğu halde birinci ordu’nun gözetleme yeri olan Kocatepe'ye geldi. Sabah saat 05:00’te gün ağarırken türk topçu ateşiyle taarruz başlamıştır.
Tarafların ordu mevcutları şu şekildeydi; yunan kuvvetleri, 6.564 subay, 218.000 er, 83 tüfek, 1.300 kılıç, 3.113 makineli tüfek, 1.280 ağır makineli tüfek, 418 top ve 50 uçak. türk kuvvetleri, 8.659 subay, 199.283 er, 100.352 tüfek, 2.025 hafif makineli tüfek, 839 ağır makineli tüfek, 5.000 kılıç, 340 top ve 8 uçak.
Ağustos’un 26’sını 27’sine bağlayan gece afyon'da büyük taarruz’un başladığı bilgisini alan Ankara halkı oldukça endişeli ve bunalımlı bir gece geçirmiştir. 27 ağustos’ta Türk birlikleri sabahın erken saatlerinden başlayarak kitleler halinde yunan mevzilerine girmeye başlamış ve yunanların mevzileri bir bir türklerin eline geçmeye başlamıştır. Türk birlikleri yunanlardan boşalan mevzilere girerek kısa sürede Afyon'a ulaşmıştır. Nurettin paşa, Mustafa kemal paşa'ya gönderdiği telgrafla afyon’un ele geçirildiğini bildirmiştir. Afyon'un türkler tarafından ele geçirildiği haberi başta Ankara olmak üzere ülkenin diğer taraflarında büyük bir sevinç ile karşılandı. Ali Fuat Cebesoy bu durumu şu sözlerle anlatmıştır; "Tarifi mümkün olmayan bir sevinç ve tatlı bir heyecan içindeki halk yedisinden yetmişine sokaklara döküldü. Silahlar atıldı. Her adım başında ''YAŞASIN MİLLET! YAŞASIN MİLLİ ORDU ! YAŞASIN GAZİMİZ! '' sesleri yükseldi…"
Büyük Taarruz'un başlamasından üç gün sonra da çarpışmalar bütün cephede hız kesmeden devam etmiştir. Afyon'u boşalttıktan sonra yunan ordusunun çekildiği Sincanlı Ovası, Türk birlikleri tarafından ele geçirilmiştir. 28 ağustos’ta başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Afyon'a gitti. Halk başkomutanlarına büyük sevgi gösterilerinde bulundu. 29 ağustos’ta türk ordusunun başarılı ilerleyişi devam ederken yunan ordusunda umutsuzluk had safhaya çıkmıştı. Bir yıl önce işgal edilmiş olan birçok yerleşim yeri bir bir türk ordusu tarafından ele geçirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa'yla birlikte Afyon'da bir durum değerlendirme toplantısı yapmış ve değerlendirme sonucunda saldırının şiddetle devam ettirilmesine ve düşmanın devamlı surette takibine kararı vermişlerdir.
30 ağustos'ta aslıhanlar civarında kuşatılmış düşman birlikleri Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat idare ettiği orduyla çok sayıda yunan askeri esir alınmıştır. Kısa süre sonra da Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis de esir edilmiştir. Yunan ordusu 4-5 günlük bir süre zarfında bozulup dağıldı. Bıraktıkları, top, tüfek ve savaş araç gereçleri terk edilmiş bir şekilde savaş meydanında duruyordu. Düşmanın toparlanmasına fırsat vermemek amacıyla başkomutan 1 eylül 1922’de önemli ve tarihe geçen “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR. İLERİ!” sözünü söylemiş, düşmanın anadolu’dan atılacağını açıkça beyan etmiştir.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonucunda türk ordusunun 2.543’ü şehit, 9977’si yaralı ve 101’i esir olmak üzere 12.621 kişi zayiatı mevcuttu.
Bugün 30 ağustos...
Bugün kadını, erkeği, genci, yaşlısı, çocuğu, subayı, astsubayı, neferi ile bütün türk milletinin zaferidir...
Gurur duyun...
Bayramımız kutlu olsun...
Hi! I am a robot. I just upvoted you! I found similar content that readers might be interested in:
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/45137
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit
Congratulations @ayseaasli! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!
Downvoting a post can decrease pending rewards and make it less visible. Common reasons:
Submit