Bakış Açısı

Bugün, göreceli tehlikeli sularda yüzmeyi göze alarak, biraz yaygın medya biraz da kişisel ezberlerimiz nedeniyle bakmayı, üzerinde düşünmeyi pek seçmediğimiz bir konuya değişik bir bakış açısı getirmek istiyorum...

Genel olarak, dünya genelinde din ve inanç sistemlerine içeriklerinin dışında, çoğu zaman ana öğretilerinin kapsama alanında olmayan konularda, biraz da hegemonik kaygılarla fazla anlam yüklendiğini düşünüyorum. Dine takılı kalmak kalmamak değil asıl sorun, başarının temelinde çalışkanlık ve azim yatıyor.

15yy Portekiz kralı Gemici Henry Hristiyan imparatorluğu kurmak isteyecek kadar dine kafayı takmış bir insandı ama bu onun Portekiz' in yayılmacılığını başlatmasına engel olmadı.

Çıkış noktası dinini yaymak olsa da onun başlattığı adımların ilerleyen yıllarda tüm ülkelerin ticaret siyaset savaş politika ve araç gereçlerini nasıl etkilediği ortada. Yani Henry hem koyu bir dindar hem de koyu bir araştırmacıydı.

Engizisyon zamanı Avrupa' nın karanlık zamanlarında her ne kadar din faktörü önde görünse de asıl nokta hegemonya paylaşımında çıkan anlaşmazlıktı.

Burjuva kesimi aydın, sanatçı ve bilim insanlarını maddi manevi destekledi. Kilisenin ülkeler krallar derebeyler üzerindeki büyük yaptırım gücü, ekonomik kaynaklarının fazlalılığı burjuvanın bu pastadan pay almak istemesi o hegemonyaya baş kaldırmasına neden oldu.

Kilisenin bilim insanlarını kesme ya da yakma nedeni din olmadığı gibi burjuvanın bilimi desteklemesi de bilim aşkı değildir, hegemonya kaygısıdır.

Gelelim musevilere; bilinen tarihleri MÖ 1200 yılllarına uzanan, o zamandan beri sürekli oradan oraya savrulan bir kadim yapı düşünün. Zengin burjuva demek için sadece Rockefeller Rothshild gibi son iki yüzyılın dünya devlerine veya kamuoyunca bilinen diğer varsıl isimlere bakarak bu insanlar çok rahat çok ferah hayatlar sürmüş düşüncesine kapılırsak hata ederiz.

Düşünün toprak yok yaptığınız işin güvencesi yok her an bir yerlere sürülme korkusu tepenizde siz olsanız ne yapardınız?

Güçlü olmayı seçtiler ve çok çok çalıştılar paranın ülkeler krallar din adamlarından daha etkili olduğunu buldular ve hep finansın içinde oldular yani doğru pozisyon aldılar. Bağlantılar kurdular dinden bağımsız sosyal ve finansal güçlerini artırdılar.

Dindar veya değil eğer siz yaptığınız işe önem veriyorsanız hayatta sağlam hedefleriniz varsa çalışmak sizin için zorunluluk değil gereklilik hatta eğlence olmuşsa başarı geliyor bence.

Din ırk sosyal statü başlangıçta avantaj olabilir ama maç 90 dakika çok taktik olan çok koşan maçı alır.

Biz de böyle bakarız...