Herkese merhaba ben @keepcalmandread
işe yarar birşeyler yapmak için, Dünyayı kurtarma planları yapmak yerine, mevcut yapmakta olduğumuz hataları keşfeder ve uzaklaşırsak, iyileşmesine fırsat tanımış olur ve daha kötü olmasının önüne geçmiş oluruz. Buna inanıyorum, inanmalıyız.Bu blog aracılığı ile, ülke olarak konuşmamız gerektiğine inandığım ve gündemde olması gerektiğini düşündüğüm konular hakkında görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Klavye başından memleketi kurtarmak mümkün mü ?
Tabi ki, evet.
Aslında bir çok şey günümüzde klavye başından oluyor farkında değil misiniz?
Gündeminizden alışveriş listenize kadar bir çok şeye klavye başındakiler karar veriyor.
Klavye başından savaş çıkartmak hatta savaşa katılmak bile mümkün.
Kabaca insanlık dönem dönem sorunlarını çözmek için yöntemler geliştirmiş ve gündeme göre şekillenerek ilerlemiş, etkilenmiş diyebiliriz.
Örneğin yerleşik hayata geçilmeye çabalandığı dönemlerde sınırların oluşması ve korunma ihtiyacı oluşmuş ve tüm dünya gündemi bu şekilde evrilmiş. Sıradan ve uçuk bir örnek olduğunun farkındayım.
Ama o dönemde eğer teknoloji ve gelişim bu boyutta olsa aynı sonuçlara çıkacağımızı düşünüyorum ve o dönem yaşanmayan bir çok şeyin etkileşim seviyesinin daha az olmasıyla alakalı olduğunu düşünüyorum.
Şuraya dikkat çekmek istiyorum ülke olarak, kaba kuvvet ve benzeri şeylerle dolu olan dünya gündeminde çok iyi başarılar yakalamış ve sınır tanımamışız.
Dünya savaşı anlatmama gerek yok sanırım...
Hemen akabinde sanayi dönemlerinde üretmek ve hizmet etmek noktasında tıkanmış ve sorunlarımızı çözemez hale gelmişiz.
Yada şöyle diyebilirim; sorunlarımızı yine iyi olduğumuz tarzda kaba kuvvet ile çözmüşüz. örn; daha fazla çalışarak.
Sanayiler, üretimler, bilgisayarlar ve uygulamalar derken gündemler ve savaşlar farklı bir noktaya ilerliyor.
Geçtiğimiz yıl dünya çapında en çok para toplayan projelerin hiç birisi aslında somut olarak var olmayan, veya şöyle söylemeliyim, yenilip içilemeyen projelerdir.
Bunun sebebi ise, dünya bu noktaya gidiyor, zamanında nasıl daha çok ekebiliriz? sorularını soran arkadaşlar şuanda Mars'a ekebilir miyiz sorusunun peşinden ilerliyor.
Bizse halen... ile başlayan bir cümle kurmayacağım.
Çözüm odaklı ilerlemeyi planlıyorum, bizim gündemimizi farklı konuların meşgul ettiğinin hepimiz farkındayız. Bunun sebeplerine inerek çözüm üretmemiz gerekiyor.
Ekonomi derslerini ilk okul sevilerine indirerek bu tarz konuları kavrayabilmemiz gerekiyor.
Çünkü gerçekten tarih değişiyor fakat olaylar pek farklı değil, o dönemin savaşları vb. olayları şuan ticari boyuta evriliyor ve devam ediyor. Her geçen gün insan sayısı yükseliyor, hayat zorlaşıyor...
Geçmiş dönemler ile kıyas yapıldığında göremediğimiz faktörler arasından 'ihracat' a merhaba deyin.
Alt yapı ve ödeme sistemlerinden dolayı, güvenlik sorunlarından dolayı veya sayısız sorundan dolayı bu konu hayatlarımızın içerisinde çok önemli bir yer kaplamıyordu.
An itibariyle aliexpress aracılığı ile kredi kartıyla çinden birşeyler aldığınızı hatırlayın, evet bunu ne kadar fazla insanın yaptığını düşünün. 'Cari açık' terimine merhaba deyin.
Hayatlarımızın içerisine inavasyon,arge gibi tabirler giriyor ve şuan tüm dünya teknolojiyle beraber bu konularla ilgileniyor. Global gündemde sadece teknolojik gelişmeler yer alıyor.
2017 yıl sonunda en çok para kazanan şirketler içerisinde 'facebook' yer alıyor.
Tüm dünya için bu en kolay ihracat, en kolay zenginlik anlamına geliyor.
Biz ilkokul yıllarımızda flüt çalarak vakit geçirirken, gelişmiş diye tabir edilen ülkelerde, ekonomi dersleri işleniyor ve bu derslerde ' eğer ülkenin içerisinde ticaret yaparsan kazanmış sayılmazsın, şartlar kötüye gider, enflasyon sorunu ürer, daha iyi şartlar için daha farklı ülkelere üretmelisin' argümanı aşılanıyor.
Üniversite vb. ortamlarda ise, bu tohumlar yeşeriyor. Sonuç ortada değil mi?
Ayakkabılarımızdan telefonlarımıza bir çok sevdiğimiz ürünün kendi ülkerinde rağbet görmediğini biliyor muyduk ?
Veya yemeksepeti organizasyonun önce yurtdışı modeli örnek alınarak ülkeye getirildiğini daha sonra yine yurtdışına satıldığını biliyor muyuz?
Bilmek zorundasınız. Eğer bilmezseniz, her yediğiniz yemeğin %10 unu yurtdışına gönderir ve ülkeden dışarıya para çıkmasına sebep olursunuz. Yıl sonunda ise daha çok çalışmak zorunda kalırsınız. Çünkü paranız değer kaybeder. İhtiyacınız olan her ürün ve hizmet için para ödersiniz fakat nereye ödediğiniz gelecek sefere ne kadar ödemeniz gerektiğine karar verir...
Cari açık ve ihracat devletlerin tek başına aşabileceği bir sorun değildir. Ülke bilinciyle çözülebilecek bir durumdur. Günlük hayatınızın her karesine girmiş olan ihracata karşı her kayıtsız kaldığınız konu, bir sonraki konuyu zorlaştırır.
Ülke içerisinde sadece şahsi borçlarını ödemek için ortalama her 20 kişiden 1 tanesinin 2 ayrı işte çalıştığını biliyor musunuz ?
Ve gelişmiş diye tabir ettiğimiz ülkelerde 2 veya daha fazla konuyla ilgilenen insanların bir çoğunun milyoner olduğunu biliyor muyuz ?
Bu resmi olmayan verilere baktığınızda ülke içerisinde ihracat gibi ölümcül önem taşıyan konular çözüm bulmuş olsa, ülkede ne kadar çok milyoner çıkacak diyebilir miyiz ? :)
Herkese keyifli steemitler...
Posted from my blog with SteemPress : http://keepcalmandread.steemblogtr.ovh/2018/07/30/memleketi-kurtariyorum-s1e2/